Abanoz vs. Mısır püskülü

Geçen hafta İBB’deki harita ekibinin Şile’deki Abanoz sokağının adını müstehçen bulması üzerine, sokağın adının Asım sokağı olarak değiştiğini öğrenmiştik.
Yeni Türkiye’ye yakışmayacak bu müstehçenlikten büyük bir sağduyu ile tereyağından kıl çeker gibi kurtulduk şükür ki…
Mimari referansı TOKİ olan ülkemizde, heykel sanatınında, il ve ilçelerin tarım/hayvancılık  zenginliklerine göre belirlendiğine hiç şüphe yok!
Kuşkusuz Mudurnu’nun girişindeki tavuk heykeli ve İstanbul Bayrampaşa’daki enginar heykelleri bu akımın ilk dönem başarılı eserlerindendir.
Ancak sanatın, içinde eleştiriyi barından bir olgu olması hasebiyle konuya rahat bir giriş yapmak isterim.
Büyük fedakarlıklarla kurulan Yeni Türkiye’ye yakışmayacak bazı eserler sokaklarımızı süslemekte…Örneğin Eyüp Belediyesine dahil Alibeyköy’ün meydanında yer alan dev Mısır Heykeli görenleri şaşkına çeviriyor…en azından beni çeviriyor…Yeni Türkiye’nin demokrasi saiklerinin başında gelen, “bir kişide olsa onun hakkını ararız” ın bana vermiş olduğu özgüvene dayanarak bu heykeli biraz müstehçen bulduğumu belirtmeliyim!
Öncelikle eserin sahibinden özür diler, eleştirimi kişisel bulmamasını rica ederim…Alibeyköy’ün zamanının en büyük mısır tarlalarına sahip bir yer olduğunu biliyorum ama bu özellik, mesela, tek tek mısır tanelerinden oluşan bir havuz yada ellerinde mis gibi sütlü mısır tüketen çocukların bulunduğu bir kompozisyonla heykelleştirilebilirdi!
Zira sokak ortasında, na böyle dikine uzanmış ucundan sıvı fışkıran birşey görmek, gelecek adına beni endişelendiriyor!
Belki İlçenin Belediye Başkanı Remzi Aydın’ın gözünden kaçmış olabilir ancak kadınlarımızın, kızlarımızın, çoluk çocuğumuzun sık kullandığı bir meydanda böylesine nahoş figürler bizi ancak ortaçağ karanlığına taşır ki unutmayalım biz milletçe 12 yıldır o karanlıktan çıkmaya çalışıyoruz!
Gereğinin yapılmasını bir vatandaş olarak arz ederim!

#erdogancaricature


Geçen hafta, 17/25 Aralık darbe girişimlerinde adı geçen herkes, bağımsız yargının demokratik ve özgür kararıyla, haklarındaki isnatsız suçlamalardan alınlarının akıyla çıkarken, adına sanatçı denen çizer Musa Kart, hakkında açılan davadan 9 yılla yargılanıyordu. Ancak paralel yargının imamları devreye girdi ve Kart ilk celsede beraat etti!
Bunun üzerine, Haşhaşi sevdalısı The Guardian karikatüristi, ajan provakatör Martin Rawson, sosyal medya belası Twitter üzerinden #er-dogancaricature etiketiyle bir kampanya başlattı. Kampanyaya katılan dış mihrakların çizer takımı da şaha kalkmış ekonomimizi, gelişmiş demokrasimizi ve sınırlarımızda sıfır sorunla kurduğumuz komşuluk ilişkilerimizi hedef alan karikatürlerle saldırıya geçti!
Şaka Şaka olay aslında şöyle oldu;
Geçen hafta, 17/25 Aralık Yolsuzluk ve Rüşvet operasyonu içinde adı geçen herkes pamuk kadar hafiflerken, çizer Musa Kart, hakkında bizzat Erdoğan tarafından açılmış 9 yıllık hapis cezasıyla terliyordu!
Musa Kart ilk celsede beraat etti ve akabinde dünya üzerinde, The Guardian çizeri Martin Rawson öncülüğünde bir sosyal medya kampanyası başladı.
Pek çok ülkenin karikatüristleri #erdogancaricature etiketiyle Musa Kart’a destek oldu.




Önceki ve Sonraki Yazılar