Süleyman Karan

Süleyman Karan

Yeter ki korkmayın üç-beş leşçiden!

31 Mart Yerel Seçimlerine şunun şurasında 14 gün kaldı. Ve görünen o ki, AKP-MHP ve onun uzantıları ne idüğü belirsiz derin devlet, mafya, silahlı ve silahsız paramiliter gizli örgütler pek huysuzlanıyor. Zira bu yoz, gerici, yolsuz iktidar yerel seçimler yaklaşırken, oy desteğini kaybettiğini görüyor. Bu kez hem yerel seçimlerin yapısı gereği hem de muhalefetin alacağı oylardaki artış sebebiyle, sandık hırsızlığıyla seçimleri kazanmaları o kadar kolay değil. Öyle yüzde 3’lük farkların üzerinde sandıkta hile yapmaya kalktığınızda, hırsızlık kabak gibi ortaya çıkıyor. Birkaç yerde yaptılar diyelim, ama kaybedecekleri o kadar çok büyükşehir, il ve ilçe var ki, panikten ne yapacaklarını şaşırıyor, saldırganlığın ve rezilliğin dozunu sürekli artırıyorlar.

Devlet, milleti tehdit ediyor!

Saldırganlığın düzeyi artık alenen iç çatışma çıkartma tehditlerine gelmiş durumda, daha net söyleyeyim, katliamla korkutmaya çalışıyorlar. Bir yandan da bu iktidarı destekleyen sayıları pek az bir güruha hedef gösteriyorlar. Bunun en net örneği İçişleri Bakanlığı koltuğunda oturan kişinin açıklaması: “Ezanın ıslıklanması gibi bir hadiseyi başka bir tarafa çekerlerse toplumsal kargaşayı, toplumsal çatışmayı önlemekte zorlanırız. Türkiye'de tek taraflı kimse bir şey yapamaz. Yani Gezi olayları gibi... Bizim böyle bir endişemiz yok. Hangi grup olursa olsun, Türkiye'de hiçbir şey yapamaz ama mesele, Allah muhafaza iki tarafın birbirine tahrikiyle meydana gelebilecek bir iş olursa bu güvenlik sorunu olarak bizi ciddi bir şekilde uğraştırır. Bu, tehlikeli bir iştir. Kim bunu yapıyorsa, kim buna adım atıyorsa bu akılsızlığından değildir. Bu, planlı, programlı... Nefreti, kini, oradaki pankartları gördünüz zaten hepsi iğrenç. Valiliğimiz gerekli soruşturmayı yapıyor." Bu dolandırarak anlatılan komployu daha açık hale getirelim, diyor ki o koltukta oturan kişi, “Eğer ki seçimi kaybedersek, bu ülkede katliamlara yol verir bu iktidar. Tıpkı Sivas’taki gibi güvenlik güçlerini insanlar yakıldıktan sonra yollar... Tam dediği bu... Kaldı ki çok iyi bildiğini iddia ettiği Maraş katliamında, iki taraf falan yoktu, ABD’nin kurduğu gizli örgüt olan MHP’nin ajanları o katliamı gerçekleştirdi. Hiçbir zaman bu topraklarda eksik olmayan bir güruhu kışkırtıp yanına alarak... O şerefsizler ki, Maraş’tan yıllar yıllar önce de Menemen’de Kubilay’ın kafasını kesenlerdi!

Niyetleri, suretleri kadar çirkin

Niyet okumaya gerek yok, niyetlerini kendileri açıklayacak kadar panikteler ve o kadar da müptezeller. Ancak, gördüğümüz üzere, gerek Maraş’ta, gerek Sivas’taki katillerin sayısı hiç de binler değildi. Gezi olaylarında ortalığa salınan Tophane’nin mafya tekkesi ile Kasımpaşa 1453’ün hapçılarının sayısı çok çok daha azdı... Peki tarikatlar? Bazıları ite kaka bin kişi falan toplayabilir hepsi o... Ha bunların arasına ne kadar derin devletin elemanı sızar o ayrı... Ama öyle ya da böyle biraz şişirilmiş bir leşçi sürüsü kadar...

Tükürüğümüz yeter!

Seçimlerin hemen arifesinde, seçim gecesi ve ondan sonraki günlerde çok ama çok dikkatli olması gerek bu ülkenin yurtsever, onurlu ve ahlaklı insanlarının... Bunlar her fırsatta bir provokasyon çıkartmaya çalışacak. Serinkanlı ve bir arada olmamız şart, tabii ki elin itine kopuğuna sessiz kalacak ya da canımızı almalarına izin verecek halimiz yok. Şunu bilelim yeter, bu ülkede provokasyonların, katliamların önünü kesmek hiç de zor değil, yeter ki üç-beş şerefsizden korkmayalım, yeter ki bir arada duralım... Hem sandık başında, hem mahallede... İYİ Partilisi’nden Saadet Partilisi’ne, CHP’lisinden HDP’lisine... Hatta ve hatta bu yurdu seven AKP’ye ve MHP’ye oy vermiş yurttaşına kadar... Puslu havada leşçilik yapanları o pusun dibine gömmek elimizde, zira aslına bakarsanız vatan haini dediğiniz bir avuç ve tükürüğümüzle boğmamız çok mümkün! 

Önceki ve Sonraki Yazılar