Süleyman Karan

Süleyman Karan

AĞA İLE KALFANIN ARABESK KOMEDİSİ

Şu muhalif medyanın kanaat önderleri ya çocuklukta yeterli protein almamış ya da nörolojik açıdan ciddi engelleri var. Veyahut da bir şekilde bir zamanlar kafalarına ciddi bir darbe almışlar. Irsi olarak da bir sorun olabilir tabii... Ama sonuç itibarı ile, bugüne kadar nasıl zırvaladılar, bugüne kadar ne kadar uyduruk analiz yumurtladılarsa, aynen öyle devam ediyorlar. Ve her zamanki gibi, cehalet ve kötülük üzerine kurulu bir siyaset tarzının her türlü oyununda maymun oluyorlar.
 

Bir koltuk bekası komedisi

IQ’su normalin çok altında herhangi birinin bile, bırakın aklı sezgisi ile çözebileceği dandik mi dandik, düşük mü düşük bir oyunu fark etmemesi mümkün değil.
Hemen her alanda, dış politikadan ekonomiye ülkeyi rezil eden bir hükümet, doğal olarak salgın yönetimini de beceremiyor. Mesele sadece geçen hafta sonu apar topar ilan edilen sokağa çıkma yasağı değil, baştan sona bir beceriksizlikler silsilesi. Ve bu kez, her beceriksizliğin faturası yurttaş ölümleri oluyor ve olacak.

En büyük tehdit bu sistem
İşte böyle bir ortamda, sayısını unuttuğumuz kötü yönetim örneklerinden birini daha sergiliyor tek adam rejimi. Hesapta sokağa çıkma yasağı konusunda tüm sorumluluk içişleri bakanına aitmiş gibi görünse de, herkes biliyor ki, bu hükümette bakanlar tuvalete gitmek için bile tek adamdan izin almak zorunda. Değil mi ki, arazi yağmasında bile her arazi için ona soruluyor, onun oluru alınmadan kazma vurulmuyor. Bu sebepledir ki, AKP iktidarının yaptığı kötülüklerin tümü, tepeden tırnağa bir silsile izliyor. Bunun adı saf ve bütünsel kötülük, hiçbir yerinde iyilik aranmamalı...

Silsile halinde suç işlemek
Söz gelimi CHP ve HDP belediyelerinin kampanyalarının yasaklanması, hatta aşevlerinin bağış hesaplarına el konulması gibi halk düşmanı, yoksul düşmanı icraatların sorumlusu sadece İçişleri Bakanlığı değil. Salgın sürecinde bilgi karartma ve sağlık çalışanlarının yeterince güvenli bir ortamda çalışamamasının suçu da sadece Sağlık Bakanlığı’na ait değil. Zira bu ülkede ne parlamenter demokrasi var, ne yarı-başkanlık sistemi ne de başkanlık sistemi. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi (CHS) denen ucube, bir emir veren ve emirleri uygulayan bir kabineden oluşan bir sistem. Bağlılık sadece bir adama, millete ya da vatana değil. İşte bu sebep ile de, her ne yaparlarsa yapsınlar, önce kendilerinin bekası için yapmak zorundalar. Zincirde tek zayıf halka olmamalı, tabii ki her zaman da zincirin bağlı olduğu halka hep sağlam tutulmalı. Halk sağlığı mı salla gitsin, insanlık mı salla gitsin!
 

El rahatlatıyorlarmış!

Sonuç itibarı ile, ortada çok düşünülmeden uygulanmış ve AKP Genel Başkanı’nın onayı alınmış bir sokağa çıkma yasağı var. Hiçbir önlem alınmadığı için yaşanan bir izdiham ve ciddi bir bulaşma ortamına sebep olunmuş. Bir bedel ödeneceği kesin, ve belki de bu sebeple onlarca yurttaş ölecek. Peki bunlar ne yapıyor? Öncelikle başkanlarını koruyacaklar ki, kendilerini de koruyabilsinler. Onun için de berbat mı berbat, iki kişi tarafından sahneye konulan bir arabesk komedi oynanıyor. İçişleri Bakanı ile AKP Genel Başkanı’nın karşılıklı paslaşmaları, istifa, istifanın reddi... O kadar bariz ki ne olup bittiği, kendi koltuklarını korumak için sahnelenmiş bir oyun olduğu... Repliklere bakın hele, nasıl da halkı umursamaz bir üslup: “Efendim konjonktür onu gerektiriyor. Sizin elinizi rahatlatmak için istifa ediyorum.” Başka bir cümleye gerek yok, ‘el rahatlatmak’ yeterli sanırım?


Hıyara tuz analizleri
Peki bizim her olaya ezberden analizler yumurtlayan geçmişin ana medya artığı, şimdinin muhalifleri ne yapıyor? Hıyarı görüp tuzluk ile koşuyorlar. Neymiş? AKP’de dağılma sinyalleriymiş. Neymiş? Pelikancılar ile derin devletçiler kapışmış? Bildik Ruşen Çakır, Levent Gültekin zırvaları... Tabii bunu gören Kürt siyasetinin at gözlüklü kanaat önderleri durur mu, durmaz tabii... Kürt meselesini çözmek zorunda olduğu için içişleri bakanını feda etmeyi düşünüyor olabilirmiş AKP Genel Başkanı!.. Bitmedi, en çok bilmiş sosyalist analizciler de olayı klik çatışmalarından tutun da, neredeyse AKP içinde büyük bir yarılmaya bağlayacak!
Tüm bu akıl tutulması ve zırvalar sonuçta, yine bu ırkçı destekli siyasal islamcı kliğe yarıyor. Olgular, uyduruk yorumlar ile maskeleniyor. Bunlar, bekaları için birbirlerini satmaz, bunlar çıkarları için birbiriyle tepişir sadece. Bunu artık aklınızın bir köşesine yerleştirin. Bunlar halka karşı, demokrasiye karşı kumpas kurarken bölünmez, bölünürse para için, güç için bölünür, ama o da bugün değil. Daha birlikte yapacakları çok kötülük var bu ülkeye...
Artık buırakın şu temcit pilavını, kötülüğü maskelemek yerine, bunların toptan kötü olduğunu anlasın millet. Ali Baba’nın çiftliğinde, yağma böyle yürür, arabesk komedilere ise sadece kendini kanaat önderi sanan meczuplar kanar.

Önceki ve Sonraki Yazılar