"DEVLET SIRRI"NI AYAĞA DÜŞÜRMEYİN

ODA TV Haber Müdürü Gazeteci Yazar Barış Terkoğlu ile kanalın muhabiri Hülya Kılınç tutuklandılar…

Sebebi ne?

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’dan öğreniyoruz ki bu iki gazeteci devlet sırrını çiğnemişlermiş…

Bakan Bey şöyle açıkladı: “Devlet sırrı denilen bir şey vardır, bir milli güvenlik sırrı denilen bir anlayış vardır. Bu Almanya’da da böyle. Hadi yapsınlar böyle bir haberi Almanya’da…”

Sayın Soylu bilsin ki Almanya’da bu haberlerin babaları yapılıyor da kimse apar topar hapse atılmıyor.

Belli ki AKP iktidarı işine gelmeyen her haberi “Devlet Sırrı” halne getirerek yasaklayacak. Tıpkı 17-25 Aralık yolsuzluk ve rüşvet haberlerinin FETÖ işi gösterilerek yasaklanması gibi…

Sayın Soylu! Sizin sır dediğiniz şeyi bilmeyen mi var? Libya’da şehit olan MİT görevlisinin haberini devlet sırrı göstererek basını susturmaktan vazgeçin.

Eğer devlet sırrını düşmana veren bir operasyon istiyorsanız önce şu ünlü Kozmik Oda Operasyonu’nu yapanları haklayın. Ve bu işte koçbaşı gibi kullanılan Bülent Arınç’ı hapse atın da görelim…

Barış Terkoğlu’na gelince… Dün FETÖ ile birlikte susturamadınız, şimdi de susturamayacaksınız…

AYIPTIR SAYIN BAKAN, AYIPTIR

Televizyonda, Yunanistan’a geçen göçmenlerle ilgili açıklama yapıyorsun. Bir gazeteci soru soruyor. Muhabirin Tele 1 TV elemanı olduğunu öğrenince verdiğin cevaba bak: “Yunan tarafına hizmet ediyorsun. Türkiye Cumhuriyeti vatandaşısın ama hizmetin başka yere!”

Sayın Soylu bu düşmanca cevabı sen kendine yakıştırabilirsin ama biz bunu bir Türkiye Cumhuriyeti bakanına yakıştıramıyoruz.

Karşındaki düşman ülke gazetecisi olsa belki böyle nefret saçmazdın…

CUMHURBAŞKANI ÜSLUBUNU DÜZELTMELİ

Peki, bir bakanı böyle kendinden geçiren üslubun kaynağı neresi?

İçişleri Bakanı belli ki bu üslubu Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan almış.

Çarşamba günü TBMM’de yaşanan kavgayı ve sebebini irdeleyin gerçeği anlayacaksınız.

Bu olayın öncesinde Cumhurbaşkanı Erdoğan AKP grup konuşmasında, İdlib konusunda CHP Lideri Kılıçdaroğlu’nu hedef alarak şöyle demişti: "Türkiye’nin bu tarihi mücadelesini sürekli fitneyle, yalanla, iftira ile lekelemeye çalışan her kim olursa olsun açık ve net söylüyorum; Haysiyetsizdir onursuzdur, şerefsizdir, alçaktır, haindir"

Biz siyasetçilerden “üslub-ı âli” beklerken işte bu üslup son 10 yılda Türkiye’yi esir aldı.

Muhalefeti “haysiyetsiz, onursuz, şerefsiz, alçak, hain” diye suçlayan bir Cumhurbaşkanı olabilir mi?

Bu şiddetin altında Suriye macerasında durmadan şehitler verdiren ve Rusya karşısında baş eğmeye yol açan dış politikadaki başarısızlığı gizleme arzusu olabilir mi?

***

Bilinir ki: Birisine onun istemediği bir söz söyleyen ondan da kendi istemediği bir söz duyar. İşte Cumhurbaşkanı konumundaki Erdoğan’ın bu saldırısına CHP’li Engin Özkoç, düzenlediği basın açıklamasında aynı sözcüklerle ve aynı şiddetle cevap verdi. TBMM’de AKP’lilerin saldırısına uğradı.

Peki bu konuda birinci derecede sorumlu olan kimdir?

Hiç kuşkusuz ki ülkeyi tek adam olarak yöneten Tayyip Erdoğan’dır. Engin Özkoç, partisiyle sınırlıdır; Sayın Erdoğan ise bütün Türkiye ile hatta tüm dünya ile sınırlıdır.

Onun bu küfürcü, şiddet dolu üslubu bırakarak normal bir cumhurbaşkanı gibi konuşmasını bekliyoruz…

Unutmasın ki bu üslup artık sadece IŞİD zihniyetli militanları mutlu ediyor. Ben normal AKP seçmeninin de Cumhurcu olmayan yüzde 50’den fazla kesimi alçak, şerefsiz, hain gibi gösteren bu üslubu onaylamadığını biliyorum…

Atalarımız böyle durumlarda ne demişler: Edeb ya Hu!

Önceki ve Sonraki Yazılar