İzmir dağlarının, Bursa’nın ovasının kurtuluşu ve Yunan zulmü!

Bir zamanlar Cumhurbaşkanlığı sofrasında ağırlanan Fesli Kadir'in "Keşke Yunanlılar kazansaydı" sözü aslında ve ne yazık ki bu ülkede yaşayan, sayıları oldukça kalabalık bir grubun bilinç altını ortaya koymak anlamında önemli bir itiraftı.

Benzer sözleri TBMM eski Başkanı İsmail Kahraman da söylemedi mi?

 

***

 

Bu Fesli Kadir ve İsmail Kahraman gibilerin ataları da aslında bir anlamda düşmanla, işgalcilerle işbirliği yapmıştı. Saray'ın emriyle Milli Kurtuluşçulara saldırmıştı.

Kurtuluş Savaşı önderleri önce bu iç düşmanla hesaplaşmak zorunda kalmıştı.

Onun için Mustafa Kemal Nutuk’un başlangıcında “Gaflet, dalalet ve ihanet içindeydiler” demişti.

Kime demişti?

Saray’a ve onun Anadolu içlerinde uzantılarına…

Ulusu ve ülkeyi büyük savaşa sürükleyenler, kendi yaşamlarının kaygısına düşerek, yurttan kaçmışlar.”

Atatürk bu sözleri İttihat Terakki’nin önderlerine söylüyor ve devam ediyor:

Padişah ve Halife olan Vahdettin, soysuzlaşmış, kendini ve yalnız tahtını koruyabileceğini umduğu alçakça önlemler araştırmakta…”

 

****

 

İşgal yılları sırasında 200 binden fazla Yunan askeri vardı bu ülkede...

Bir an düşünelim, bugün, PKK'nın veya IŞİD'in 200 binden fazla askeri ve de modern silahları olsa, ne hale gelirdi bu ülke?

12 düşman tümeni ülkenin batısındaydı.

Başkomutanlık Meydan Savaşı'nın başladığı Dumlupınar'dan İzmir'e kadar 40 bin civarında toplam mevcutları olan 1, 2 ve 7. Tümen vardı.

Eskişehir-Bursa-Mudanya hattında ise aynı anda 50 binden fazla askerin bulunduğu dört tümen hareket halindeydi.

 

***

 

Bu ülkenin kolay kurtulmadığını, denize döktüklerimizin gitmeden önce bile çok kurşun attıklarını anlatan bir öykü anlatacağım.

Tarih 11 Eylül...

İzmir, iki gün önce kurtulmuş, Bursa'ya da Türk ordu birlikleri yeni girmişti.

Kaçan Yunan askerlerini alan gemi, etrafı sarmakta olan Türk askeri birliklerini top ateşine tutuyordu.

O sırada Urla'ya cephane götürmekte olan Bursalı Yüzbaşı Kemal, bir çiftlikte şehit düştü.

Bursa'nın kurtulduğu gün Yüzbaşı Kemal kurtuluşun sevincini yaşayamadan, memleketinin işgalcilerden arındırıldığını göremeden can verdi.

Bursalı Yüzbaşı Kemal, şimdi İzmir-Urla'nın en tepesinde nazlı nazlı sallanan Türk bayrağı altında yatıyor.

Yolu düşenlerin ziyaret gitmesini öneririm.

 

***

 

Anadolu’daki Yunan ordusunun sayısının 225 bin civarında olduğunu yazdım pek çok kez…

Bunun 100 bininin Anadolu'da Türk askeri tarafından ezilerek yok edildiği tarih kayıtlarında yazılı...

Sinan Meydan, bu konuda şu rakamları vermişti:

"Türk ordusu, Büyük Zafer'de 3 bine yakın şehit verdi. Bağımsızlık Savaşı'nda toplamda 10 bine yakın şehit verdik. Buna karşılık 225 bin kişilik Yunan ordusu, toplamda 120-130 bin kayıp verdi. Türk ordusunun kaybı yüzde 6.3, Yunan ordusununki yüzde 65'ti."

 

***

 

Fesli Kadir ile İsmail Kahraman gibilerin hoşuna gider mi bilmem ama Yunan ordusu Anadolu'dan çekilirken, "Manisa'da 14 bin evden bin 400'ü, Alaşehir'de 4 bin 500 evden ancak 220 kurtarıldı" diye yazdı Sinan Meydan...

Benzeri bir tablo 8 Temmuz 1920-10 Eylül 1922 tarihleri arasında işgal altında tutulan Bursa'da gerçekleşti.

Yunanlıların yakıp yıkıp, tecavüz ettikleri, hapishanelere doldurdukları Türklerle ilgili 1925 yılında koca bir kitap yayınlandı.

Oluşturulan bir heyetin gözlemleri anlatılıyordu o kitapta...

Kitapta gün gün, saat saat Bursa'da yaşananlar, çizelge halinde veriliyor.

330 sayfalık yapıtta Bursa'da yaşanan zalimliklerin ayrıntılı bilgilerinin yanı sıra isim isim şehitlerimizin adı var.

Kitabı objektif kılan unsurların başında kurtuluş sonrasında oluşturulan Tahkik Heyeti'nde İtalya'nın Bursa Temsilcisi Myuçi'nin de bulunmasıydı. Yani sadece Türklerden oluşmamıştı o heyet...

"Bursa'da İşgal Günlüğü" adı altındaki kitabın yeni dilde yayınını 2003 yılında Emekli Din Görevlisi ve İşadamı Bayram Sarıcan üstlendi.

O kitabı Fesli Kadir'den tarih öğrenenlerin okumasını salık veririm.

 

****

 

Bu yazının dipnotu: İsmail Kahraman’ın hemşerim olmasından nasıl utanıyorsam, Rize-İkizdereli karşı köylüm Tarkan Tevetoğlu’ndan o kadar gurur duyuyorum. 100. Yıla yakışan bir konser verdi.

 

 

Önceki ve Sonraki Yazılar