Süleyman Karan

Süleyman Karan

Cumhuriyet kazanacak! Eğer sandıklara sahip çıkabilirsek

Cumartesi günü Saadet Partililer’e yapılan saldırı, aslında şer ittifakının ne kadar aciz olduğunun da bir göstergesi gibi... Bu saldırılar 24 Haziran’a kadar artarak devam edecek, bundan da adınız kadar emin olun. Zira devlet kurumlarını tümüyle militanlarıyla doldurmuş olmasına rağmen ancak OHAL’i koltuk değneği yaparak ‘dik durmaya’ çalışan bu yoz rejim, omurgasız ve ayakta durmasını ancak faşizan yöntemlere borçlu... Fitne, demagoji, kutuplaştırma, halkın bir kesimini diğer kesimine karşı nefret duygularıyla doldurma üzerine şekillenen seçim kampanyalarında, ne kadar zayıf ve aciz oldukları bir kez daha ortaya çıkıyor. Yolsuzluklarla ve hukuksuzlukla dolu ikinci ve üçüncü hükümetleri dönemlerinde yaptıkları, şimdi ekonomik, toplumsal ve siyasal sorunlar yumağı olarak Türkiye halklarının üzerinde ağır bir yük olarak duruyor. Paramiliter örgütten korkmayın!

Artık bir parti olma özelliğini yitirmiş

MHP ile görevden zorla el çektirilen AKP’li Ankara eski Belediye Başkanı’nın kumpaslarıyla ele geçirilen yüzde 0,5’lik BBP’ye bile muhtaç olmaları, artık yolun sonuna geldiklerinin de bir kanıtı... MHP ve BBP’yi Cumhur İttifakı’na almalarının bir sebebi toplasanız yüzde 5’lik oy (abartarak söylüyorum), ama bir sebebi daha var; o da bu iki tabela partisi örgütün içindeki lümpen, mafyatik, ahlaksız, düşük ve kullanışlı bir güruh. İşte bu güruh, kimin emriyle bilmiyoruz ama tahmin etmesi hiç de güç değil, Ankara’da Saadet Partililer’e saldıran teröristlerden başkası değil. Bir de yüzsüzce bir açıklama yapıyorlar: “Kusura bakmayın sizi HDP’li sandık” diye... Sanki HDP yasal bir parti değil, sanki HDP seçim çalışması yürütmüyor. Anadolu deyişleri gerçekten de çok güzeldir, bu saldırı ve bundan sonra olacak organize terör saldırılarını tanımlayan bir deyişle yapalım tespiti: Eceli gelen it, cami duvarına işer!

Tel tel dökülen iktidarsızlar

Artık her şey şer ittifakının aleyhine gelişiyor. TBMM’de bu ittifakın azınlığa düşmesi işten bile değil. Oy oranları yüzde 44-47 arasında, ama 44’ün de altına düşme ihtimali çok yüksek, zira cumhurbaşkanlığı seçimlerindeki dört cumhuriyet ve demokrasi taraftarı adayın her biri her yaptıkları konuşmayla, bunları çileden çıkartıyor. Her demeçleri, meclis aritmetiğinde muhalefete güç kazandırıyor. Başta Muharrem İnce olmak üzere o kadar iyi bir performans sergiliyorlar ki, şer ittifakının kurmayları her seferinde sinir krizleri geçiriyor.
Zaten beceriksiz, kültürsüz, liyakatsiz, akıl ve ahlak yoksunu bir yönetimin, özellikle son dönemde ekonomide yaşadığı sıkıntı ve yönetim zaafı da bir başka etmen... Tel tel dökülüyorlar, tel tel döküldükçe de daha fazla demagoji, daha fazla ırkçılık, daha fazla din bezirganlığı yapmak, daha fazla kin ve nefret saçmak dışında ellerinden bir şey gelmiyor. Ha tabii unutmadan, üç kozları daha var. Her üçü de ahlak dışı ve faşizan... Biri sokakta şer mafyasının şiddeti, ikincisi devlet eliyle kolluk güçleri, yargı ve bürokrasiyle yasak ve şiddet, üçüncüsü de sandıklarda YSK ve kendi militanlarıyla yaratmayı hesapladıkları kaos, hırsızlık ve şiddet... Bunların hepsini bir arada kullanacaklar, zira acizler, zira sıkışmışlar, zira tepetaklak gidiyorlar...

Fay hatlarını pas geçin

Tabii ki her zamanki gibi Türkiye’nin fay hatlarıyla oynamayı da elden bırakmayacaklar. Yani muhalefeti bölerek ülkeyi yönetme taktiği, ama bu kez işleri zor. Zira ülkeyi cehenneme sürükleyen bu ırkçı, şoven, mezhepçi, yolsuz ve yoz iktidara karşı, artık geleneksel muhafazakârından milliyetçisine, Atatürkçüsünden sosyal demokratına, sosyalistinden liberaline hemen herkes tek hedefe odaklanmış görünüyor. Bu da tek adam rejimini ve şer ittifakını sandığa gömmek, sonrasında saplanılan çamurdan hep birlikte çıkmak ve daha sonra demokratik bir ortamda kendi yolunu çizmek. Bu bilince sahip olmayan üç-beş grup olabilir ki, bunların da pek bir kıymeti harbiyesi yok zaten. Yani altıncı aday, eski Maocu komedyen Doğu Perinçek, Kürt siyasetinde yuvalanmış bir grup aşırı milliyetçi Barzani artığı, bir grup kendini Stalin sanan panel komünisti ve hala 19’uncu yüzyılda kalmış kendini ulusalcı diye tanımlayan nasyonal sosyalist müsveddesi...

Yurt savunması onur meselesidir

Eğer ki seçimlere hile karışmazsa, daha doğrusu tüm yurtseverler sandık kurulu görevlisi ve müşahit olarak sandıklara sahip çıkıp, haramilerin oyununu bozarsa, bu güzelim ülkede şer odaklarının egemenliği son bulacak. Eğer ki aklı karışmış iyi niyetli komşunuzu da ikna edebilirseniz üstüne üstlük, o hilebazların sandık oyunları bile aradaki farkı kapatmaya yetmeyecek.
Yurtseverlik, fedakârlık gerektirir. Üstelik bu fedakârlık dediğimiz öyle can pahasına da değil. Gidin bir sandıkta görevli olun, olmadı müşahit olun. Sokakta beğendiğiniz adayı destekleyin, apartmanda komşunuzla kısa bir sohbet yapın, eğer ki yolda bir grup it kopuğun yurttaşlara saldırdığını görürseniz, onları koruyun. Bilin ki o saldırıya uğrayan bir yurttaştan öte öz be öz yurdunuzdur! 

Önceki ve Sonraki Yazılar