Beton, beton, beton isyanı.!

AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı, "Günümüz şehirleri insana huzur vermiyor. Beton beton beton orada ruh yok, huzur yok" dedi.
Cumhurbaşkanı olmasına rağmen seçimlerde AKP’yi tercih edenlere uyarı niteliğinde söylenmiş bir söz.
Peki, neden belli bir kesime söyleniyor.
Oysa toplumun büyük bir kesimi bu sözleri onlarca yıldır söylüyor. Son 15 yılda ise “haykırıyor”. Batıdan başlayıp, Kaz Dağları’ndan devam eden, Kaçkar’larda, Akdeniz’de doludizgin süren ve bu zihniyetin hiç frene basmadığı “BETON” felaketini söyleyenlerin sonlarını hatırlayalım.
Artvin’de çevrecilik savunulurken, madencilik düşmanı, Kaz dağlarında doğa korunsun diyenlere Altınımızı değerlendirmemize düşmanlar, Kaçkar’larda “Yaylama Dokunma” diyenlere, Akdeniz’de Ormanları yakıp tesis yapmayın” diyenlere “Turizm düşmanı” damgası vuranları hatırladınız mı?
İstanbul’da ağırlığını hissettiren, adeta talana dönüşen “Kentsel Dönüşüm” ile ilgili feryat edilirken, deprem toplanma alanlarına AVM yapılırken, Asrın Lideri Erdoğan’ın bu söyleminin nitelikli halk kesimleri tarafından defalarca dile getirilmesiydi.
Yeşil alanlara bırakın imar izni verilmesini, şehir planlamasından dönen projelerin “Ankara’dan” izin verilmesi de buydu.
Atatürk Orman Çiftliğinin İmara açılması, hatta bir kısmının ABD Büyükelçiliğine satılmasına karşı çıkılması da “Beton” karşıtlığındandı.
Üçüncü Köprü yapılırsa “Oto yollarla doğaya zarar verilecek, çevresi betonlaşacak, yapmayın, göçü durdurun” feryatlarının sebebi de betonlaşmayla göz göre gelen tehlikedendi.
Kupon Arsaların paylaşılmasında yargıya gidilmesi de, üstüne beton yığılacağının bilinmesindendi.
Biz zaten bu tehlikeyi Asrın Lideri Recep Tayyip Erdoğan’ın söylediği gibi “Ruhsuz ve huzursuz” bir yaşam getireceğini biliyorduk.
Seçimlerdeki siyasi tercihlerini AKP’den yana koyan yurttaşlarımız da Cumhurbaşkanı ve Parti Genel Başkanlarının “BETON.. BETON.. BETON” feryadıyla durumu kavramaya başlamışlardır. Bence farkına varıp, yeşil görmek için ölmeyi beklemeden bu betonlaşmayı yapanlara gereken “TAVRI” göstermeliler. Unutmayalım şehirler o toplum kültürünü yansıtır.
Eğer göstermezlerse bu Recep Tayyip Erdoğan’ın öğütlerine uymadıkları anlamına gelir ki, o zaman ne der bilinmez.
Onun için;
-Kim döktüyse bu betonu derhal çıksın ortaya! Samimiyeti görelim

10 Kasım Atatürk’ü Anma ve Anlama Günü

Cumhuriyetimizin kurucusu Ulu Önder Mustafa Kemal ATATÜRK'ü saygı, özlem ve minnetle anıyoruz.
Bugün, bağımsız bir ülkede yaşıyorsak, her yurttaş inancını serbestçe yerine getirebiliyorsa, her şeye rağmen geleceğe inançla bakabiliyorsa, bunu Mustafa Kemal ATATÜRK'e borçluyuz.
Buna ATATÜRK'e saygısızlık edenler, saldıranlar da dâhildir. Bu ülkenin ferdi olarak, onun açtığı aydınlık medeniyet yolundan uzaklaştığımızı hissediyorum. Her 10 Kasım’da ATATÜRK'ü anmanın yanında, daha iyi anlamak ve anlatmak hepimizin görevi olmalıdır..olsun ki!
Bizden sonraki nesillerimiz onu daha iyi anlasın.
Şehitlerimizin kanlarıyla sulanmış bu aziz vatanın nasıl ayakta kaldığını öğrensin ki, vatan toprağına daha çok sahip çıksın. Her türlü iç ve dış düşmanlara karşı uyanık ve tedbirli olabilsin.
Haydi şimdi! 10 Kasım’lar da O’nu daha iyi anlamaya! 

Önceki ve Sonraki Yazılar