Cevap bekleyen sorular!

Yüksek Öğretime Geçiş Sınavına (YGS) sayılı günler kaldı. 15 Mart 2015’te üniversiteye yerleşmek için yapılacak olan sınava hazırlanan adayları tatlı bir heyecan sarmış durumda. YGS, baraj sınavı olması ve daha önemlisi toplam puana yüzde 40’lık (dil puan türünde daha farklı etkisi var) etkisinden dolayı önemli bir yere sahip.  Tabii her şey YGS ile bitmiyor. Haziran ayında yapılacak Lisansa Yerleştirme Sınav’nın (LYS), toplam puana yüzde 60’lık katkısı ve daha bilgi ağırlıklı ve sert bir sınav olmasından dolayı adayların 15 Mart’tan sonra daha sıkı çalışmalarını gerektirecek bir sınav olacak. Sınavların Haziran ayında bitişi ile bu defa Temmuz ayı başlarında tercih telaşı başlayacak. Sonrasında da Eylül ayının ilk haftasında yapılacak olan üniversite kayıtlarıyla üniversiteye yerleşme süreci tamamlanmış olacak. Yani anlayacağınız bu sene için şimdilik bir sıkıntı gözükmüyor.

Peki, önümüzdeki sene yapılacak üniversite sınavlarında adayları bir sürpriz bekliyor mu? Daha doğrusu sınavlar mevcut haliyle mi yoksa daha farklı bir sistem ve içerikte mi yapılacak? İşte bu sorular önümüzdeki yıl sınava gireceklerin en çok merak ettiği konuların başında geliyor. Takip edenler bilir, yakın bir zamanda Ölçme, Seçme ve Yerleştirme Merkezi (ÖSYM) resmi internet sayfasında, 1974 yılından beri uygulanan merkezi üniversite yerleştirme sınavlarının çoktan seçmeli şekilde uygulandığını ve bu sistemin günümüz koşullarına uygun bir sınav sistemi olmadığını açıklanmıştı. Bu nedenle sınav sisteminin açık uçlu diğer bir ifadeyle yazılı sınav olarak yapılabileceği belirtilmişti. Hatta bazı merkezi yerleştirme sınavlarında bu yeni sistemin uygulandığı ve başarılı geri bildirimler alındığı açıklanmıştı. Başta 11’inci sınıf öğrencileri ile mezun olup üniversite adayı olacaklar önümüzdeki yıl mevcut sisteme mi yoksa açık uçlu (yazılı sınav) sınava mı tabi tutulacaklar? İşte bu konudaki belirsizlikler birçok kişinin kafasının karışmasına neden oluyor! Bu konuda bir çalışmanın yürütüldüğünü ve sona gelindiğini artık herkes biliyor. Ancak ÖSYM’nin önümüzdeki yıl ile ilgili olarak hangi sınavın ne şekilde uygulanacağını bir an önce açıklaması gerekiyor ki üniversite adayları, eğitimciler buna göre bir hazırlık stratejisi belirleyebilsinler. Yoksa son anda yapılacak bir açıklamanın hiç kimseye faydası olmayacaktır.

Diğer bir konu da, Milli Eğitim Bakanlığı’nın Temel Eğitimden Ortaöğretime Geçiş (TEOG) sınavı sonucunda oluşan istatistiksel bilgileri paylaşmaması. Bu konuda birçok eğitimci, öğrenci ve velinin defalarca uyarısına rağmen, Bakanlık, TEOG istatistiklerini açıklamamakta ısrar ediyor. MEB, neden bu ısrarından vazgeçmiyor? Öğrenilmesini istenmediği bir şeyler mi var?  Bakın, bu konuda ÖSYM, merkezi sınavlara ilişkin istatistik bilgileri paylaşıyorsa, MEB’in de TEOG’da kaç birinci, ikinci, üçüncü olduğunu, il başarı sıralamalarını, testlerde oluşan puan değerlerini, Türkiye net ortalaması gibi bilgileri şeffaflık ve bilgi edinme hakkı çerçevesinde paylaşması gerekmez mi?

Geçen gün konuyla ilgili olarak CHP İstanbul Milletvekili Nur Serter, TBMM’de düzenlediği basın toplantısında TEOG ile ilgili ilginç açıklamalarda bulunmuştu. 28-29 Kasım 2014’te yapılan TEOG sınavı il sıralamasında en başarılı illerin sırasıyla Tunceli, Kırşehir, Karabük olduğunu açılayan Serter’in, bu bilgilere nasıl ve nerden ulaştı bilemiyorum. Ancak, MEB’in TEOG sınavına gölge düşmeden, kafalardaki soru işaretlerinin giderilmesi adına sınav sonrası oluşan istatistiksel bilgileri kamuoyuyla bir an önce paylaşması gerekmektedir. Aksi halde, kamuoyu nezdinde sınava gölge düşmüş olmaz mı?

Önceki ve Sonraki Yazılar