Düyun’u Umumiye’den McKinsey’e halimiz

Hazine ve Maliye Bakanlığında kurulan “Dönüşüm ve Değişim Ofisine” ABD’li meşhur yönetim ve danışmanlık şirketi McKinsey’in danışmanlık yapacağı açıklandı. Bu ofise giderek diğer bakanlıklardan da uzmanlar katılacağı için şirketin etki sahasının hayli genişleyeceğini tahmin edebiliriz. Çok önce benzer bir işlevi IMF (Uluslararası Para Fonu) yapıyordu. IMF’nin Türkiye masası şefi Cottarelli’nin başbakan olmasını isteyenlerin sayısı epeyce çoktu. Sanırım olay biraz da içine düşürüldüğümüz aşağılık kompleksi. McKinsey Şirketi bize kırsal kalkınma stratejileri önerecekmiş. Çok komik. Onların stratejileri kırsal kalkınmayı daha da sorunlu hale getirir. Osmanlı döneminde vergilere el koyan Düyun’u Umumiye kuruluşunu incelemek hayli öğretici olabilir. Bu kuruluşu övenler arasında FETÖ’cü Zaman Gazetesi önde geliyordu. 12 Temmuz 2009’da Zaman Gazetesinde Mustafa Armağan şunları yazıyordu:

“1881 Aralık ayında Sultan II. Abdülhamit ödenmesinde güçlük çekilen borçların tasfiyesini yine kendi kanunlarımız dairesinde çözmek üzere Düyun-u Umumiye'nin kurulmasına razı olmuştu. Düyun-u Umumiye İdaresi'nin her türlü icraatı, mutlak olarak aleyhimize işlemiştir diye bir şey yok. Mesela bütçemizin tanzimini ve disipline edilmesini sağladığı, maliyemizin akılcılaşmasına olumlu katkıda bulunduğu nedense gözlerden kaçırılır.”

Bu görüşlerin ne kadar akılcı olduklarına bir göz atalım mı? Selim Somçağ’ın “Kanuni’den Vahdettin’e-Osmanlı ve Batı” adlı eserinden yararlanalım. (sayfa 90) (Metinde sözü edilen Reji, Tütün Rejisidir. Tütünden alınan vergilere el koyup, oradan Osmanlı borçlarını ödemektedir) Somçağ şöyle yazıyor:

                “Düyun-u Umumiye Osmanlı tahvil yatırımcılarının, borçlarının ödenmesi amacıyla faaliyette bulunuyordu. Dolayısıyla bir süre sonra borçları ödeyecek kadar gelirin sağlanması ile faaliyetinin kendiliğinden sona ermesi gerekiyordu. Reji için de durum böyleydi. Fakat yabancıların ellerine geçirmiş oldukları bu sağmal ineği bırakmaya niyetleri yoktu. Bu amaçla çeşitli dalavereler çeviriyorlardı. Mesela Reji anlaşılmayan bir sebeple borçlanma tahvili ihraç ederek satmaktaydı. Bu tahvillerin faiz ödemeleri Reji idaresi bilançosunda yeni bir harcama kalemiydi, dolayısıyla her yıl alacaklara aktarılan para miktarı bu ölçüde azalıyor, böylece Reji’nin faaliyet süresi uzuyordu. Fakat aslında bu yüksek faizli tahviller de Düyun-u Umumiye’yi yöneten zümre tarafından satın alınmış, böylece ilave bir gelir akışı sağlanmıştı.  Böylece Türkiye iki defa soyulmuş oluyordu.”

                Kendi aklımızı kullanmazsak düşeceğimiz durum acıklıdır. Düyun-u Umumiye bunun açık bir örneğidir. 

                McKinsey’in geçmişi epey problemli. Birini söyleyelim. Bu şirket dünyaya efendilik eden büyük şirketlerin çok etkili olduğu Davos Zirvesini organize ediyor. Şimdi bu şirket bizim kırsal kalkınmamıza yön verecek. Sonucun ne olacağını tahmin edebilirsiniz. Bu şirketin danışmanlığına muhtaç olmadığımızı düşünüyorum.

Önceki ve Sonraki Yazılar