Süleyman Karan

Süleyman Karan

Tartışma programı değil Muppet Show’un rezili

Bazen sinirleniyor insan bazen de üzülüyor, CNNTürk ve Habertürk kanallarındaki tartışma programlarını izlerken... Üzüldüğüm, yandaş ve pespaye sözde gazeteciler ve kanaat önderlerinin saçmalıklarına cevap vermek zorunda kalan görece kültürlü, ahlaklı ve yurtsever insanlar... Sinirlendiğim ise yaklaşık bir asır önce aydınlanma devrimini başlatmış bir ülkede, hala bu kadar cahil cühelanın densizce ortada dolaşabilmesi ve zırvalayabilmesi. Sinirlenmek az bile kalır, insan tiksiniyor gerçekten bu güruhtan!

En cahil ve en düşükleri büyük olasılıkla MHP’li ya da MHP eğilimli olan sözde gazeteci ve kanaat önderleri... AKP’nin güruhu içinde meczuplar, IQ’su yerle bir olmuşlar, maaşlı tetikçiler var ama MHP her zaman zeka ve ahlak açısından çok daha gerilerini buluyor. Zira bu partimsi şey, kendisini bir ideoloji üzerine yapılandırmaktan çok hamaset üzerine konumlandırmış bir yapı.

KURNAZ VE ADİ PROFİL
Gelelim tartışma programlarında boy gösteren şu yandaşlara... Hepsinde temel bir özellik var, o da ahlaktan yoksun olmaları, bir diğer özellikleri içlerinin dışlarına vurması, kabaca ifade etmekte hiç bir sıkıntı yok, ruhları gibi tipleri de çirkin! Dün izlediğim tartışma programının bir bölümünde konu Barış Akademisyenleri’ne yönelik Anayasa Mahkemesi’nin aldığı ‘hak ihlali’ kararıydı. Ve tartışma tam anlamıyla bu sözünü ettiğim gazeteci müsveddesi yandaşlar ile MHP’nin resmi temsilcisinin saçma sapan zırvaları nedeniyle rezil bir sirke dönüverdi.

AKIL DA YOK, AHLAK DA...
Ne hukuktan, ne dünyadan ne de insanlığın sosyo-kültürel evriminden nasibini almış bu zevat, bir yandan ‘şehit’ ailelerinin üzüntülerini sömürerek öte yandan artık suyu çıkmış ‘vatan, millet, Sakarya’ edebiyatının en müptezelini tekrarlayarak tartışmayı provoke edip durdu. Karşılarında onları hala insan yerine koymaya çalışan mantıklı, hukuk sistemi üzerinden açıklama yapmaya çalışan katılımcıları çileden çıkarmak için ellerinden ne geldiyse yaptılar. Nasıl bir sabırsa artık, o katılımcılar hukuk kurallarından, Anayasa Mahkemesi’nin ‘hak ihlali’ kararını nasıl verdiğinden, demokrasinin en basit niteliklerinden söz ettikçe, bunlar ‘kükresel oyun’, ‘şehit aileleri’, ‘vatan hainleri’ gibi 10 sözcüğü bile geçmeyen kelime dağarcıklarıyla sürekli söz keserek provokatörlüklerine devam ettiler.

İKTİDARIN UŞAĞININ ÇÖPÜ
Peki moderatör ne yaptı? Hemen hemen hiçbir şey desek yeridir. Zira mesele moderatörle de ilgili değil sadece, mesele programların formatı! Bir konuyu tartışmak için belli bir kalitede, belli bir bilgi birikimine sahip, en basit ahlaki özelliklere haiz, bu çağın insanı olmaktan bir nebze olsun nasibini almış katılımcıları programa çağırmak gerekir. Ama tabii ki bu kural normal bir medya kuruluşu için geçerlidir. Göbekten iktidara bağlı sözde medya ise ancak iktidarın işine gelecek bir formatta tartışma programı yapabilir. İşte bu yüzden de konuklar seçilirken, önemli bir bölümü çerden çöpten seçilir. Ölçüt tıpkı o medya kuruluşu gibi ahlaken, aklen, siyaseten en müptezelini bulup, ekrana çıkartmak, karşısına ise insanlığı temsilen en zayıf katılımcıları yerlmeştirmektir. İşte bu siyasal islamcı ve ırkçı iktidarın uşağı yandaş medya da bunu yapabilir.

Önceki ve Sonraki Yazılar