Allah’ın yardımı 200 sene niçin gelmedi?

ODA TV, haber takibini (fikr-i takip) iyi yapan bir yayın kuruluşu. Bugünkü Diyanet İşleri Başkanlığı’nın Atatürk karşıtlığını iyi izleyip haberleştiriyor. 30 Ağustos zafer Bayramı mesajında AKP’nin diyaneti bunu bir kez daha gösterdi. Yayımladığı hutbede Diyanet İşleri Başkanlığı bol bol Allah dedi, zafer dedi, müminler dedi, ayetler dedi ama Atatürk diyemedi.

Şimdi, Atatürk’ü değersizleştirmek için 30 Ağustos’taki Büyük zaferi Allah’a ve müminlere bağlayan kesime soruyorum:

*1878 yılında kâfir (!) Moskof ordusu Müslüman Osmanlı ordusunu perişan edip ta Yeşilköy’e kadar girerken neredeydi sizin dualarınız? Allah niye müminlerin yanında değildi? Hem de halife İstanbul’da iken… Hem de bu halife en dindar en ulu sultan 2. Abdülhamit olduğu halde dualar, ayetler niye işe yaramadı?

*Bir soru daha: Dünkü vilayetimiz Bulgaristan, dinci padişahçı Hürriyet ve İtilaf Partisi’nin yönettiği orduyu, 1912 sonunda peş peşe bozguna uğratıp ta Çatalca’ya kadar ele geçirirken neredeydi sizin dualarınız? Niye Allah siz müminleri korumadı?

Sanıyorum ki bu sorum, “Dünkü vilayetimiz karşısında kazanılan bir savaşı abartmayın!” diyerek Büyük Zaferi karalamaya kalkışan alçak Atatürk düşmanları için de geçerlidir…

*Bulgar ordusu Osmanlı ordularını peş peşe yenerken neredeydi yeşil sarıklılarınız?

*1918 Kasım ayında İstanbul işgal edilirken niye dualarınızla kahretmediniz İngilizleri de bugün küfrettiğiniz Mustafa Kemal’e bıraktınız bu işi?

ALLAH DİNSİZ ADAMIN YANINDA

Yetmedi, Osmanlı Devleti’nin son toprakları bile düşman eline geçti. Başkent İstanbul bile elimizden alındı. İşgalci Fransız General d’Esperey, 8 Şubat 1919’da Galata’da beyaz bir ata binerek Taksim’e doğru zafer alayı yürüyüşü yaparken neredeydi müminlerin kerameti, neredeydi sizin dualarınız?

Peki bu işgalcileri kutsal kent İstanbul’dan ve anayurdumuz Anadolu’dan kovan kimdi?

Diyanetçilerin ve Diyanet kafalı tarikatçıların “dinsiz, kâfir” diye kötülediği Gazi Paşa…

Evet, Büyük Atatürk Hıristiyan ordularını yendiği için, İngiliz-Fransız çizmelerinin altındaki İstanbul’u kurtardığı için suçludur… Onu karalamak için de işte sömürgecilerin gizli çocukları “kâfir, dinsiz, beton Kemal” gibi alçakça saldırılarda bulunmuşlardır. Yetmemiştir: Pontus çocuğu yobazlar onun değerli anasına bile iftira atmışlardır. Halbuki araştırmacı Mehmet Ali Öz, Zübeyde Hanımefendi’nin Selanik’in önde gelen ailelerinden olduğunu “Atatürk’ün Soy Kütüğü” adlı belgesel eserinde ortaya koymuştur.

Satılmış yobazlara inat, Allah, işte bu insanın yanında olmuş, zaferler kazanan bir kahraman olarak onu yüceltmiştir.

DERTLERİ BELLİ

Bugünkü Diyanet İşleri Başkanlığı, AKP yönetiminin emrindedir. AKP yönetimi ise çok büyük ölçüde gerici Halidi tarikatının İskenderpaşa tekkesinden gelmektedir. Bu tekkenin şeyhi olan Mehmet Zahit Kotku, ABD’nin Yeşil Kuşak projesinin Türkiye’deki temsilcilerinden birisiydi. Tıpkı Süleyman Hilmi Tunahan, tıpkı Hüseyin Hilmi Işık, tıpkı Said-i Nursi ve Fethullah Gülen gibi. Tıpkı Şule Yüksel Şenler gibi… Bu isimleri NATO paşası darbecilerin korumaya aldığını da biliyoruz. Kotku’nun yetiştirmesi olan İsmailağa Camii imamı Mahmut hoca da aynı yolun yolcusudur.

Doğu’ya avucuna alan Menzilciler de Halidi tarikatındandır.

Batılı sömürgecilere hizmeti bir iman prensibi haline getirmiş olan Halidiler, 1925 yılında hain Şeyh Said’in öncülüğünde Türkiye Cumhuriyeti’ne karşı isyan etmişlerdir. 1930’de Menemen’de kelle kesen de bu Halidilerdir.

İşte bu tekkeler yetmemiştir. AKP tepe yönetimi, toplumu kuşatmak için Ensar, TÜRGEV, TÜGVA gibi vakıf adı altında Halidi zihniyetle örgütler kurmuştur. Sadece geleneksel tekkelerde değil buralarda da Atatürk düşmanı kuşaklar yetiştirilmektedir. Türkiye bugünlerde Halidi Cehennemi haline getirilmiştir. Bu acı gerçeği belgeleriyle birlikte teker teker “TARİKAT KUŞATMASINDAKİ TÜRKİYE/Halidi Cehennemi” adlı kitabımda anlattım.

TEK CEPHE VAR: ATATÜRKLE SAVAŞ

Bugün dünyadaki siyasal İslam hareketinin merkezi Türkiye’dir. AKP’nin tek düşmanı var: Gazi Mustafa Kemal Atatürk…

AKP’li belediyelerin temel görevi bir biçimde Atatürk’ü iteklemek, ötelemek, gözden saklamak ve değerini düşürmek… Bu yüzden bir sebep uydurarak Atatürk heykellerini meydanlardan kaldırdılar. Milli Eğitim Bakanlığı, Atatürk’ü gözden saklamayı temel politika yaptı, ders kitaplarındaki Atatürk bilgileri önemli ölçüde azaltıldı. İçişleri Bakanlığı şimdilerde Atatürk’ü değersizleştirmeyi var gücüyle yürütüyor. Genelkurmay yerine İçişleri’ne bağlanan Jandarma Genel Komutanlığı’nın bahçesindeki Atatürklü heykel bu yüzden kaldırıldı. Karakollardaki Atatürk fotoğraflarının dolap artlarına itilmesi de AKP’nin bu politikasının ürünüdür.

İktidar partisi, bütün gücünü Atatürk’le savaşa verdi. “PKK ile mücadele” görüntüsü de bu yıkıcılığın üstünü örtmek için kullanılan bir yalan.

Göreceksiniz… Yakın bir gelecekte Gazi Paşa “dahili bedhahlar”ı yeniden denize dökecektir.

Önceki ve Sonraki Yazılar