Hizb-ut Tahrir yüzünü gösterdi!

Ramazanın son günlerinde Kadir Gecesi Hizb-ut Tahrir adlı ‘Şeriatçı’ örgüt, başta Ankara, İstanbul, Bursa olmak üzere pek çok şehirde gösteri yaptı.

Devletin göz önünde yapılan gösterilerde herhangi bir gözaltı olmadı, soruşturma açılmadı.

Ta ki, Şanlıurfa’daki gösteriyi kendileri sosyal medyalarından yayınlayana dek…

Şanlıurfa Valiliği bir açıklama yaparak, soruşturma açıldığını duyurdu:

27.04.2022 Çarşamba günü Balıklıgöl Platosunda bulunan Dergah Camii’nde kılınan teravih namazı çıkışında yaklaşık 200 kişiden oluşan bir grup tarafından 21.30-21:50 saatleri arasında İsrail’i kınama amacıyla basın açıklaması yapılmış ve okunan duaların ardından, topluluğun emniyet güçlerimizin uyarıları üzerine dağılmaları sağlanmıştır. Basın açıklaması sırasında meydana geldiği iddia edilen ve sosyal medya platformlarında dile getirilen hususlarla ilgili başlatılan adli tahkikat devam etmektedir.”

Acaba hangi hususlarda adli tahkikat başlatıldı, neden valilik açıklaması açıklamaya muhtaç?

****

Aynı gösterinin benzeri Bursa’da gerçekleştirildi.

Bursa Ulu Camiden çıkan bir grup Orhangazi parkında, Koza Han’ın önünde gösteri yaptı.

Köklü Değişim dergisi etrafından toplanan Hizb-ut Tahrir üyesi grup İsrail’i protesto ederken, şeriat-hilafet çağrısı yaptı.

Bursa’da bu eylemle ilgili bir soruşturma açılmadığı bilgisi var bende…

ey-muslumanlar.jpg

kurt-meselesi.jpg

****

Peki kimdir bu Hizb-ut Tahrir? Neler savunur?

BBC Türkçe servisinden Mahmut Hamsici’nin verdiği kısa bilgi şöyle:

Hizb-ut Tahrir, 1950'lerden bu yana küresel çapta faaliyet yürüten bir siyasal İslamcı örgüt. Faaliyetleri bazı ülkelerde yasak, bazı ülkelerde ise değil.

Yaklaşık 60 yıldır Türkiye'de de faal olan ve özellikle de hilafet etkinlikleriyle gündeme gelen örgütün Türkiye'deki konumu ise kafa karışıklığı yaratıyor.

Bir yanda Yargıtay'ın Hizbut Tahrir'i 'terör örgütü' olarak niteleyen kararları var.

Diğer yanda ise Anayasa Mahkemesi'nin örgüt yargılamalarıyla ilgili verdiği bir hak ihlali kararı, örgüt tarafından ‘Anayasa Mahkemesi Hizbut Tahrir'i terör örgütü kabul etmedi’ yorumuna neden oluyor.”

 

koklu-degisim.jpg

e.jpg

Size ayrıca Köklü Değişim dergisinden yayınlanan yazının bir bölümünü aktarmak istiyorum ki, örgütün düşünceleri hakkında fikriniz olsun!

Muhafazakar Demokratlar 20 Yılda Neden Bir Ömer Çıkaramadı?” başlıklı yazının ilginizi çekeceğini düşündüğüm bölümü şöyle:

“2002 yılında yapılan seçimlerde tek başına iktidar olan AK Parti’nin iktidar sicil kaydı hiç de temiz değil. İktidara geldiği günden bu yana adeta bir münker fabrikası gibi münker üretmiş, elinin ulaştığı her yere fesat yaymıştır. Bu söylediklerimizin doğruluğunun tespiti için bilimsel makale ya da araştırmalara ihtiyaç söz konusu değildir. Çevremizi gözlemlememiz ziyadesiyle yeterli olacaktır.

Peki, sormak isterim: çocuklarımızın eşcinsellerle aynı atmosferi solumaları ve onların hayâsızlıklarına şahit olmaları AK Parti iktidarında olmadı mı?

