Önce herkesin bildiği temel bir gerçeği hatırlayalım:

MHP Lideri Devlet Bahçeli ne dedi: “Türkiye’de beka sorunu var!”

Yani, “Türkiye var olma-yok olma aşamasına getirildi!”

Aynısını değişik biçimde kim söyledi?

-AKP Lideri Tayyip Erdoğan…

Peki, Türkiye 2002 yılında hem de derin bir ekonomik krizde iken kimse beka sorunundan söz etti mi?

-Hayır!

Öyleyse ülkemizi uçurumun kenarına kim getirdi?

-17 yıldır ülkeyi yöneten AKP ve o partiyi yöneten Tayyip Erdoğan!

BATIRAN, KURTARABİLİR Mİ?

Ülkemizi 80 yıllık cumhuriyet döneminden daha fazla borçlandıran… Lonrda merkezli yabancı para babalarına milyarlarca dolar faz ödeyen… 80 yılda ne yapılmışsa hemen hemen tümünü yiyen. Üstelik eğitimi çökerterek ülke yönetimini çağ dışı tarikatların eline veren… Devletin temel değerleriyle savaşmayı demokrasi mücadelesi gibi gösteren… PKK temsilcileriyle gizlice görüşüp açık açık açılım sözleşmeleri imzalayan bir iktidar bu.

Kim kurdurdu AKP’yi?

-ABD…

Şimdi kim kurtarmaya çabalıyor?

-Devlet Bahçeli!

Acaba Amerika ile Bay Bahçeli arasındaki görev bölüşümünü anlayabildik mi?

Kendisi, ülkeyi beka sorununa iten siyasetçiden kurtuluş bekliyor.

Böylece de onun BOP için üstlendiği görevleri kolaylaştırıyor.

Ve BOP; Suriye üstünden sürdürülüyor.

İsrail ve ABD ile birlikte Beşşar Esat yönetimini devirmeye çabalıyoruz. Bir yandan İsrail bombalıyor bir yandan biz… Ve koridor oluşturmak adına PKK’yı, Suriye ordusunun saldırılarına karşı korumaya alıyoruz, ikinci İsrail’i kuruyoruz. Adına da Barış Pınarı diyerek…

İYİ PARTİ ÇOMAK SOKTU

İleride Türkiye’yi parçalayacak bu plana İYİ Parti’nin kuruluşu darbe vurdu. BOP Eşbaşkanı Erdoğan’ın ölünceye kadar iktidarda kalmasını planlayan ve yanına da Bahçeli’yi yerleştiren ABD derin devleti sıkıntıya düştü.

Çünkü, İYİ Parti, Meral Akşener liderliğinde girdiği ilk seçimde, bir yığın engel çıkartılmasına karşın yüzde 10 oy aldı. Böylece AKP’nin yıkılmaz denilen imparatorluğunun kolonunu kesti.

Bu süreçte CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun İYİ Parti ile yaptığı somut ve iyi niyetli işbirliği de çok etkili oldu.

İşte son aylarda oynanan bütün siyasi oyunlar bu işbirliğinin damarlarını kesmeye yöneliktir.

LÜTFÜ TÜRKKAN ÇARPITMASI

Görüyorsunuz, iktidarın esiri haline getirilmiş holding televizyonlarında hep muhalefet partileri tartışılıyor. Yok bir CHP’li saraya gitmişmiş de… Yok, İYİ Partili Lütfü Türkkan, “AKP ile ittifak yaparız!” demişmiş de…

Siyasi kimliğinden kimsenin kuşku duymadığı Lütfü Türkkan’ın o ayaküstü açıklaması, içeriğinden kopartılarak İYİ Parti’yi karıştırmak için kullanıldı. Ne demişti Sayın Türkkan? “Eğer AKP hemen parlamenter sisteme dönmeyi kabul ederse, bunun için 2020 içinde bir erken seçimi kabul ederse, bize de icracı 5-6 bakanlık verirse ülkenin önünü açmak için bu şartlarda ittifak yapabiliriz.”

Yani erken seçimle bu başkanlık sisteminden ayrılıp eski sisteme dönme çağrısı… Gayet de makul…

Bunu Erdoğan kabul edebilir mi?

Asla! Çünkü, burada temel olan parlamenter sisteme dönmek şartı, Erdoğan’ın padişahlarda bile olmayan bugünkü yetkilerini bırakması demektir. Dibe vurmuş AKP’nin erken seçime asla yanaşmayacağı da ortada… Gel gör ki iktidar medyası konuşmanın özünü atmış, sadece “AKP ile işbirliği yapabiliriz!”i öne çıkartarak İYİ Parti’ye çullanmıştır…

Özellikle MHP’lilere bir koz olan bu açıklama haklı olarak İYİ Parti yönetimini harekete geçirilmiş; oradan, “Hiçbir şartta AKP ile işbirliği yapılmayacağı” anlamında açıklama gelmiştir.

Bu açıklama, İYİ Parti’nin kararlı tutumunu göstermesi açısından son derece değerlidir.

ERDOĞAN İTİRAF ETMİŞTİ

Bütün bu bir bardak suda fırtına koparmak operasyonu önceden planlanmıştır ve yayılarak yürütülmektedir. Ülkeyi perişan eden AKP’yi tartışmak yerine muhalefet partilerini tartışmak ve tartıştırmak planı devrededir. CHP ve İYİ Parti’nin içine uzanan ellerin amacı budur.

Hedefte, İyi Parti ile CHP arasında kurulan ve Türkiye’yi düştüğü uçurumdan çekip çıkartacak olan Millet İttifakı vardır. Cumhurbaşkanı unvanlı AKP Lideri Erdoğan, açık açık “Millet İttifakı’nı parçalamalıyız!” demiştir.

Daha ne desin?

Bütün bu tartışmaların, işte bu amaçla çıkartıldığını anlamamak için insanın kör ve aptal olması gerekir.

Buna, geçmişte Sayın Meral Akşener’e yönelik ahlaksızca saldırıları da eklerseniz fotoğraf gayet netleşir.

Bilinmelidir ki İYİ Parti, İkinci İsrail önündeki en büyük engeldir. Umarım milliyetçiler bu yakıcı gerçeği anlarlar ve Sayın Akşener’e aynı kararlılıkla sahip çıkarlar.