'Başka bir hayvancılık mümkün' kitabı yayınlandı

Kırmızı eti, yumurtayı, sütü korka korka tüketenlere iyi haberlerimiz var. Ancak önce bilgi edinmek, sonra da biraz emek ve zaman harcamak gerekiyor. Konu olan hayatımız. Tarım Ekonomisi Derneği ve Ege Üniversitesi Tarım Ekonomisi Bölümü tarafından düzenlenen bir çalıştayın bildiri ve tartışmalarını içeren “Başka Bir Hayvancılık Mümkün” kitabı, Yeni İnsan Yayınevi tarafından yayınlandı. Editörlüğünü Fatih Özden ile birlikte yaptık. Kitapta uzman hekimler, tarımcılar, veteriner hekimler ve üreticilerin bildiri ve tartışmaları var. Kitap, uzmanlar ve öğrenciler kadar halka yönelik de hazırlandı.

Kitapta da ayrıntılı sözü edildiği gibi, eskiden çiftlik hayvanları meralarda otlayarak beslenirlerdi. Sonraları her şey değişti. Şimdilerde dünyada soyanın % 90’ını, mısırın % 80’ini hayvanlar yemekte. Sonuç, hayvanlar da şeker hastası oluyorlar. Bunların etlerini, yumurtalarını yiyen insanlar, başta kalp ve damar hastalıkları, alzheimer, parkinson olmak üzere birçok hastalığa yakalanıyor. Yoğun yemle beslenen bu hayvanların ürünlerinde omega 3 ve konjüge linoleik asit azalıyor. Bu durum ise hastalıklara kapıyı açıyor. Meralarda otlayan ve çayır otları ile beslenen hayvanların ürünleri ise son derecede sağlıklı oluyor.

Yem ham maddeleri ülkemize daha çok, ithal ediliyor. Bunların da çoğu GDO’lu. Uzun yıllardır meraları ihmal ettik. Bununla ilgili bir yasa da çıktı. Ancak değişen bir şey olmadı. Şu anda meralarımız bazı istisnalarla çok verimsiz. Mera ıslahı son derece önemli. Verimi düşük meraları daha iyi değerlendirerek koyun ve keçiye daha çok önem vermemiz gerekiyor. Hayvanları kapalı yerlere tıkarak yürütülen besleme sisteminin doğrudan gözlenemeyen ağır bir bedeli var. İnsan sağlığındaki artan sorunlar, çevre kirliliği, işçi ve köylü refahındaki kayıplar çok ağır. Kesif yemle besleme daha çok, dev hayvancılık işletmeleri tarafından seviliyor. Bunlar bu yüzden, sonucu ne olursa olsun, köylülerin daha küçük kapasiteli hayvancılık işletmelerini aşağılayarak devlet desteklerinin de kendilerine akmasını sağlıyorlar. Sıfır faizli hayvancılık kredilerini hatırlayalım.

Gördüğünüz gibi köklü çözüm, politikadan geçiyor. Ancak bireyler ve gruplar olarak da yapacaklarımız var. Daha çok otla beslenen hayvanların sütlerini, yumurtalarını doğrudan köylülerden veya köylü pazarlarından alalım. Gruplar olarak örgütlenip, köylünün temiz ve sağlıklı sütünü, sebzesini ne olduğunu bilerek almak da bir çözüm. Buna “topluluk destekli tarım” diyoruz.

Kitapçılardan veya indirimli olarak www.yeniinsanyayinevi.com adresinden kitabı edinebilirsiniz.

Önceki ve Sonraki Yazılar