Oklokrasi

Vallahi bilmiyordum. Halbuki sosyal Bilimlere büyük ilgi duyarım. Çok genç yaşlarımdan beri de siyasetle iç içeyim.

Uzun zamandır, "Şu Türkiye'nin içinde bulunduğu siyasal rejime ne ad verilebilir?" diye düşünmekteydim. Yaşadığımız siyasal ortama "demokrasi" deseniz, hiç demokrasiye benzer bir tarafı yok. "Monarşi" deseniz olmuyor. "Diktatörlük", "tiranlık" deseniz, eh biraz uyuyuor, biraz uymuyor. 

Kendi aklımdan "Nepotik Kleptokrasi" diye bir şey uydurdum. Yani bizi, "Uzak-yakın akrabalar, dayı-yeğen, baba-oğul, enişte-damat v.b bir grup, güzel güzel soyarak yönetiyorlar" diye düşünüp, rejimimize bu adı vermeyi aklımca uygun görmüştüm.

Ancak 31 Mart yerel yönetim seçimlerinden sonra yaşadığımız bazı olaylar, yöneticilerimizin bazı değerlendirmeleri ve uygulamaları, ürettiğim (!) bu tanımlamayı oldukça yetersiz kıldı.

Efendim, seçimlerde iktidar, o zamana kadar elinde tuttuğu Ankara, Adana, Antalya, Mersin ve hâttâ İstanbul'u kaybedince; yöneticilerimiz siyasal literatüre geçecek sözler sarf etmeye başladılar. Aslında açılışı seçimlerden önce, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı'na aday gösterilen TBMM Başkanı Binali Bey yapmıştı. Aday gösterilince Meclis Başkanlığı'ndan ayrılmayan Binali Bey, "Seçimler siyasal bir faaliyet değildir" diyerek, TBMM başkanlarının Anayasa'nın getirdiği siyaset yasağına neden uymadığını açıklamıştı da, sadece Türkiye'de değil, tüm dünyada duyanların parmakları ağzında kalmıştı. 

Seçimler sonuçlanıp, İstanbul Belediye Başkanlığı'nı, 14-15 bin oyla Ekrem Bey'in aldığı anlaşılınca, baş reis Tayyip Bey, "Öyle 15 milyonluk bir şehirde, 14-15 bin oyla seçim kazanılmaz" deyip, siyasal bilimler dünyasının arşivlerine unutulmaz bir vecize (!) bırakmıştı.

Rekoru İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nin mevcut başkanı Mevlüt Bey kırdı. "Büyükçekmece'de soyadlarından AKP'ye oy verdikleri açıkça anlaşılan seçmenleri silmişler" dedi. Bu saptamaya, yalnız siyaset sosyologları değil, bilumum parapsikoloji, psikoloji ve hâttâ psikiyatri uzmanları şaştı kaldı.

Bu kadar akil, bu kadar ferasetli, bu kadar donanımlı siyasetçilerin yönettiği bir ülkenin rejimine ne ad verilir?

Vallahi bilmiyordum. Geçenlerde çözdüğüm bir bulmacada sorulan sorunun yanıtını ararken bu adı buldum zannediyorum.

Antik Yunanistan'dan beri bu rejime "Oklokrasi" ya da "Mobokrasi" deniyormuş. Anlamı "Ayak takımının hakim olduğu siyasal rejim" demekmiş. Yöneticilerimizin büyük kısmının bize yansıyan üstün nitelikleri  bu tanıma ne kadar uyar bir de siz düşünün, ama benim içimde siyasal rejimimizin adını bulmuşum gibi bir his var.

Önceki ve Sonraki Yazılar