Lafı dolandırmaya ve ince analiz denemelerine gerek yok. Türkiye’de son yıllarda artan iş cinayetlerinin, emekçilerin güvencesiz ve insanlık dışı koşullarda çalıştırılmalarının sorumlusu, insan odaklı değil, kâr ve rant odaklı bu piyasa düzenidir.

Soma’da yaşamlarını yitiren emekçilerin katilleri de, dün Manisa’da yaşamını yitiren 15 tarım işçisinin katileri de sosyal devleti yıkanlardır. Çalışanların sosyal güvencelerini yok edenler ve özelleştirmeci vurgun düzenini kuranlardır.

Emekçi katliamının sorumluları piyasa tanrısına tapanlar, bu yağma düzenini kuranlar ve onu derinleştirenlerdir. Kamucu ve halkçı cumhuriyet ekonomisini yıkanlardır.

Katiller düzenli, sosyal haklarla korunan sendikalı bir çalışma yaşamı yerine, esnek çalışma düzeni kurarak modern köleliği bu topluma ve insanlığa dayatanlardır.

Katiller, kendi ülkesinin yurtseverlerini hapislere atarken, bu toprakları küresel sermayeye peşkeş çekenlerdir. Katiller, İslam dinini bir ideoloji ve iktidarı ele geçirme aracı haline getirerek bu vahşi düzeni, sadaka rejimini, gelir adaletsizliğini yeşil bir şalla örtenlerdir. Katiller, servetten ve iktidardan daha fazla pay isteyen vahşi yandaş ve dinci kapitalistler için dizginsiz bir sömürü düzeni yaratanlardır.

Bu nedenle Soma’da yitirdiğimiz maden işçilerinin de, dün Manisa'da hayatını yitiren 15 tarım işçisinin ölümünden de 13 yıl boyunca küresel sermaye ve yerli işbirlikçilerinin bütün kirli işlerini gören AKP iktidarı sorumludur.