Süleyman Karan

Süleyman Karan

Yeni Türkiye'nin terör örgütü 'Kardeş Kal Türkiye' sunar!..

Bugüne kadar çeşitli antrenmanlar yaptılar. Mesela kuytuda köşede çocukları linç ederek öldürdüler. Sürü halinde dolaştıklarında, mahallelerde kadınları taciz edip, tek başına gördükleri ve gözüne kestirdikleri insan gibi insanlara, sürü halinde ve ellerinde sopalarla, satırlarla saldırdılar. Genlerine yapışmış soysuzluklarıyla evrimin en alt basamaklarından geldiklerini, verdikleri takiyye selamlarından anlayacağınız bu türe, bir zamanlar ‘alperen’ sıfatı yapıştırıldı. Tarihsel olarak onların tırnakları olamazlar ya, zaten tarihten verdikleri her örnekte de ancak o örneklerin kesilip atılmış tırnağı kadarlar! 

 

Şimdi yeni yeni terör örgütleri kurmak için kolları sıvadılar. Çoğu tek başına tenya kadar değersiz bu tipler, Halk Özel Harekat (HÖH) diye bir iktidar yalakası milis grup oluşturduklarını açıklıyor, dandik ticari araçlarına photoshop ile bu saçma sapan sürünün logosunu koyuyor, poz veriyor. Daha gerizekalı, ama aynı zamanda içine şeytan kaçmış mahallenin soysuzu ise yine dandik dükkanı için mal taşıdığı küçük ticari aracının kıçına bir Osmanlı tuğrası, yanına da HÖH yazan bir çıkartma yapıştırıyor, yine poz veriyor. Bazılarının ellerinde pompalı, bazılarının ellerinde av tüfeği var. Bir soytarının elinde ise yanılmıyorsam Akrep gördüm! 15 Temmuz gecesi bir garnizondan yürütmüştür büyük olasılıkla!

 

Bu HÖH çok ciddiye alınacak bir nane değil, ama bazı muhtarlar, malum partinin ilçe teşkilatı başkanları, yine bazı il ve ilçelerin resmi ya da sivil polisleri tarafından sırtlarının sıvazlandığı, cesaret verildiği “Yürü be Tosunum, biz arkanızdayız” gazıyla şişirildikleri kesin. Zaten bunlar arkalarında bir şey olmadan yürüyemez, bunu da biliyoruz! Sürü halinde, tek başına birine sopa, bıçak ve demir çubukla saldırmak dışında bugüne kadar herhangi bir cesaret belirtisi gösterememiş et ve yağ yığınıdırlar zira! Ha tabii onlara bu gaz da yetmez, mahkemeye çıktıklarında serbest kalacaklarını bilmenin rahatlığı da vardır, içgüdüsel olarak bunu bilirler. 

 

Tarihi örneklerinin tırnağı olamazlar

 

Bunlar, yani kendine ‘alperen’ diyenler, HÖH diyenler, sosyal medya aracılığıyla örgütlenmeye çalışan, zoru gördü mü altını pisleyecek mahalle çöpleri... Ancak bunun farkında olan, ve bunları organize ve daha donanımlı timlere dönüştürmek isteyen birileri var. Hadi onların ota boka dediği gibi diyelim, bunları organize terör örgütü haline getirecek bir ‘üst akıl’ var. Zira biraz önce sözünü ettiklerim, her şeyi ‘üst akıl’ sanan bir ahmaklar güruhu! Bunların üst aklı da tabii ki bunların fıtratına uygun şekilleniyor. 

 

İşte bunun bir örneğinden söz edeceğim şimdi, organize paramiliter örgüt yapılanmasından… Bu işin başında da yine hısım akraba var. Recep Tayyip Erdoğan'ın dünürü Orhan Uzuner, tabii ki bir müteahhit, aldığı kamu ihalelerini ayrıca masaya yatırmakta fayda olacak, her yurtsever gazeteci bir ilgileniversin, ortak olduğu taahhüt şirketinin adı Uzpa A.Ş. İlgilenmişken, biraz geçmişine gidip İstanbul Büyükşehir Belediyesi Ulaşım A.Ş'de mühendislik yaptığı döneme bir baksın... Bir kez daha görüyoruz ki, AKP'nin kurmay kadrolarını oluşturanlar İBB'den yetişme... Şimdi bu eski mühendis, yeni müteahhit ve de dünür, bir silahlı örgüt kurduğunu açıklıyor! Neler yapıyorlar? Örgütlenerek WahtsApp grupları kuruyorlar, bir de Zello ile iletişim için çalışıyorlar. Sağlık Bakanlığı'ndan sertifikalı ilkyardım, Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü'nden sertifikalı insansız hava aracı (İHA) kullanım eğitimi alıyorlar. Demek ki ellerinde en azından drone'lar var ya da depoluyorlar. Bunlar, aynı zamanda silah olarak kullanılabiliyor. Zaten silahlandıklarını da açık açık söylüyorlar. Bahaneleri tipik İhvancı takiyye, yeni bir darbe girişiminde anında sokağa inecek bir milis örgütlenmesi... Örgütlenme biçimleri el Nusra esintili, ideolojik temelli bir silahlı örgüt versiyonu... Bu örgütün elebaşları, 15 Temmuz’da kandırılmış ve sonra teslim olmuş askerleri öldürenler olacak!

