Leyla Emeç Tavşanoğlu
APTALLIK YASALARI
Haftalardır bu Covid-19 muhabbetini dinleye, izleye içime fenalık geldi. Bu yazıda sizlere insan davranışlarıyla ilgili ileri sürülen bazı tezlerden söz etmek istiyorum. Sakın da kimse üstüne alınmasın.
Carlo Maria Cipolla İtalyan bir tarih profesörü. İlginç bir kitap yazmış. İsmi Aptallığın Temel Yasaları. Kısacık. Yüz sayfadan az olmalı. Bir çırpıda okunuyor. Yıllar önce okurken hem beni güldürmüş hem de derin düşüncelere sevk etmişti. Geçenlerde bir dostla muhabbet ederken bana hatırlattı. Sizle de paylaşmak istedim.
Cipolla kitabında esas olarak aptal insanların Mafya ya da sanayi kuruluşlarından bile daha beceriyle ve grup halinde davrandıkları tezini savunuyor. Cipolla’ya göre hiç bir kural tanımayan aptallar inanılmaz bir dayanışma içindeler.
Cipolla tezlerini şöyle sıralıyor:
Kaçınılmaz olarak insanlar her zaman tedavüldeki aptalların sayılarını azımsarlar.
Bir insanın aptallığı onun diğer özelliklerinden bağımsızdır.
Aptal, bir başkasına ya da başka topluluklara zarar verirken bundan hiç bir çıkar sağlamadığı gibi zarara uğrayandır.
Aptal olmayanlar her zaman aptalların zarar verme güçlerini göz ardı eder, önemsemezler. Aptal olmayanlar aptallarla ilişkiye geçmenin faturası ağır çıkacak büyük bir hata olacağını hep unuturlar.
Aptal, en tehlikeli insan türüdür.
Sonuç olarak aptal insan soyguncu ya da yağmacıdan daha tehlikelidir.
Cipolla’ya göre insanoğlu dört çeşide ayrılır:
Zeki, aptal, saf ve haydut insanlar. Bunları da şöyle açıyor:
Kendilerine zarar veren ama başkalarına yarar sağlayan saf insanlar.
Kendilerine yarar sağlayan ama başkalarına zarar veren haydut insanlar.
Hem kendiler hem de başkaları için yararlı olan zeki insanlar.
Kendilerine hiç bir şekilde yararlı olmayan, olmadıkları gibi başkalarına zarar verenler aptal insanlar.
Cipolla burada bütün dünyaya zekilerden çok aptallar yön veriyor. (Sağımıza, solumuza, yukarımıza, aşağımıza baktığımızda galiba da öyle.)Ayrıca da her toplumda eşit ve belirli sayıda aptal bulunduğu tezini savunuyor.
Yazara göre gelişmiş, gelişmekte olan ya da geri kalmış ülkelerin hepsinde eşit oranda aptal var. Gelişmişlik ya da geri kalmışlık aptallıkta fark yaratmıyor. Ancak geri kalmış ülkelerde bir önemli farklılık ortaya çıkıyor. O da şu:
Toplumdaki aptal bireylere öbür bireyler tarafından daha etkili ve etkin olma hakkı tanınmış olması.
Cipolla bir de haydut bireyleri ikiye ayırıyor:
Kendilerine yarar sağlamak amacıyla başkalarına zarar verenler aptal haydutlardır. Kendilerine çok yarar sağlarken başkalarına çok zarar verenler de zeki haydutlar oluyor.
Demek ki neymiş? Aptallık ülkeden ülkeye farklılık göstermiyormuş ama geri kalmış ya da geri bıraktırılmış ülkelerde zekiler her nedense meydanı aptallara terk ediyormuş. Acı ama gerçek galiba!