S. Ersu Hızır

S. Ersu Hızır

Tarihi gerçekler!

Referandum tarihi yaklaştıkça bazı siyasilerin söylemleri giderek sertleşiyor. Bazıları da siyasi tarihimizde tasvip edilmeyen bel altı vuruşları ile gündem yaratmaya çalışıyorlar.

Siyaset ilkelerle, fikirlerle, inançla, doğru yöntemlerle, açık şeffaf, saygı ve sevgi ile yapılırsa siyasetçide, halkımızda, ülkemizde kazançlı çıkar.

Toplum olarak son on -on beş yılda yaşanan haksızlıkları, kurulan kumpasları, siyasette ve bürokraside yeniden dizayn için her kesimde insanlara yapılan tuzakların bir kısmını 15 Temmuz Fetö darbesi sonrası öğrendik.

Ergenekon, Balyoz gibi davaların birçok tutanak ve tapelerinin kurgu ile nasıl düzenlendiğini, sahte delillerin nasıl üretildiğini yıllar sonra da olsa öğrendik.

Şimdi yine o günlerde yapılan haksızlıkları, suç olmasına karşın özel yaşama ilişkin düzenlenen sahte kurgu ve komploları siyasete alet ederek kullanmak en başta o siyasiye ve mensup olduğu harekete zarar verir.

Devletin olanaklarını kullanma yetkisine ve gerekli bilgilere sahip insanlar, kim olursa olsun bu bilgileri önce adaletle sonrada mağdur olan kişilerin onayını alarak kamu ile paylaşmalıdır.

 Siyaset dedikodu ile iftira ile, gizli kapaklı değil şeffaf yapılmalıdır.

Bu nedenle Fetö'cülerin mağdur ettiği insanların nasıl mağdur edildiklerine yönelik bilgiler tam ve eksiksiz olarak adalete intikal ettirilmelidir. Bu mağduriyete çanak tutan ByLock kullanıcısı siyasiler, bürokratlar, gazeteciler de bir an önce açıklanmalıdır.

Sayın Başbakan ve İçişleri Bakanı bu konuda gerekli talimatları vererek toplumun bu yöndeki beklentisini karşılamalıdır.

Son dönemde Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşlarına karşı belli kesimlerce yürütülen yıpratma ve unutturma politikaları bugün kısmen başarılı gibi gözükse de Türk halkı gerçekleri bildiği için sonunda hüsrana uğrayacaklardır.

Geçen gün bir televizyon kanalında Çanakkale savaşında yüzbinlerce askerimizin öldüğü şeklinde açıklama yapan kişiyi tarihi cehaletini laf kalabalığı ile nasıl örtmeye çalıştığını hayretle üzülerek izledim.

Genelkurmay Başkanlığı'nın, İngiliz askeri kaynaklarının açıklamaları ile sabit olan gerçek;

Çanakkale savaşında; Türk ordusunun 250 bin civarında, verdiğimiz şehit sayısının 57 bin 263 olduğudur. Bu rakamlar Genelkurmay Başkanlığı'nın resmi verileridir.

Çanakkale şehitlerimizi, kahramanlarımızı, başta Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere tüm komutanlarımızı bir kez daha rahmetle, minnetle, saygıyla anıyorum.

Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve diğer Ulusal Kurtuluş Savaşı kahramanlarımızı unutturmak isteyen, onların fikirlerinin gelecek nesillerce öğrenilmesini engellemek isteyen Fetö terör örgütü bu gün Türk adaleti önünde hesap vermektedir.

Fetö terör örgütü 15 Temmuz kalkışma harekâtına "Yurtta Sulh Cihanda Sulh" adını vererek, hem kendini sinsi bir şekilde gizlemeye çalışmış, hem de Gazi Mustafa Kemal'in dış politika için kullandığı bu sözü itibarsızlaştırmak, darbeci bir anlayışla ilişkilendirerek farklı algı yaratmaya çalışmıştır.

"Doğrunun kalesi yıkılmaz".

Tarihi gerçekleri çarpıtarak, gizleyerek bir yerlere varmak isteyenler bilmelidir ki bu yaptıkları başlarını kuma gömmüş devekuşu gibi toplum önünde sırıtmaktadırlar.

Sayın Başbakan ve Milli Eğitim Bakan'ının bu konuda ilgilileri uyararak gereğini yapmalarını bekliyorum.

Saygı ve Öfke

Hepimizin birlikte yaşadığı tek bir Türkiye tek bir Anadolu var.

Farklı renklerde, farklı mesleklerde, farklı inanç ve düşüncelerde olabiliriz.

Bugüne değin nasıl karşılıklı saygı, sevgi, anlayış içerisinde hep birlikte yaşadıysak; bundan sonra da mutlu, huzurlu refah içerisinde yaşayabilmemiz için aynı anlayışta olmalıyız.

Aramızda zaman zaman farklılıklar olması doğaldır.

Spor takımlarımızdan kimi Fenerbahçe, kimi Beşiktaş, kimi Galatasaray, kimi Antalyaspor, kimi Trabzonspor ya da Göztepeli, Karşıyakalı olabilir.

Maça gittiğimizde aynı takımı tutan taraftarlarla birlikte tezahürat yapıp takımımızı destekleriz.

Aynı taraftar gurubunda kadın - erkek, zengin - fakir, ya da siyasi partisi farklı,  insanlar kendi takımları için tezahürat yapıyor.

Karşı takım oyuncularına- taraftarına zaman zaman olumsuz gözle bakıp, faklı tezahüratlar yapan kişiler, iş yerinde farklı takımı tutan arkadaşı ile sevgi saygı içerisinde davranabiliyor.

Aynı evde bulunan, aynı odayı paylaşan farklı takımları tutan iki kardeşi de buna örnek verebiliriz.

Referanduma bir ay gibi kısa süre kala ister Evet ister Hayır hangi düşünceyi savunursa savunsun sonrası bu topraklarda bu vatanda birlikte yaşayacağız.

Referandum sonrası Evet çıkarsa farklı bir rejim, farklı bir yönetim sistemi ile yönetileceğiz.

Referandum sonrası Hayır çıkarsa bu gün nasıl davranabiliyorsak, nasıl yönetiliyorsak aynı şekilde yönetileceğiz.

Siyasilerimizin mevcut Cumhuriyet rejimi ile yeni Başkanlık rejimini televizyonlarda, açık oturumlarda, panellerde tartışarak bizleri bilgilendirmelerini bekliyoruz.

Bir tarafın olmadığı ortamlarda tek yönlü bilgilendirmelerden uzak sert açıklamalar, toplumsal gerginlikler yaratmakta yarar sağlamamaktadır.

Siyasilerimiz ulusal değerlerimize sahip çıkan, toplumu birleştirici, sevgi, saygı, kucaklayıcı söylemlerle kampanyalarını yürütmelidir.

Referandum bitince maç sonrası aynı evi paylaşan ya da iş yerinde birlikte olan insanlar yine bizler olacağız.

Yarın yüzüne bakacağımız kardeşimiz, arkadaşımız, dostumuzu bu gün incitmemeye özen göstermeliyiz.

Sevgiyle esenlikle kalın.

Önceki ve Sonraki Yazılar