AKP'ye dokunulacak mı?

Dokunulmazlıkların kaldırılması ile ilgili yasa, CHP'nin desteği ile 376 oyla Mecliste kabul edildi. Bu yasanın kabul edilmesiyle birlikte, 148 milletvekili 787 ayrı suçtan dolayı yargılanacak ve Erdoğan'ın ifadesi ile ''suçlu parlamenterlerden temizlenmiş bir meclis'' ile ülkemizde, huzura ve sükûnete kavuşmuş olacağız. 

Bu yasanın çıkması ile AKP'den sadece 27 milletvekili, MHP'den 9 milletvekili yargılanacak ki bunlar hakkındaki suçlamaların neredeyse tamamı,  trafik suçu ve seçim yasaklarını ihlal etmek gibi basit konular olmasına karşın, 112 CHP ve HDP milletvekili hakkında hazırlanan fezlekeler çok daha ağır iddialar ve ithamlarla hazırlanmış. Bu nedenle yakın bir zamanda CHP ve HDP'li milletvekillerinin kollarına kelepçe vurularak aynen 1994'de olduğu gibi meclis bahçesinden polis araçlarına bindirilerek götürüldüklerine tanık olabiliriz.

Bunun böyle olacağından hiçbir şüphem yoktur. Bu yasanın TBMM'de kabul edildiği saatlerde, yüksek yargının tüm başkanları, ''Partili Cumhurbaşkanının'' Rize gezisinde birlikte ''can ciğer kuzu sarması'' şekliyle aynı masada görüntü veriyorlardı. O gezide,  Yargıtay, Danıştay ve Sayıştay başkanları Cumhurbaşkanına refakat ediyorlar ve akşamki masa muhabbetinde; Cumhurbaşkanı ''Bu günler onların iyi günleri'' ifadesiyle, yüksek yargı organlarının başkanlarına neler yapmaları gerektiğinin ilk işaretini vermekten geri kalmıyor.  Cumhurbaşkanının, yüksek yargı organlarının başkanlarıyla görüşmesi eğer Ankara'da olmuş olsa idi bu buluşmayı olağan bir görüşme olarak değerlendirmek mümkün olabilirdi. Ama yüksek yargının tüm başkanlarının Cumhurbaşkanının ''yurt gezisine'' birlikte katılmış olması ister istemez akıllara başka şeyler getirmekte ve bundan sonra yaşanacak olan olaylarla ilgili olarak kaygı ve kuşku duymamıza neden olmaktadır. 

CHP'nin bu oylamadaki tavrı hem AKP hem de HDP tarafından eleştirilmektedir. Deyim yerindeyse; ne İsa'ya yarandı nede Musa'ya. Kabul oyu vermekle ilgili ilk açıklamaları HDP ile birlikte görüntü vermemek nedeniyle olmasına rağmen, ilk oylamada çok az sayıda milletvekilinin ''evet'' oyu vermesi ve oylamanın referandum sınırını geçmesi nedeniyle, ikinci oylamada olası bir referandumda, Partili Cumhurbaşkanı ve dokunulmazlıklar konusunun birlikte ''halkoyuna'' sunulması durumunda, dokunulmazlık uğruna Partili Cumhurbaşkanının referandumdan geçmesi korkusuyla ikinci oylamada ''evet'' oyu vermek durumunda kaldılar. Zaten bu konunun TBMM'de referanduma gerek kalmaksızın kabul edilmiş olması Cumhurbaşkanının da hoşuna gitmemiş olacak ki, oylamadan sonra ''bu konu referanduma götürülseydi, yüzde 70-80 oy oranıyla kabul edilebilirdi'' diyerek memnuniyetsizliğini ifade etmiştir. 

Neyse, bu oldu ve bitti. Şimdi önümüzdeki dönemde neler yaşayacağız, bekleyip göreceğiz. Dün AKP kurultayı yapıldı ve hemşehrim Binali Yıldırım Genel Başkan seçildi. Birkaç gün sonra da Başbakanlık koltuğuna oturacaktır. Hemşerimi kutluyorum ve sevindiğimi bir kez daha ifade ederek kendisine birkaç öneride bulunmak istiyorum. Uzun yıllardan beri ailece siyasetin içerisinde yoğrulduğunuzu biliyoruz. Daha önce CHP'de ve Halkçı Partide İl Başkanlığı yapan avukat Mustafa Yıldırım ve öğretmen Hüsameddin Yıldırım'ı örnek almanızı diliyoruz. AKP döneminde ve özellikle Cumhurbaşkanı tarafından geri adım atılmaksızın ısrarla uygulanan; Irak, Mısır ve Suriye politikalarınızdan vazgeçtiğinizi ve ''sünnicilik'' yapmayacağınızı kamuoyuna açıklamanızı ve bu ülkede yaşayan her inançtan, her mezhepten ve her etnik kökenden tüm toplumu bir rahatlatmanızı bekliyoruz. Aynen Refahiye'de olduğu gibi, aynen ''kirvelik'' ilişkilerinizde olduğu gibi ve aynen bir Erzincanlıya yakışan gibi bir Başbakanlık yapmanızı bekliyoruz.

Önceki ve Sonraki Yazılar