Hazreti Süleyman'ın adaleti

Hz. Süleyman, Yahudilerin büyük kralı, İslam inanışına göre dört kitap getiren peygamberden biri olan Hz. Davut'un oğludur.

Bütün Yahudi kralları, inanışlarına göre, aynı zamanda peygamberdirler.

İnananlar için Hz. Süleyman, tüm canlı mahlukat ile konuşabilen, cinlere, rüzgara, ateşe hükmedebilen bir peygamber ve kraldır.

Kudüs'te, şimdi artık "ağlama duvarı" diye bilinen tek duvarı kalmış büyük mabedi onun yaptırdığına inanılır.

Hz. Süleyman "adaleti" ile maruf bir kraldır. İnsanlara, emrindeki hayvanlara karşı adaletli kararları ile dolu birçok menkıbe vardır.

Hz. Süleyman'ın az bilinen hikayelerinden biri, İstanbul ile ilgili olanıdır.

Efsaneye göre Hz. Süleyman, o zaman bilinen dünyanın tamamını hükümdarlığı altına almış. Ancak bir tek, okyanusun ortasında bulunan Ferendiz adasının kralı Saydun’a boyun eğdirememiş. Buna kızan Süleyman, hükmettiği rüzgarlardan birine binerek Ferendiz adasına bizzat gitmiş. Saydun'u yenmiş ve öldürmüş. Sonra da onun güzel kızı Alina ile evlenmiş.

Alina, Süleyman'ın dinine dönmüş ama babasının yasını hiç unutmamış, sürekli ağlıyormuş. Hz. Süleyman bir gün ona niçin bu kadar üzgün olduğunu sormuş. Alina ona, "Babamın yasını tutuyorum, onu özlüyorum. Senden dileğim onun bir heykelini yaptırman ve bir saray inşa ettirip onu içine koyman. Ben ömrüm boyunca orada keyifle otururum" demiş.

Hz. Süleyman hemen cinlerini görevlendirmiş. "Bana dünyanın en güzel yerini bulun" demiş. Cinler bütün dünyayı dolanıp gelmişler ve Süleyman'a dünyanın en güzel yeri olarak İstanbul'u göstermişler. Hz. Süleyman İstanbul'a gelip Sarayburnu’na muazzam bir saray yaptırmış. Alina'nın babasının heykelini oraya koydurmuş. Sonra da İstanbul’un dünya durdukça mamur ve bakımlı olması için Tanrıya dua etmiş.

Hikayenin sonu hazin. Bir süre sonra karısı Alina'nın babasının heykeline tapındığını fark eden Süleyman çok öfkelenmiş. Onu öldürüp Kudüs'e geri dönmüş. Bu efsaneye göre İstanbul, Süleyman peygamberin duasını almış, mübarek bir şehirdir. Onun adalet anlayışının da izlerini taşır.

Geçtiğimiz mayıs ayının altısından beri, ülkede "adil seçimler" yapmak üzere görevli bir Yüksek (!) Kurul, İstanbul’a adaletsizliğin daniskasını yaşatıyor. Seçimi hakkıyla kazananın mazbatasını geri alıyor. Hiçbir maddi temele dayanmayan gerekçelerle, seçimlerin yenilenmesi kararı veriyor. Bazı seçim görevlilerini suçluyor. Üç gün sonra onları yeniden görevlendiriyor. Ama nedense hep siyasal iktidarın ve onun reisinin istediği kararları alıyor. Zavallı İstanbul halkı, duacısı Hz. Süleyman'ın adaletini arıyor. 23 Haziranı, o adaletin gerçekleşeceği gün olarak sabırsızlıkla bekliyor.

Önceki ve Sonraki Yazılar