İçişleri Bakanı Soylu, “PKK ile mücadele” adına HDP’li Diyarbakır, Van, Mardin belediye başkanlarını görevden aldı, yerine de o illerin valilerini kayyum atadı.

Ne soylu bir davranış diyerek alkışlamak geliyor içimden…

Ama hemen büyük sorular üşüşüyor aklıma:

-Terör örgütü PKK’yı kuran kim?

-Abdullah Öcalan!

Halen yöneten kim?

-Abdullah Öcalan!

Peki PKK terörü ile mücadele ettiğini söyleyen AKP; örgütün elebaşısı Öcalan’a ne yapıyor?

Ona özel adamlar yolluyor; HDP seçmenini etkilemek için ondan mektup alıp bunu kendi medyasını kullanarak millete duyuruyor.

Terör elebaşısı Öcalan, mektubunda, HDP’lilere, “CHP adayı İmamoğlu’na oy vermeyin!” anlamına gelecek biçimde “Tarafsız kalın!” diyor.

Yetmiyor!

PKK ile mücadele ettiğini söyleyen AKP; Abdullah Öcalan’ın kardeşi Osman Öcalan’ı devlet televizyonu TRT’ye çıkartıyor. Terör suçundan kırmızı bültenle aranan Osman Öcalan, seçmenin AKP adayı Binali Yıldırım’a oy vermesini söylüyor.

O zaman ne şehitler düşünüldü ne de vatanın bütünlüğü.

Şimdi soruyorum: HDP’li belediye başkanlarının görevden alınmasını da terör elebaşısı Abdullah Öcalan mı tavsiye etti?

Öyle ya, bunlar daha önce de Öcalan’ı akil adam ilan etmemişler miydi? Öcalan’ın hapisten yazdığı mektuplar Diyarbakır meydanında hem 2014’te hem 2015’te okunmamış mıydı? Bu HDP’liler o zamanlarda iyiydi de İstanbul seçimi yitirilince mi kötü oldu?

Süleyman Bey, ancak MHP Lideri Bahçeli’yi ve adamlarını kandırır; bizim gibi PKK ile gerçekten mücadele edenleri değil…

ÇAVUŞOĞLU’NUN GEMİLERİ ORADA BALIK AVLIYOR

Hepsi çok bilmiştir… Öyle çok bilmişlerdir ki başına geçtikleri ülkeyi bugün hem güneyde hem batıda batağa saplamışlardır.

AKP’nin Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu hazretleri, ana muhalefet lideri Kemal Kılıçdaroğlu ile aklınca dalga geçiyor.

Peki niçin?

Sayın Kılıçdaroğlu, partisinin il başkanları toplantısında "Doğu Akdeniz'de zengin petrol var, doğal gaz yatakları var. ABD, Yunanistan, Kıbrıs Rum yönetimi, Mısır, Katar orada, hepsi orada. Bir tek devlet yok, Türkiye!" demişti ya… Ona cevap verirken diyor ki:

"Sayın Kılıçdaroğlu Doğu Akdeniz'de bizim ve KKTC'nin haklarını koruyan Fatih, Yavuz ve Barbaros'u Yunan gemisi sanıyor herhalde.”

Kimse sizin gibi Yunanlıların işgal ettiği 18 adayı hâlâ Türk adası sanmıyor Bay Bakan, merak etme…

Sizin sözünü ettiğiniz o üç gemi var ya… Doğu Akdeniz’de hiçbir ağırlığı yok. O gemiler, sayenizde oralarda balık avlıyor. Siz ise petrol arıyoruz diye içeriye karşı propaganda yapıyorsunuz. CHP Lideri Türkiye’nin bölgede etkisiz halde olduğunu söyledi diye kızacağınıza başınızı ellerinizin arasına alıp da 17 yılda bir de olsa bir düşünün.

ERDOĞAN, PUTİN’İ TERK EDİYOR

Daha önce yazdım: S-400’ler Depoya…

Bunun belirtileri hızla ortaya çıkıyor. AKP yönetimi, artık Rusya’yı bıraktı ve ABD gemisine yanaştı.

Bunun hayata geçirildiği alan da Suriye…

AKP Lideri Erdoğan, Suriye işinde şimdi yeniden ABD saflarına katılıyor.

Bunu da İdlib şehrine yuvalanan IŞİD’li teröristlere karşı Suriye devletinin yürüttüğü operasyonlara bağlıyor.

Ve ABD’den de onu destekleyen açıklamalar geliyor.

Gerçeği görelim: Erdoğan için Avrasya bitti, Süper NATO geri geliyor.

Göreceksiniz, Suriye ve İdlib’i gerekçe göstererek Erdoğan ABD-İsrail hattına geçecek ve Rusya-İran-Suriye ittifakına karşı cephe açacaktır.

METİN FEYZİOĞLU SARAY’A DANIŞMAN OLMALI

Tuzu kuruların yanında yer alan avukat Metin Feyzioğlu, Türkiye Barolar Birliği (TBB) başkanıdır. Bay başkan, adli yıl açılış töreninin Yargıtay binası yerine Saray’da yapılmasına tepki göstererek Beştepe’deki toplantıya katılmayacağını açıklayan barolara kızıyor.

Hazret anlamak istemese de bu protestonun nedeni çok açık. Türkiye’nin gerçekten aydın kesimini oluşturan avukatlar yargının kuşatılıp tek partinin emrine sokulmasına ve “yasama-yürütme-yargı” arasındaki dengenin bozulup bu üç gücün Erdoğan’da (yürütmede) toplanmasına karşılar.

Bu acı gerçeği görmezden gelen Metin hazretlerine tavsiyem TBB başkanlığını bırakıp tuzu kuruların avukatlığını üstlenmesidir. Görecektir ki kısa sürede milyonlar kazanacaktır.