Cemevlerine yönelik çifte standart…

2012 Yılında Bekir Bozdağ, Akşam gazetesinde yayınlanan bir demecinde; ’83 bin 700 Cami ve 400 Kilisenin aydınlatma giderlerinin bütçeden karşılandığını’ ifade etmişti. Devlet bütçesinden bu kurumlara düzenli aydınlatma gideri ödemeleri yapılıyor, su giderleri ise Belediyelerce karşılanıyor.

Lakin Cemevleri bu alanın dışında…
CHP’li Belediyelerin sahip çıktığı Cemevlerinin büyük bir kısmı halen sorun yaşıyor. Çünkü bu konuda yasal bir mevzuat yok.
İstanbul’da birçok cemevinin elektrik ve suyu için kesim kararı var.
Küçükçekmece’de bulunan Garipdede Cemevi ve Esenyurt’ta yer alan Erenler Cemevi ziyaretlerimde, kesim kararlarını bizzat görmüş, tanık olmuştum.

***

Seçim öncesi tüm siyasi partilerin ortak çözüm hedeflerinden birisi de ‘Cemevleri sorunuydu.’ Keza, her parti siyaseten Alevi toplumunun bu talebini karşılamak üzere vaadlerde bulundu. Gelinen noktada, hükümetin kurulması beklenmeden ‘yasama döneminin başlamış olmasına binaen’ ivedilikle bu sorunu ortadan kaldıracak düzenlemeleri yapmak gerektiği açıktır.
Alevilere yönelik çifte standart son bulmalı.
Keza önemli bir fırsat ele geçmiş, ayrımcı ve kutuplaştırıcı iklim sona ermişken harekete geçmek boynumuzun borcudur…

Irak’ta beklenen koalisyon
Irak’ta IŞİD’e karşı Sünni milisler güçleniyor. Suedad el-Salhi’nin Middle East Eye’da yazdığına göre, Anbar’da önde gelen Şii milis güçlerle birlikte IŞİD’e karşı savaşan sünni komutan Muhammed; ‘Eğer Daeş’ten kurtulmak gerekecekse, kiminle olursa olsun ittifaka hazırız’ mesajı verdi.
Bölgede gelişen mezhepçilik ve akabinde ortaya çıkan manzarayı ele aldığımızda, bu mesaj çok anlamlı bir yerde duruyor.
Keza, birilerinin sürekli olarak sünni dünya ile entegre etmeye çalıştığı IŞİD ile sünni kamuoyunun bağlarını kopartmak için gereken uzlaşma sağlanıyor. Yıllardır birbiriyle çatışan unsurlar, IŞİD’e karşı birleşiyor. Bu birleşim elbette ortak bir amaç için; ‘IŞİD’i tasfiye…’
Meclis’in ilk günleri
TBMM’de ilk günümde, şahsıma tahsis edilen 3093 numaralı odaya gittim. Bir yere not alın. TBMM’ye geldiğinizde 3093 numaralı oda, sizin odanızdır. Çaylar meclisten.
Yemin töreni sırasında Genel Kurul üyeleriyle tanıştık. AKP kanadında gerginlik, HDP’de özgüven, MHP’de kaos, CHP’de kararlılık hakimdi.
Konuştuğum MHP’li vekillerin çoğu, Kemal Kılıçdaroğlu tarafından yapılan önerilere sıcak bakıyor, parti yönetiminin tepkisinden açık biçimde çekindiğini söylüyordu. Keza, HDP; ‘AKP dışı her formülü destekleriz’ diyerek zaten açıktan tavrını ortaya koymuştu.
Mecliste istikrara ot tıkayan tek partinin MHP olduğu kulislerde görülüyor.
Aynı zamanda, partilerin milletvekilleri kürsüye çıktığında ‘diğer partiler alkışlamıyor, her parti kendi milletvekilini alkışlıyordu.’ Böyle bir gelenek var. Geleneği bozan isimler; ‘CHP’li Şafak Pavey ve HDP’li Ferhat Encü oldu..’

Pavey çıktığında HDP ve MHP’li vekiller alkışlarken, Ferhat Encü (Roboski katliamının mağdurlarından) çıktığında bizim grupta alkış sesleri yükseldi.
Fakat en ilginç alkış, Davutoğlu’nun Bahçeli’yi alkışlaması oldu.
Bahçeli çıktığında, hem AKP grubundan hem de Davutoğlu’ndan alkış yükseldi. Bu ilginç manzaraya hepimiz şaşırdık. Bu ne tür bir kalbi bağdır diye düşünürken, aklıma ‘koalisyon’ tartışmaları geldi.
TBMM ilginç günlere gebe. Lakin ‘yeminler edildi, mücadele başlıyor…’

Çarşı davası
Bugün Çarşı Davası görülecek. Biz orada olacağız. Bir taraftar topluluğundan terör örgütü yaratmaya çalışanların saçmalıknamesi (iddianamesi) okunacak. Ve ‘alayına karşı’ olduğumuzu yüzlerine haykıracağız.
Hatipoğlu’na selam, yolmaya devam
Yüzbinlerce TL karşılığında, Peygamberimizin ne kadar yoksul yaşadığını anlatan bu arkadaşı izlerken beynimde fırtınalar kopuyor. 1400 Yıllık serüven gözümde canlanıyor ve içimde bir sancı oluşuyor. Rant, yağma, talan… Yazık ki, kimse çıkıp; ‘senin anlattığın din, ezilenlerin Peygamberinin getirdiği din değil’ diyemiyor. Ebu’zer’in tokadı, böylelerini bekliyor…

Önceki ve Sonraki Yazılar