Hüsnü Mahalli

Hüsnü Mahalli

Can çıkar huy çıkmaz!

Bin sorulu darbe girişimden sonra herkes 'ulusal uzlaşma'dan söz eder oldu.

 

Beştepe'de buluşmalar, ortak mitingler ve yazın sıcağında 'aşk ve sevgi dolu' serin ve duygusal sözler.

 

Herşey çok güzel.

 

CHP lideri Kılıçdaroğlu çok umutlu görünüyordu.

 

Birçok insan Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın olup bitenlerden önemli dersler çıkardığını ve ülkenin yavaş yavaş normalleşeceğini konuşur oldu.

 

Daha ileri gidenler Erdoğan'ın başkanlık konusundan bile vazgeçeceğini söylüyordu.

 

Olup bitenlere kuşkuyla bakanlar tepki toplamamak için sesini çıkaramıyordu.

 

Maazallah hemen vatan haini ve barış ve kardeşlik düşmanı olursunuz.

 

Gerçekleri haykırabilmek için 'mangal gibi' yürek ister.

 

Örneğin AKP’nin değişmeyeceğini söylemek. 15 Temmuz darbesi bahane herşey şahane.

 

Örneğin OHAL'den yararlanarak el konulan bunca üniversite, okul, hastane, fabrika, şirket, holding ne olacak?

 

Hiç birimiz bu mal ve mülklerin kime nasıl verileceğini ya da devredileceğini bilmeyeceğiz.

 

Aynı şekilde devletten atılan 100 bin kadar insanın yerine nereden ve nasıl yenileri alınacak.

 

Örneğin mülakata tabi tutulacak olanlar arasında CHP ya da sol eğilimli birileri varsa işe alınacak mı?

 

Ben sanmıyorum.

 

Din kesin tek kriter olacak.

 

Dini mazbut olanlar tercih edilecek.

 

Tarikatlar devreye girecek.

 

AKP'lilerden geriye kalacak kadroları doldurmak için.

 

En azından ben böyle düşünüyor ve bekliyorum.

 

Çünkü işaretler o yönde.

 

Cumhurbaşkanı Erdoğan SADAT Başkanı Adnan Tanrıverdi'yi kendine danışman seçti.

 

SADAT ile ilgili çok karanlık, kanlı ve tehlikeli hikâyeler anlatılıyor.

 

Kılıçdaroğlu tepki gösterdi ama sonuç yok.

 

Başka?

 

Cumhurbaşkanı Erdoğan Anayasa Mahkemesi üyelerinden iki kişi tutuklanınca yerine yenilerini seçti.

 

Yeni üyeler Recai Akyel ve Yusuf Hakyemez İmam Hatip kökenli.

 

Sağlık Bakanlığına bağlanan GATA'nın başhekimliğine türbanlı bir doktor atanmış.

 

Zamanlama tartışmalı olmasaydı konu çok önemli olmayabilirdi.

 

Hemen peşinden kadın polislerin bundan böyle türban takabilecekleri söylendi.

 

Fetö'cü oldukları gerekçesiyle işten atılan polislerin yerine alınacak kadınlarda belki de 'türban şart koşulacak'.

 

TSK yapısındaki son değişikliklerle yakında orduda da türbanlı subaylarımız olacak.

 

Pek yakında.

 

Geriye bir tek mahkemeler kalıyor.

 

HSYK atılan ya da tutuklanan yargıç ve savcılar yerine türbanlı olanları atayacak.

 

Yakında.

 

Herşey Fetö ile mücadele için.

 

Yoksa AKP Manisa milletvekili Selçuk Akdağ Fetö darbesini soruşturmak için TBMM Komisyon üyeliğine seçilir miydi?

 

Selçuk Akdağ Mart 2012 tarihine kadar 'Acayip FETÖ’cüymüş'.

 

Yersen!

 

Hikâyeler çok.

 

Bana göre yukarda anlattıklarım yeter.

 

AKP'nin değişmeyeceğini söylemek için.

 

Can çıkar huy çıkmaz misali.

 

Yalnızca iç politikada değil.

 

Ruslarla anlaşma nereye kadar gider bilemem ama ben 'çok zorlayıcı' gelişmeler olmazsa AKP, Suriye ve Ortadoğu politikalarından kolay kolay vazgeçmez, geçemez.

 

AKP'nin bölgedeki tüm radikal, ılımlı, yumuşak, light, sert ve benzeri tüm tonlarıyla İslamcı gruplarla karanlık ilişkileri var ve bunlardan kolay kolay kurtulamaz.

 

Son örnek Cerablus.

 

Türk ordusu ile Cerablus'a giren grupların ideoloji, karakter ve ruhları kanlıdır.

 

IŞİD ve Nusra'dan hiç farkları yok.

 

Umarım ben yanılıyorum ama AKP doğru yolda değil.

 

AKP Türkiye'ye çok zarar veriyor ve verecek.

 

Şimdiye kadar verdiğinin belki de yüz katı. Kumpaslar, Fetö'ler ve her türlü oyunu AKP iktidarıyla öğrendi bu ülke.

 

Kin, nefret, yalakalık, döneklik, aldatma, aldanma ve bilumum günah işleri.

 

Oysa bize 'Biz Müslümanız' demişlerdi.

 

Birileri de 'Amin' demişti.

 

Hadi bildik sol grupları bir yana bırakalım.

 

Peki, CHP ne yapıyor?

 

Önceki ve Sonraki Yazılar