Hüsnü Mahalli

Hüsnü Mahalli

Emevi'de namaz

Bugün 23 Nisan neşe doluyordu insan. 23 Nisan çocukların rengarenk giysileriyle alanları doldurduğu çok anlamlı bir gün.

Egemenliğin halka verildiği gün.

Ama tüm halka. Yani çok renkliliğin günü.

Bugünün tersine. Egemenlik tek kişinin kontrolünde.

Renklilik değil tek renk.

Hem de kapkara.

Yalnızca içerde değil Suriye, Irak ve tüm bölgede.

Esad, “Teröristler Türkiye’den girmeye devam ediyor” diyor.

Rusya bu sızmaların görüntülerini BM Güvenlik Konseyi’ne verdi.

Üç gün önce telefonlaşan Putin ve Obama ‘Türkiye sınırının tamamen kontrol altına alınmasını’ konuştukları açıklandı.

Ama AKP yönetiminde Ankara umrunda değil.

IŞİD Kilis’i bombalıyor ses çıkarmıyor.

Kilis’ten Yayladağı’na kadar uzanan sınır boyunca hareket halinde olan terör örgütlerine her türlü yardımda bulunuyor. Amaç o bölgede  ve özellikle İdlib ve Halep çevresinde bulunan terör örgütlerinin Rusya destekli Suriye ordusuna karşı direnmesini sağlamak.

Bu gruplar güçlü kalabildiği ölçüde Cenevre’de görüşmeleri sürdüren muhalefet heyeti daha güçlü olacak.

AKP yönetiminde Ankara canı sıkıldığında bu heyete “Çekil” diyor onlar da çekiliyor.

Çekilmek zorundalar çünkü maaşlarını Ankara ve müttefiği Suudi Kral Selman ve Katar Emiri Temim veriyor.

AKP yönetiminde Ankara Suriye’de barış istemiyor.

Türlü türlü terör örgütüne her türlü yardımda bulunan AKP yönetiminde Ankara bu ülkede daha fazla kan akmasını istiyor.

Irak, Libya, Yemen ve nerede olursa olsun.

AKP yönetiminde Ankara’da bu gidişata “Dur” ya da “Yeter” diyebilecek tek adam kalmaması ne kadar da hazin bir durum.

Ne oldu ‘içte ve dışta kardeşlik ve dostluk için AKP’yi kuranlara’?

‘Bu AKP, benim tanıdığım AKP değil’.


Bu AKP Suriye ve tüm bölge ülkeleriyle inanılmaz dostluk ilişkisi kuran ve  2011 öncesinde bu ilişkileri ideal hale getiren AKP değil.

Ne oldu o AKP’lilere?

Ne oldu inancınıza?

Neden şimdi kan, gözyaşı ve acıdan  besleniyorlar.

Bu mu İslamiyet bu mu insanlık?

Açık söyleyeyim Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Başbakan Davutoğlu Suriye’de savaşan silahlı gruplara verdikleri desteği hemen durdurmaz ve bu ülkenin iç işlerine müdahele etmekten vazgeçmezse bu ülkede barış asla ve asla olmaz.

Bu ülkede barış olmazsa Irak'ta da olmaz.

Her iki ülkede ve dolaysıyla tüm bölgede  mezhep düşmanlığı ve gerginliği hızla tırmanır.

Vahabi Kral Selman bunun için milyarlarca dolar öder sonra da göbek atar.

Suriye ve Irak'ta barış olmazsa IŞİD ve Nusra gibi ruh hastası, sapık ve katil sürüleri çoğalır ve daha da güçlenir.

Böyle bir durum Selman ve benzerlerini mutlu eder.

Bu terör örgütleri güçlenirse Türkiye için risk çok daha artar.

AKP yönetiminde Ankara, “Ben bu örgütleri kontrol edebilirim” diye düşünüyorsa yanıldığını yakında görecek.

Kilis’e düşen IŞİD bombaları ve şimdiye kadar gerçekleşen intihar saldırıları yeterli olmalı.

Tabii bu işin içinde bir tezgah yoksa!

AKP yönetiminde Ankara’nın PKK’ya karşı askeri operasyonları ve son Washington ziyareti sonrasında unutulan PYD söylemleri başka bir konu.

AKP yönetiminde Ankara’ın son beş yıllık politikalarında bir gariplik var.

İç içe girmiş iç ve dış politika. Dışarda ve içerde kan, gözyaşı ve acı.

Tarihsel  boyutlarıyla yolsuzluklar ve pislikler bu işin bonusu.

Her yerde baskı, sindirme, korku, tehdit ve karanlık.

Benim ülkem Suriye ve Türkiye bunu hak etmiyor.

Bu kadar acı ve göz yaşı yeter. Bu yaptıklarınız bir tek İsrail’i sevindirir.

Benim iyi tanıdığım Sayın Cumhurbaşkanı ve Sayın Başbakan bu gerçeği herkesten çok daha iyi bilirler.

İnanın bana dost bellediğiniz kral, emir ve şeyhler ilk  fırsatta size kazık atacak.

Güvendiğiniz, umut bağladığınız ve Suriye için onlarla karmaşık hesaplar yaptığınız silahlı ve silahsız grupların hiç birinde iş yok.

Ne olur beş yılın sonunda geldiğiniz ve Türkiye ile bölgeyi getirdiğiniz hale bakıp şöyle bir düşünün.

Siz böyle davranmasaydınız ne kral, emir ve şeyhler ne de emperyalist ülkeler eski dostunuz Esad'ın ülkesini bu hale getiremezdi.

Özetle Erdoğan böyle davranmasaydı Suriye’de hiç bir şey olmazdı.


Suriye’de hiç bir şey olmasaydı hep birlikte gider Emevi’de namazımızı kılardık.

Suriye’de hiç bir şey olmasaydı şimdi bu ülke çok daha demokratik olmuştu.

23 Nisan Türkiyesi gibi.

Hem de en çok laik.
 




Önceki ve Sonraki Yazılar