Etrafımızı saran yamyamlar

Çarşamba yazımız şöyle bitiyordu: “Ne yazık ki artık yaşamın her alanında büyük bir kavga vermek zorundayız.” Salı gecesi, o yazının yer aldığı gazete baskıya girdiği sırada, Nuh bıçaklanarak öldürüldü...

Bu konuda fazla bir şey söylemek istemiyorum. Çünkü sözler faydasız artık. Hayat dolu, neşeli, şeker gibi bir arkadaşımızı kaybettik. Kendisi de inanamamış öylece ölüp gitmekte olduğuna, “Ne olur bu bir rüya olsun” demiş...

Ne yazık ki, yaşananlar bir rüya değil. Yaşamımıza kasteden bir yamyamlar topluluğuyla karşı karşıyayız. Tekrar ediyorum, yaşamın her alanında büyük bir kavga vermek zorundayız...

***

Yaşananların hiçbiri tesadüf değil. Türkiye’de iktidar örgütlü bir utanmazlık, cehalet, cinayet, hırsızlık ve sapıklık şebekesidir. Tüm bu mevhumlar yaşamın her alanını adım adım esir alıyor.

Kendi anasının dizini görünce şehvete kapılan sapıklar ‘din alimi’ sayılıyor. Televizyon kanalları var. Oradan cehalete sesleniyor ve örgütlüyorlar. Bunların ağzının ortasına çakacak bir hukuk yoksa, Özgecanlar paramparça edilir, öylece bakarsınız...

Binlerce sapık devletin köşe başlarına yerleşmiş. Hep birlikte kadını toplumsal olarak ortadan kaldırmak, ‘şey’leştirmek istiyorlar.

23 Nisan Başbakanı olarak o koltuğa oturtulan adam şuursuzca konuşuyor, HDP’li kadın milletvekilleri için, “Kadınlığı provokasyon unsuru olarak kullanıyorlar” diyor. Bunu, her gün bir kadının parçalanıp çöpe atıldığı, yakıldığı bir ülkenin sözde başbakanı olarak yapıyor!

Ve iktidarın ihale kralları “Milletin a..na koyacağız!” diye diye, elleri mallarında, özgürce ortalıkta salınıyor!

Hırsızlığın yargılanamadığı yerde, hırsıza hırsız diyenler hapse atılıyor.

Telefon tapelerinde idrak seviyesi tüm memleketin malumu haline gelen ‘armatör’ Bilal’in, biraderiyle birlikte nasıl tanker filosuna sahip olduğunu kimse sorgulayamıyor.

Ama onun babası, zaman zaman sıfırlattığı hesap edilemez servetiyle, kaçak, hukuksuz, zevksiz, pespaye bir sarayda yaşıyor. Dünyada “kendisine hakaretten en çok insan tutuklattıran cumhurbaşkanı” sıfatı kazanan bu unsur, esnafı sokaktaki halka karşı kışkırtmanın keyfini sürüyor. Nuh’u bıçaklayan o aşağılık herif, kendisini “Alperenim, polisim benim” diye pışpışlayan makamdan cesaret alıyor...

***


Etrafımızı bizzat iktidar tarafından kışkırtılan kafasız bir yamyamlar sürüsü sarıyor. Tecavüzcü, sapık, katil, hırsız kendisini hayatın içinde iktidar biçiminde örgütlüyor.

İktidarın sokaktaki yansıması olan ‘palalılar’ kadın, erkek, çoluk, çocuk demeden hayatımıza kastediyor. Bizi öldürüyorlar.

Biz, bu topraklarda insanca ve özgürce yaşamak isteyenler... Biz, emeğiyle, onuruyla yaşayan çoğunluk... Biz, savunmasız, silahsız, sakince yaşamaya çalışan milyonlar... Ve biz, öfkesiyle Haziran’ı yaratanlar...

Ya hep birlikte bu yamyamlar sürüsünü durduracağız, ya da tek tek yok olacağız. Tercih hepimizin...

Önceki ve Sonraki Yazılar