Bir yıldız kayıyor!

AKP iktidarının son yıllardaki kudretli sivil gücü İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, tıpkı Abdullah Gül, Ahmet Davutoğlu, Abdüllatif Şener, Ertuğrul Yalçınbayır gibi kıyıya çekilenler kervanına katılma noktasına doğru hızla sürükleniyor.

****

Aslında Soylu’nun ipi, en güçlü göründüğü anda çekildi.

10 Nisan günü sokağı çıkma kısıtlaması sırasında yaşanan skandal belleklerde tazeliğini koruyor.

Akşam saatlerinde sokağa çıkma yasağı ilan edilince, halk maskeli, maskesiz şekilde marketlere akın etmiş, koronavirüs önlemlerinin aksine sosyal mesafe ortadan kalkmıştı.

Sonrasında yükselen yoğun tepkiler nedeniyle Soylu bakanlıktan ayrıldığını ifade etmek zorunda kalmıştı.

İstifadan sonraki dört saat içinde atılan 2,5 milyon civarında tweeet ve de MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin isteğiyle Soylu’yu geri döndürmek zorunda kalan Tayyip Erdoğan’ın kafasında o iş bitmişti.

Hele geri döndüğünde yaptığı açıklamanın satır aralarında, “Önce milletimize” teşekkür etmesi, kişisel tahminimce Saray’ı çileden çıkarmıştı.

*****

Süreç büyük olasılıkla şöyle işleyecektir.

Önce havuz medyasında tek satır haberi çıkmaz, çıkarılmaz. Görünmez bir el gereken yerlere talimatları uçurur.

Soylu her anlamda “görmezlikten gelinir!

****

O artık gerçek bir topal ördektir.

Soylu’nun hiçbir ataması Saray’dan geçmez, icraatı onanmaz, takdir göremez.

Nereden mi biliyorum?

2003-2005 yılları arasında Başbakanlık Basın Müşaviri olarak, bir süre Başbakanlık Halkla İlişkiler Daire Başkanlığı’nda Başbakan’a gelen mektupları okumakla görevlendirilenlerden biriydim.

Kadından sorumlu Devlet Bakanı Güldal Akşit’in Başbakan Erdoğan’dan randevu istediğine ilişkin dilekçesi önümden geçmişti.

Rutin işlem yapıp, dilekçeyi Başbakanlık Özel Kalem Müdürlüğü’ne gönderdiğimi anımsıyorum.

Bir bakanın, başbakanla görüşmek için Başbakanlık Basın Halkla İlişkiler Birimi’ne dilekçe yazması anormal bir durumdu.

****

Soylu’nun biletinin kesildiğinin en somut kanıtı 27 Mayıs’da ortaya çıktı.

Yamyassı edilen ve bir adaya sıkıştırılmak üzere küçültülen demokrasi müzesini açmak üzere buraya kimlerin gittiğine dikkat ettiniz mi?

AKP Genel Başkanı Tayyip Erdoğan, MHP Lideri Bahçeli ve bazı bakanlar, ve bazı milletvekilleri…

Kim yoktu?

Demokrat Parti, Doğru Yol Parti geleneğinden gelen, esas orda olması gereken İçişleri Bakanı Süleyman Soylu!

****

Öyle görünüyor ki, bu kez onu Devlet Bahçeli bile kurtaramayacak.

Çok direnirse, trol ordusu hazırdır, ne vefasızlığı kalır, ne liderine sadakatsizliği...

Çalışkanlığı beş para etmez.

Terörle mücadalede başarısının rantı da algı operasyonlarıyla en tepedekine transfer edilir.

Soylu sadece, kişisel kariyeri için mücadele etmekle damgalanıp, liderine ihanet eden kişi olarak kenara konulur!

****

Sonradan olmaların kaderi budur zaten…

Üvey evlatlıktan öteye geçemezler.

Hiçbir zaman ‘Bizden olamazlar!”

Her fırsatta CHP’ye en sert şekilde çakması, lidere bağlılığın dozunu kaçırması, 15 Temmuz’da cesaretli bir şekilde karşı koyuşu, Kemal Kılıçdaroğlu’na saldıranları sahiplenmesi bile Soylu’yu “Bizden” yapmadı.

O sadece bir yol arkadaşıydı.

Yol burada tükendi.

Ya yeni yollar arayacak ya da yoldan şarampole yuvarlatılıp, bir siyasal enkaz haline getirilecek.

Türk siyasetine de bir zamanlar güçlü bir İçişleri Bakanı vardı, çalışkandı, gözünü budaktan sakınmazdı ama birinci adam olamadığı gibi ikinci adamlıkta bile sınıfta kaldı denilecek.

Birileri onu insan haklarını hiçe saydığı için eleştirecek, (haksızlık etmeyelim) birileri de terörle etkin mücadele eden adam olarak hatırlayacak.

Sonuç olarak Süleyman Soylu siyasal bir ‘eski’ olarak tarihte yerini almak üzere...

****

Bu yazının dipnotu: Kemal Kılıçdaroğlu’na yapılan saldırıya sahip çıkması, Süleyman Soylu’nun tarihteki yeri açısından ciddi sıkıntı yaratacak. 5 Haziran 1977’de Demirel, Ecevit’e suikast haberini vermişti. O miting bu habere rağmen yapılabilmişti. Soylu döneminde, şehit cenazesine katılan Kılıçdaroğlu’na yapılan saldırıyı kınamak yerine “inek hırsızının” sahiplenilmesi, AK Parti’nin siciline işlenecek en büyük kara leke olacak.

Önceki ve Sonraki Yazılar