Derdiniz nedir!

Tayyip Erdoğan, hafta başında yaptığı bir konuşmada içki içen bilim insanlarına, akademisyenlere ve aydınlara saldırdı.

Lafa bakar mısınız; “Koca koca profesörler, içki sigara içiyor. Ya siz nasıl profesörsünüz?”

Sana ne! Söyler misin, sana ne?

Bu ülkede içki içmek yasak mı? Dünyada içki içmenin yasak olduğu tek bir demokratik ülke var mı?

Dinci önyargılarınız nedeniyle herkese her istediğini söyleyebileceğinizi mi sanıyorsunuz?

Siz insanlara hakaret etme, onların yaşam tarzını sorgulama hakkını nereden alıyorsunuz?

Bu zihniyet dünyası, kasaba yobazlığından beslenen ilkel bir anlayış değilse nedir?

Biliyoruz ki, içki zararlı değil, aşırı içki zararlıdır.

Tıpkı aşırı tüketilen her şey gibi…

Emin olun ki, içki içenler aşırı dincilik (dindarlık değil, dincilik) kadar insanlık için tehlike yaratmadı.

Örneğin, Irak ve Suriye’de insanlık dışı katliamlar yapan, tekbir getirerek insan boğazlayanlar hiç içki içmiyor.

Siz sırf içki içtiği için bir bilim adamının, bir akademisyenin, bir subayın, bir esnafın, bir işçi ya da köylünün bir aşırı dinci (örneğin IŞİD) kadar insanlara zarar verdiğini gördünüz mü?

İçki içenlerin Madımak gibi yaktıkları tek bir otel var mı bu dünyada?

Sayın Erdoğan, farkında mısınız, sizin aşırı dinciliğiniz, mezhepçiliğiniz bu toplum için daha zararlı.

Dünyada dini siyasallaştırarak, devlet yönetimine egemen kıldığı için gelişip kalkınan tek bir ülke var mı?

İslam dünyası, ilkellik, yoksulluk ve sefalet içinde neden kıvranıyor sizce?

Hiç düşündünüz mü, niçin Türkiye’den daha gelişmiş bir İslam ülkesi yok?

Suudi Arabistan ve Körfez Emirlikleri, muazzam petrol gelirlerine karşın, neden hala Ortaçağ karanlığını aşamadı?

Neden bilimde, teknolojide, kültürde, sanatta ilerlemiş bir İslam ülkesi bile göremiyoruz?

İşte Cumhuriyet Türkiye’si, İslam’ın Ortaçağını aşmak için Dodğu’nun en büyük atılımı gerçekleştiren tek ülkeydi. İslam dünyasının parlayan yıldızıydı.

Siz bu yıldızı soldurdunuz.

Söyleyin derdiniz nedir sizin?

Önceki ve Sonraki Yazılar