Cumhuriyet yeni başlangıçtır!

Birkaç gün önce değerli bir sanayici büyüğüm Osmanlı’yı savunan birinin videosunu gönderdi.

Cumhuriyet öncesinde okullarda verilen eğitime ilişkin diploma örneklerini anlatıyordu videodaki şahıs…

Konuşmaların genel gidişinden anlıyorsunuz ki, Osmanlı’ya dost, bu topraklarda işgal sonrasında kanla kurulan Türkiye Cumhuriyeti’ne düşman bir konuşma…

Neymiş, okullarda Kuran ve benzeri dersler varmış…

Kuran Kursu’nda okutulacak konular bunlar…

 

**

 

Tamam iyi de neden bir tek fen dersi yoktu?

Osmanlı bilim ve fende geri kaldığı için batmadı mı?

200  bocaladı ve en sonunda 5 milyon metre kare toprağın yüzde 80’ini kaybederek yerini Türkiye Cumhuriyeti’ne bıraktı.

Bu aklını kiraya vermiş cahiller, Osmanlı’yı kötü yönetenleri, koca devleti yıkıma götürenleri, eleştirmek yerine Türkiye Cumhuriyeti’ni hedef tahtasına koymaya çalışıyorlar.

 

**

 

Oysa Türkiye Cumhuriyeti nasıl bir miras devraldı?

Daha doğrusu Osmanlı niye battı?

1923 yılında 12 milyon civarındaki nüfusun sadece yüzde 16.4'ü kentlerde yaşıyordu.

Köylü ağırlık bir toplum vardı.

40 bin köyden en az 35 bininde okul yoktu, önemli bir kısmında cami bile yoktu.

 

**

 

Okur yazar oranı konusunda farklı rakamlar veren var.

Yüzde 4 diyen de var, hatta kadınlarda bu oranın binde 7 olduğunu söyleyen de var.

Okur-yazar oranı yüzde 16 diyen de var.

Konunun uzmanı İstanbul Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Cezmi Eraslan şunları söylüyor:

“Cumhuriyet öncesi okuryazar kesim zaten son derece zayıftır. 28 yılında, 27 sayımına baktığınız zaman yüzde 5, yüzde 6'lık bir okur yazardan bahsedilir. Hem okur hem yazar değil çünkü genelde okurlar ama yazamazlar insanlarımız. 12 yılda 1940 sayımında kızlarda yüzde 16, erkeklerde yüzde 24’tür, yani ortalaması yüzde 20 ye çıkan bir okur yazar oranı söz konusudur."

(TRT Haber internet sitesi).

 

**

O yıllarda 4 bin 894 ilkokul, 10 bin 238 öğretmen, 341 bin 941 öğrenci vardı.

Ortaokul sayısı 116'ydı. Öğretmen sayısı bin 054, öğrenci sayısı 9 bin 894'tü.

Liselere gelince... 1923'te 43 lise var. Öğretmen sayısı 838, öğrenci sayısı ise 3 bin 799...

Bugün sadece yaşadığımız kent Bursa’da bile bu sayıda öğrenci, öğretmen ve okul sayısı daha fazladır.

 

* * *
 

1923 yılında sadece bir üniversite vardı, ona da üniversite denilebilirse…

Fakülte ve yüksekokul sayısı ise 9. Öğretim üyesi 307, öğrenci ise 2 bin 914...

 
* * *
 

Kadın neredeyse yok sayılıyordu.

Yüksek eğitim hakkı yoktu, meslek edinmesi, avukatlık, veteriner hekimlik, doktorluk, eczacılık gibi alanlarda çalışması yasaktı.

 

**

 

 

1923'te sadece 920 doktorumuz vardı ancak hiç diş hekimimiz yoktu.

Hastane yatak sayısı 4 bin 500 civarındaydı.

350 ebemiz vardı.

 

**

 

Tarım da benzer rakamlara rastlamak mümkün…

Cumhuriyet kurulduğu yıl sadece 220 traktörümüz vardı, ağırlıklı olarak kara sabanla çalışıyordu köylümüz…

 

*

 

Çok uzatmaya gerek yok…

Duyun-u Umumiye borçları, demiryollarının yabancı devletler elinde bulunması, çiftçinin mültezimler tarafından ezilmesi, ciddi sanayi kuruluşlarının olmaması, Sevr anlaşması ile Anadolu topraklarının paylaşılması Osmanlı’nın bıraktığı miras değil mi?

Neyini savunuyorlar, anlamıyorum!

 

**

 

Bu yazının dipnotu: 12 Temmuz 1932 yılında kurulan Türk Dil Kurumu sayesinde dilimiz gelişti, Osmanlı’nın kenara attığı Türkçe ana dilimiz hem yazıda hem konuşmada egemen hale gelmeye başladı. Saray’ın Arapça-Farsça karışımı dili tarihin çöp sepetini boyladı.

Önceki ve Sonraki Yazılar