S. Ersu Hızır

S. Ersu Hızır

Yüksek Seçim Kurulu ve referandum

İki aydır propaganda çalışmaları süren referandum oylaması geçtiğimiz pazar günü yapıldı.
Resmi olmayan sonuçlara göre yüzde 51.3 Evet, yüzde 48,7 Hayır.
Referandumda 49.798.920 seçmen 174.456 sandıkta oy kullandı.
Katılım oranı yüzde 85.32 oldu.
Aradaki fark yüzde 1 civarında.
Sonuçlar birbirine yakın ve dengeli.
Henüz sonuçlar kesinleşmedi.
İtirazların sonuçlanması ve YSK’nın kesin sonuçları açıklaması ile oranlar netleşecek.
Referandum sonuçlarına en büyük mührü ‘damgayı’ Yüksek Seçim Kurulu vurdu.
Diyebilirsiniz ki; YSK zaten oy pusulalarını, zarfları mühürlüyor, mühürletiyor.
Hatta referandumdaki mühürleri de o yaptırıyor.
Bundan daha doğal ne olabilir ki?
YSK seçimlere hazır olduğunu, tüm hazırlıkları tamamlayabileceği günü takvimi sonra seçim günü belirleniyor.
Yasa gereği Cumhurbaşkanı’nın TBMM’den geçen kanunu onayladıktan 60 gün sonra seçim günü belirlenmekte.
Bu sürede YSK oy pusulalarını, zarflarını sayım cetvellerini yedekleri bastırdı.
Sandık kurullarını oluşturdu, oy verme yerlerini düzenletti.
Güvenlik tedbirlerinin alınmasını sağladı.
Seçimlerde kullanılacak oyların hangilerinin geçerli, hangilerinin geçersiz olacağını, uyulması gereken kuralları açıkladı.
Seçimlere hazır olduğunu bildirmesi sonrası seçim günü belirlenen ülkemizde seçim günü YSK öyle bir açıklama yaptı ki yer yerinden oynadı.
Bu açıklamaya YSK neden gerek duyduğunu izah etmeye çalışsa da, deneyimli hukukçulardan aldığım bilgilere göre Türkiye’de ilk kez oluyor ve YSK bir ilke imza atıyordu.
Türkiye’de demokratik parlamenter sisteminin geleceğinin oylandığı referandum akşamı yapılan bu açıklama gündemin birinci sırasını oluşturdu.
Ülke gündeminde yer alan, Seçimlerin Olağanüstü hal döneminde yapılması, TRT ve diğer özel televizyonlarda hayır diyenlere on üçte bir oranında süre verilmesi, Devlet olanaklarının evet için kullanılması, gibi eleştiriler ikinci, üçüncü hatta dördüncü plana itildi.
Yüksek Seçim Kurulu seçimlerden önce aldığı karar ile ‘TERCİH’ yazan mühür kullanılacağını karar bağlamıştı.
Bu karara rağmen belli yerlerde ‘EVET’ yazan mührün kullanılması ve kabulü kendi kararına aykırı bir durum idi.
Referandum günü 16.04.2017 gün 559 sayılı kararla YSK “EVET” yazılı mühürlerinde “TERCİH” mührü gibi
kullanılabileceğine karar verdi ve kararını sitesinde yayınladı.
Yüksek Seçim Kurulu’nun seçim yasakları, propaganda sürelerine ilişkin aldığı kararların bir kısmı muhalefet partilerince eşitsizliğe neden oluyor diyerek eleştiri konusu olmuştu.

Yüksek Seçim Kurulu’nun duyuru olarak referandumun bitim saatlerinde yaptığı; bazı sandık kurullarının seçmene oy pusulası ve zarflarını sandık kurulu mührüyle mühürlemeden verdikleri yolundaki şikâyetler üzerine aldığı “Yüksek Seçim Kurulu sandık kurulu mührü taşımayan oy pusulası ve zarfların dışarıdan getirildiği kanıtlanmadıkça geçerli sayılmasına ilişkin açıklaması” referandum sonuçlarının tartışılmasına neden oldu.

Bu açıklama; YSK’nın 198 sayılı Seçimlerin Temel Hükümleri ve Seç- men Kütükleri Hakkında Kanun’un “geçerli olmayan oy pusulalarına” iliş- kin 101. maddesi ile “mühürlü zarf” koşulunu düzenleyen 77. ve 98. maddelerini ihlal ettiği görüşlerinin dile getirilmesine ve seçim sonuçlarına itirazların temel noktası oldu.

Yüksek Seçim Kurulu’nun yaptığı bu açıklama yazılı karar olarak henüz yayınlanmadığından bu açıklamaya 48 saat içerisinde itiraz hakkı bulunmakta. Sandık kurulunca verilen oy pusulası yerine dışarıdan getirdiği tercih mührü vurulmuş oy pusulasını kullananlar olabilir, iki buçuk milyon oya bu nedenle itiraz ettik açıklaması yapan CHP yetkililerinin itirazları YSK tarafından nasıl değerlendirilecek, sonuçları etkileyip etkilemeyeceğini süreç içerisinde göreceğiz.

Sonuç ne olursa olsun; Türkiye’de demokrasinin gelişmesi, eğitim seviyesinin yükselmesi, özgürlük ve demokratik hakların arttırılması, hukukun üstünlü- ğünün sağlanması, barış içerisinde kardeşçe yaşayabilmemiz için umutla, inançla hedefimiz çalışmak... çalış- mak... çalışmak... olmalıdır!

Önceki ve Sonraki Yazılar