​Erken seçim olsun!

Bu satırların fakir ama kahin yazarı 7 Haziran seçiminden önce yazmıştı. “İsterse CHP tek başına iktidar olacak kadar oy alsın” demiştim.

Böyle bir durumda bile korsan sarayda oturan şahsın asla ve katiyen hükümet kurma görevini Kemal Kılıçdaroğlu’na vermeyeceğini ilk GHK dostunuz yazmıştır.

Şimdi CHP Genel Başkanı diyor ki “Aslında Ahmet Davutoğlu koalisyon istiyor, Erdoğan izin vermiyor”.

Demek ki, korsan sarayda oturan şahıs Ahmet Davutoğlu’na bile hükümet kurma görevi vermemiş.

Öncelikle bir konuyu netleştirelim.

Hem dünyada hem ülkemizde terör faaliyetlerinin çok ama çok büyük bir yüzdesi bizzat devletlerin, o devleti koruma amacıyla kurulmuş istihbarat servislerinin ve devletler içinde yuvalanmış şu meşhur derin devletlerin bilgisi, kontrolü, himayesi, yönlendirmesi, yardımı, yataklığı ve manipülasyonu ile gerçekleşir.

Hele ki bahse konu olan devlet bir NATO üyesi ise o ülkede cereyan eden pek çok terör eylemlerinin baş sorumlusu bırakınız o ülkeyi yönettiklerini zannedenleri, her zaman NATO’dur. Yeryüzünün bir numaralı terör örgütü gezegeni uluslararası kapitalizmin kölesi yapmak için kurulmuş olan NATO’dur.

Türkiye’nin, Demokrat Parti zamanında bu teşkilata üye olmasından beri iki yakası bir araya gelmemiştir ve maalesef terör sektörünün en karlı ve kanlı topraklarından biri olmuştur.

‘Gladyo’ denilen gizli NATO yapılanmalarını artık bütün dünya biliyor.

Hatta gizliliği bile kalmamıştır.

Soğuk Savaş yılları bittikten sonra NATO’ya bağlı bu tür terör yuvaları elbette “Yaşasın komünizm bitti. Artık cennet gibi bir dünyada yaşıyoruz. Çocuklar şeker de yiyebilsinler” demediler ve en iyi bildikleri iş olan öldürmeye devam ettiler.

Hatta Türkiye’de bir de malum cemaati kullanıp yargı terörünü bile gerçekleştirdiler.

Şimdi de kaçak saray kontrolünde aynı yargı terörü devam ediyor.

NATO denilen terör örgütü, sadece terör eylemleri ile yetinmez.

En iyi bildiği işlerden biri de askeri veya sivil darbelerdir.

Her ne kadar bu yüzyılda askeri darbelere en azından ülkemizde kalkışmamış olsa bile 2010 yılında AKP-cemaat sivil darbesini gerçekleştirdi.

Derken cemaat tasfiye edildi. Şimdi de gelmiş geçmiş en umutsuz darbelerden biri olan korsan saray darbesine girişti.

Bir noktayı da vurgulayalım.

Uluslararası sermayenin kolluk kuvveti olan NATO hem kullandığı gladyo teşkilatlarını hem de kullandığı darbecilerin tamamını eninde sonunda imha eder.

Eşyanın tabiatı gereğidir bu. Eskiyen malları atar bunlar.

Şimdi yaşamakta olduğumuz korsan saray darbesini organize edenler pek yakında imha edileceklerini o üst akıllarından eksik etmesinler.

Üstte akıl kaldıysa tabii.

Suruç katliamı ile bayram sonrası girdiğimiz süreç tam anlamıyla NATO destekli bir korsan saray darbesidir.

Yılların NATO partileri olan hem AKP’nin hem MHP’nin mecliste terör faaliyetlerinin incelenmesine karşı çıkmış olması, bu darbenin NATO destekli olduğunu kanıtlamıştır.

Ancak bu darbe kısa ömürlü bir darbe olacaktır. Tam anlamıyla eroinmanların ‘altın vuruş’ darbesidir bu!

Korsan saray aslında çok iyi biliyor.

Yapılacak olan ilk erken seçimde oy kaybedeceği kesinleşen partiler AKP ve MHP’dir.

Hatta HDP’nin artık baraj altına düşmesinin imkansız olduğunu anlayan AKP’nin ve korsan sarayın tek amacı MHP’yi baraj altına düşürmektir.

MHP’nin dünyadan haberi yok. Bakın bunu da kimse yazmadı. İlk GHK dostunuz yazdı.

Aslına bakarsanız ben erken seçimden yanayım.

Evet, Türkiye’nin gerçekten bir erken seçime ihtiyacı var.

Ne var ki bu erken seçim, milletvekili seçimi değildir.

Türkiye’nin ihtiyacı olan tek erken seçim, Cumhurbaşkanlığı erken seçimidir.

Bir yıl önce, Türkiye seçmenlerinin sadece yüzde 35 civarının oyunu alarak Cumhurbaşkanı olan şahıs da zaten makamından memnun değil.

İlla başkanlık istiyor. Madem kendisi de istemiyor bu makamı.

Daha fazla hem ülkeyi hem kendisini zorlamanın gereği yok.

Bu seçim derhal yenilenmelidir.

Vardır bir yolu mutlaka. Onu da ben mi size akıl vereceğim?

Ne yani. Cumhurbaşkanlığı makamını anayasa dışında kullanarak resmen bir sivil darbe ile ülkeyi iç ve dış savaşlara sürüklemeye çalışan birine sırf anayasa yüzünden 4 yıl daha mı katlanacağız?

Şahsın kendisi zerre takmıyor anayasayı. Biz saf saf oturup bekleyeceğiz ha!

Demek ki, zırdelinin teki hasbelkader seçilse o makama oturacak orada 5 yıl.

Kusura bakmayın, buna milli irade denilmez. Milli aptallık denir.

Hiçbir şey sonsuza kadar sürmez.

Zaman bile. Sen kimsin ya?

Önceki ve Sonraki Yazılar