S. Ersu Hızır

S. Ersu Hızır

Devlet mafya özentisi spor adamı istemiyor!...

Laik Demokratik Hukuk Devleti Cumhuriyetimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk, sporcularımızın uluslararası müsabakalarda iyi dereceler elde edebilmesi için okullar da spor eğitimine önem verilmesini isterdi

Genç Türkiye Cumhuriyet'i okullarda Beden Eğitimi dersleri ile öğrencilerin spor yapmalarını teşvik eder, branşlarında başarılı sporcuların yetişmesine önem verirdi.

Atatürk spor yapan gençlerin erdemli bir kişiliğe kavuşması için nasıl bir ruh ve beden halinde olması gerektiğini bir özdeyişle özetler.

" Ben sporcunun zeki, çevik ve ahlaklısını severim."

Son yıllara kadar spor okullarında, spor akademilerinde yetişen çok sayıda sporcumuz milli takımlarda, amatör ya da profosyonel spor kulüplerinde yer aldılar, uluslararası müsabakalarda yarışlara katıldılar.

Yaşam zorluklarına, olanakların kısıtlılığına rağmen bir çok dalda başarılara imzalar attılar.

Onlar arkarında bir ulusun gücünü hissederken, yedi düveli dize getirmiş Türkiye Cumhuriyet'inin temsilcisi olduklarının bilincinde örnek davranış sergileyen Atalarının sözüne uygun davranan erdemli insanlardı.

Son yıllar da üzülerek bu potansiyelimizi bazı branşlar da azaldı, bazıların da ise yok denecek seviyelere indirgendi.

Artık kendi sporcularımızı yetiştiremez, yetiştirdiklerimize de yeterli olanakları sunamaz hale geldik.

Örneğin, uluslararası müsabakalara katılan kulüplerimizin maç kadrolarında basketbol takımların da ya bir ya iki Türk sporcu bulunmakta.

Futbol da da benzer durumda hatta yaygınlığına bakarsak daha da kötü durumdayız.

2014-2015 yılında 198 yabancı sporcu bulunurken, kural değişikliği sonrası bu sayı 2015-2016 yılında 253'e yükseldi.

Yalnız süper lig de yer alan 18 kulübümüzdeki yabancı sporcu sayısı 236 oldu.

Eski Milli takım teknik direktörü Fatih Terim'in önerisi ile alındığı açıklanan bu karar ile kulüpler TFF'ye bildirecekleri 28 kişilik kadrolarında 14 yabancı futbolcu bulundarabilecekler.

Süper ligde yabancı futbolcu oranı geçtiğimiz sezon %47.5'a ulaştı.

Ver parayı, getir yabancıyı.

Yabancı sporculardan kurulu kendi takımını alkışla, oynayan yurdum insanı olmasın ne farkeder.

Bir insan düşünün,

Para..para.. para. Buna hırs , zorbalık , kabadayılık, çatık kaş, sürekli çamaşır sıkar gibi yüzünü buruşturan bir tip.

Toplumsal algı bu.

Yeri geldiğin de yüz kilometre öteden gidip restoran basan, kendini bu devletin Hakimi, Savcısı, polisi yerine koyan, yeri geldiğinde köpeklerin canlı olduğunu önemsemeyen, kendisini dostça uyaranlara tehdit mesajları gönderen bir kişi.

Bütün bunlar Laik, Demokratik- Sosyal bir Hukuk Devleti olan Türkiye Cumhuriyeti'n de yaşanıyor.

Gözaltına alınan yok, sorgulanan yok.

Kim ne olursa olsun yasalar önünde eşit olması gerekmez mi?

Hukuk - Adalet herkese lazım.

Maalesef ülkemizde bu tür yaşananları gördükçe insan üzülüyor.

Tabi ki bunda basının da payı var.

Sporcunun ya da spor eğitmeninin nasıl olması gerektiğini veciz bir söz ile anlatan Atatürk'ün çizdiği kalıplara uymayan kişilikleri, üç beş gezi ya da üç beş maç kampı için farklı şekilde topluma lanse edenleri kast ediyorum.

Sürekli çatık kaşlı, kendisine eleştiri yönelten ya da rakip olacağını hissettikleri ile parlamaya hazır şekilde konuşan, kavga eden

insanın içerisinde bir korku vardır.

Bu korku ile yaşayanlar hep güçten, güçlüden, iktidarlardan yana tavır koyarlar.

Güç aldıkları iktidar odakları önünde ellerini ovuştururlar, hazır ola geçerler.

Onlar için kendi gelecekleri, toplumun geleceğinden daha önemlidir.

Ülkemizden iyi sporcu yetişmesini istiyorsak, önce yabancı kuralını düzenlememiz gerek.

Türkiye Futbol Federasyonu'nun bu konuda gerekli önlemleri alması gerek.

Federasyonlar Sayıştay denetimine tabi kuruluşlar.

Astronomik maaş tutarları, ya da federasyon aleyhine ceza maddeleri koymak keyfiyete mi tabidir, yoksa uluslararası benzer görevleri yapanlarla mukayeseli mi rakamlar belirlenmektedir.

Bunlar kamuoyunda konuşulan yetkililerce açıklanması gereken konulardır.

Kamuda bir yer alırken ya da kiralarken kırk sorgu yapan Sayıştay denetçileri bunları araştırmalı ve kamuoyunu bilgilendirmelidir.

Anadolu 'da iki söz vardır.

Biri haksız kazanç elde etmiş ise;

'Gözüne dizine otursun' derler.

Ya da birisi diğerine eziyet ya da zulm etmiş ise

'Ölümü rahat olmasın, yatağında sürünsün' derler.

Güç ellerinde iken hukuku yok sayan, baskı ve zulümle masum insanlara eziyet edenler gün gelir ilahi adalet önünde hesap verirler.

Bunun en yaşanmış örneği dün masum, demokrat, ülkesini düşünen insanlara eziyet eden Fetö'cüler değil mi?

Şimdi spor kulüplerinde faaliyet gösteren Fetö'cu sporculara operasyonlar yapılıyor.

Haksız olarak Milli takımlara seçilenler, haksız prim alanlar mutlaka bir bir ayıklanacaktır.

Her ne şekilde olursa olsun hak etmediği parayı alanlar, hak etmediği makamlara gelenler yarın mutlaka hesap vereceklerdir.

Türkiye Futbol Federasyonu'nun yeni atanacak Milli Takım antrenöründe; onun da seçeceği Milli Takım sporcularında özel yaşamlarına dikkat eden, alçak gönüllü, zeki, çevik ve ahlaklı olanlar arasından tercih yapacağı ümidiyle...

İyi pazarlar.

Önceki ve Sonraki Yazılar