Avrupa Birliği uyum yasaları çerçevesinde zinayı suç olmaktan çıkartan AK Parti değil midir?

Daha düne kadar dedelerimizin ‘Parklarda bulunan üzerinde banka reklamı olan banklara, faiz günahı bulaşır korkusuyla oturmaktan imtina eden’ anlayışı zamanla ‘Faiz dünya gerçeğidir’e dönüştüren ve fütursuzca tüketilmesinin yolunu açan AK Parti iktidarı değil midir?

Müslümanlarda AK Parti iktidarı sürecine kadar her daim var olmuş İslâmi mücadele ruhunu yok eden ve halkların daha bir dünyevileşmelerini sağlayan AK Parti değil midir?

İsrail ile ticaret hacmini Türkiye tarihinde hiç olmadığı kadar yükselten ve başarılı kılan, yine birkaç dolar karşılığında ‘Mavi Marmara’ davasının satan AK Parti değil midir?

Müslümanların katilleri ile Müslüman kanı üzerinden pazarlık yapan, onlarla dostluk kuran AK Parti değil midir?

Bir taraftan kumarın haram olduğunu hutbelerde okutan diğer taraftan da başörtülü kızların eliyle ve devlet gözetiminde kumar oynatan AK Parti değil midir?

Sözde başörtü meselesini çözen, bununla birlikte başörtüsünün tesettür ahkâmından ve adabından yoksun bir şekilde toplumda karşılık bulmasını sağlayan da AK Parti değil midir?

İktidarın rüzgârına kapılan mücahitleri(!) ‘menfaat potasında’ eriterek birer müteahhide dönüştüren de AK Parti değil midir?

TV’lerde ahlaksızlık saçan gündüz kuşağı programları eliyle toplumu yozlaştıran AK Parti değil midir?

‘Hz. Ömer’ edebiyatı ile milyonlarca Müslümanın desteğini arkalarına alan ama bu gücü sadece ve sadece o koltukta oturmak için kullanan AK Parti’dir. Bu gücü Allah’ı razı etme yolunda kullanmayan, bilakis Avrupa Birliğini ve sömürgeci kâfirleri razı etmek için kullanan yine AK Parti’dir. Her fırsatta adalet naraları atan ne var ki yine ilk fırsatta adaleti İslâm’da değil Avrupa Birliği uyum yasalarında arayan AK Parti’dir. ‘Adalet yerini bulsun, isterse kıyamet kopsun’ diyerek üst perdeden adalet şövalyeliği yapan da adaletsizlikle kıyameti koparan da AK Parti’dir.

İslâm diyen, adaleti dilinden eksik etmeyen, hak-hukuka davet eden ama diğer taraftan zulmün ve ifsadın kaynağı demokrasiye, laikliğe çağıran yine AK Parti’dir.

Özetle AK Parti iktidarı toplumu uçurumun kıyısına getirmiştir. Yaşadığımız gayrimeşru ve gayriahlaki ne varsa neredeyse yirmi yıldır iktidarda olan AK Parti’nin eseridir. Ve AK Parti, İslâmi siyasi parti değildir. Bilakis laik ve demokrat bir partidir. Dolaysıyla bunca ifsadın asıl müsebbibi demokrasi ve laikliktir.”

****

Yazı böyle uzayıp devam ediyor, AK Parti’ye çok sert eleştiriler yöneltiyor bu grup; tıpkı Furkancılar gibi…

Peki bunları İslamcı bir grup değil de sol cenahtan birileri söyleseydi, sonra çıkıp gösteri yapsaydı ne olurdu?

****

Bu yazının dipnotu: Gezi’de göstericilerin silahlı bir tek eylemi olmadı. Buna rağmen AKP Grup Başkanvekili Bülent Turan yalan beyanda bulunarak, “Öldürülen polislerden” söz etti. Gezi’de bir tek polis yüksekten düşerek öldü, o da gösterici kovaladığı için…

 

 

 

Önceki ve Sonraki Yazılar