Hüsnü Mahalli

Hüsnü Mahalli

Bahane

21 Ağustos’ta Şam’da kimyasal silah kullanıldı. Muhalifler‘ Esad yönetimi kullandı’ derken Esad yönetimi ‘Bu bir savaş provokasyondur. Muhalifler kullandı’’ açıklamasını yaptı.

Daha sonraki süreci herkes biliyor.

ABD ve yandaşı ülkeler Suriye’nin üzerine çullandı. Hem de müthiş bir medya savaşı ile.

Tıpkı 30 aydır yaptıkları gibi.

Olayın yaşandığı gün Şam’da bulunan BM Kimyasal Silah Araştırma Komisyonu'nun incelemesini bile beklemeden ‘Kimyasal Saldırıyı Esad yaptı’ diyen bu ülkeler Suriye’ye saldırı hazırlığına başladı. Obama’nın sınırlı saldırı planını yeterli bulmayan Başbakan Erdoğan ise kapsamlı bir savaşın gerekliliğini anlatıp durdu. Sonra Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’ın deyimi ile ‘Maalesef ‘ ABD ve Rusya anlaştı ve savaş riski göreceli olarak ertelendi.

Ama huylu huyundan vazgeçer mi ?

Sanmıyorum.

Rusya ile varılan anlaşmaya rağmen ABD ve müttefiki ülkeler geleneksel saldırgan ve provokatif politikalarını sürdürüyor.

BM Kimyasal Silah Araştırma Komisyonu'nun pazartesi günü açıkladığı rapor onlar için bir bahane oldu. Rapora göre ‘Suriye’de Sarin gazı kullanılmış ancak bu gazı kimin kullandığı belli değil. Muhalifler de olabilir yönetim de olabilir ‘’..

Muhaliflerin olası sorumluluğunu göz ardı eden ABD ve yandaşları bir kez daha Esad yönetimine yüklenmeyi tercih etti. Oysa kimin kullandığını net ve kesin olarak belirleme yetkisine sahip olmayan komisyon Sarin gazını taşıyan roket ve başlıkların hem orduya hem de muhaliflere ait olabileceğini ima ederek aslında savaş yanlısı ülkelere mesaj vermek istedi.

Çünkü;

1-Muhalifler onlarca kez YouTube’te paylaştıkları görüntülerle Sarin ve benzeri gazları nasıl ürettiklerini anlatıp durdular.

2-Muhaliflere ait yerleri basan Suriye Ordusu burada çok miktarda kimyasal malzeme bulmuş ve bunları kanıtları ile birlikte BM görevlilerine teslim etmişti.

3-Muhalifler Suriye Ordusu'nun depolarını basıp oralardan elde ettikleri ve kimyasal silahların uzaklara fırlatılmasında kullanılan roket ve füzeleri sürekli YouTube’te gösterdiler .

4-Muhalifler ABD, Batılı ve bölgesel ülkelerden aldıkları ve uçak düşürmekte kullandıkları roket, füze ve benzeri ağır silahlarla poz verip durdular.

Özetle ABD, İsrail, Batı ve onların bölgemizdeki işbirlikçileri ne derse desin sayıları 1500’ü geçen irili ufaklı silahlı grupların Sarin dahil kimyasal silah üretmek için her türlü malzemeye sahip oldukları bir gerçektir. Benzer şekilde Nusra, Kaide ve diğer terör gruplarının elinde bu kimyasalı uzaklara taşıyacak roket ve füzeler olduğu da bilinmektedir.

Şimdi bu basit gerçekler ortadayken bazılarının tek taraflı olarak Esad yönetimini suçlamasının bir tek nedeni var:

Savaş ve kan..

Peki ne zamana kadar ?

1- Esad’ın maksimum 2-3 ay içinde devrileceğini

2-‘Sünni’ halkın ‘Alevi’ Esad’a karşı ayaklanacağını

3-Ve Suriye Ordusu'nun dağılacağını söyleyip çuvallayanların kişisel hırs, inat ve düşmanlıklarından vazgeçeceği güne kadar.

Peki o gün gelir mi ?

Mutlak gelmesi gerekir.

Yoksa inanın bana Irak’tan sonra Suriye ve başta Türkiye olmak üzere coğrafyamızın tüm ülke ve halkları perişan edilecektir.

Haçlı- Siyonist İttifakın hiç şakası yok ve olmamıştır.

Çünkü onlar her zaman bizim coğrafyada kendilerine hizmet edecek ‘gaflet, dalalet ve hatta hıyanet’ içinde olan birilerini buluyorlar.

Hem de en âlâsından.

Yani her şeyi Allah adına yaptıklarını söyleyen cinsten..

Yoksa dünyanın dört bir yanından gelerek Suriye’de savaşan on binlerce katil nereden bulunabilirdi.

Hepsi de kurban keser gibi insanları keserken ‘Allahuekber’ diye bağırıyor. Ama hiçbiri İsrail ve ABD’ye karşı bir kurşun bile atmayı düşünmemiş.

Bu nasıl cihat ise??

Önceki ve Sonraki Yazılar