 

Zello, İHA ve silah deposu

 

Bayağı bayağı sivil savaşa hazırlanıyorlar. Örgütün kurucusu ve lideri Uzuner, her ilçede üç telsizcinin seçilmesi talimatını vermiş. Grubun üyeleri 'Zello' (hani şu Gezi'de kulanıldığı iddia edilen ve bu sebeple AKP'liler tarafından teröristlerin iletişim aracı olduğu söylenen sistem) adlı uygulamaya davet ediliyor. Böylece telsiz bağlantısı kuruluyor. Cumhuriyet gazetesinde çıkan habere göre, Zello kullanan 300 örgüt üyesi bulunuyor henüz, yani daha örgütlenmenin başındalar. Bir de internet radyosu kurma planları var. Buraya kadar diyebilirsiniz ki, "Ne var adamlar olası bir darbeye karşı sivil direnişe hazırlanmak istiyor". Ama kazın ayağı öyle değil! Örgütün lideri gerine gerine açıklıyor: "En küçük silahımız düdük. Arabamda megafon var. Gerektiği zaman kullanacağımız silah var. Böyle hazırlıkları yapmamazı lazım."

 

Bu nasıl bir devlet? Bu nasıl bir iktidar? Bu nasıl bir kabile?.. Abuk sabuk, eski ortakları tarafından yapılan bir iç savaş kışkırtmasını kendi darbeleri ve iç savaş provalarına bahane etmek için her türlü provokasyona hazırlandıkları ayan beyan ortada. Ortada birkaç ruh hastasının uyduruk komplo teorileri dışında, herhangi bir darbe için nesnel koşullar yok. Yani ortada hiçbir darbe tehlikesi yok! Zaten olan da darbe değil, bir kışkırtmaydı ve gerek ordu içindeki yurtsever unsurların direnişi gerekse muhalif kesimlerin bu girişime karşı durması sonucu başarıya ulaşmadı. Yoksa birkaç yüz tarikat üyesinin direnişiyle değil!..

 

Niyetleri yurtseverlere saldırmak!

 

Amaç ortada... İktidar ciddi bir yönetim krizi içerisinde, modern devlet mekanizmaları çalışmıyor, tek lider etrafında kenetlenmeye çalışan İhvan siyaseti, ancak baskıyla yönetebileceğinin farkında... İşte tüm bu girişimler bu sebeple.. Bunlar darbeciye değil halka saldırmaya hazırlanıyor. Bakın sandıktan hayır çıktığı anda, 'darbe' diye bağırıp sokaklara çıkacaklar. Anayasal hakkını kullanmak isteyip sokağa çıkan yurtsever insanların kanını akıtacaklar. Bu tarih boyunca görülmüş, faşist diktatörlüklerden apartma bir uygulama... III. Reich'ın SA'ları, Haiti diktatörü Jean Claude Duvalier'nin Ton Ton Macoute'ları gibi bu paramiliter gruplar, halka kan kusturmuştu. Ve biliyorsunuz ki bu SA'ları onlardan da beter SS'ler kasap çengellerine astı. Ton Ton Macoute'lara gelince... Duvalier halk isyanı sonrasında ülkesinden kaçınca, bu hırsız, katil ve tecavüzcü sürüsünü halk linç etti... Öyle bir hınçlıydılar ki, taşlarla kafalarını ezdiler, kafatasları asfalta gömüldü. 

 

Tarih derslerle doludur. Tarihi doğru okuyamayan tarihe gömülür. Acı verir, acı çeker, ama her zaman gömülür. Tarih bilmeyen, hele ki kendi tarihini yalan dolan bilen adamların sonu felakettir. Bu hem bu hazırlıkları yapanlara bir öneri olsun, hem bu hazırlıkları yapanlara karşı yurtseverlere bir uyarı...

Önceki ve Sonraki Yazılar