Bir ülkenin kimi kentlerinde tanklar halkın yaşadığı mahallere ateş açıyorsa, o ülkede iç savaş vardır. İsrail'in Filistin'e girdiği gibi Diyarbakır'a giren bir devletle karşı karşıyayız. 11 yaşında çocuklara kıyan katilleri hep beraber seyrediyoruz.

Evet seyrediyoruz!

Berkin için yürüyen yüz binler, Cizre'nin Cudi mahallesinde başından vurularak katledilen 11 yaşındaki çocuğa kör, sağır kalıyor...

Bu topraklar, asli unsurlarından birini, Kürt halkını kaybediyor. Kürtlerle ülkenin geri kalan nüfusu arasında kalan son bağlar da kopuyor. Bir arada yaşamın temelleri dinamitleniyor...

Bu ülkenin, Kürtleri ezerek, katlederek daha iyi bir yer olabileceğini düşünen varsa, kafa ayarlarını gözden geçirsin. Katledilen o 11 yaşındaki çocuk, bu ülkenin geleceğinin kabusu olacak. AKP iktidarının katlettiği çocukların eli hepimizin yakasındadır. Sesini çıkaramayan herkes suç ortağıdır. Bu suç ortaklığı, giderek cehenneme dönüşen bir ülkede yaşamak zorunda kalmak demektir aynı zamanda. Susmanın ecele faydası yoktur...

***

Ortadoğu'da büyük ve kanlı bir oyun oynanıyor. Emperyalizm kartları yeniden karıyor. Barzani oyuna dahil; AKP iktidarının kanlı hamleleri bu oyunun parçası. Ve Kürtler bu oyunda kanı en çok dökülen halk haline geldi.

Kürt kardeşlerimizle dayanışmayı öremezsek, mazlum ve yoksul bu koskoca nüfusu katillerle baş başa bırakırsak, Ortadoğu cehenneminin ateşi rahat sandığımız yataklarımızı da saracak.

CHP liderliği basiretsiz açıklamalarına ve tutumlarına devam ediyor. Bu ülkedeki nüfusun yüzde 40'lık dilimini oluşturan CHP, HDP, Haziran Hareketi ve farklı sol kesimler sağlam bir eylem birliği zemininde birleşemezse, basiretsizlik ülkenin tüm toplumsal yapısının tahrip olacağı ağır bir karşıdevrime su taşıyacaktır. CHP liderliği ağır vebal altında kalacaktır.

CHP iki hendekle uğraşacağına, katledilen, üzerine tank sürülen Kürt halkıyla açık bir dayanışma çağrısı yapmalıdır. Bugün Türkiye topraklarında, bırakın solculuğu falan bir kenara, insan olma kriteri, kafasına kurşun sıkılan 11 yaşındaki çocukların yanında durmaktır. Bu PKK'nin, HDP'nin siyasetlerine ortak olmak değildir. Eleştirebilirsiniz. Lakin eleştirilerinizin dikkate alınmasını istiyorsanız, önce yeni çocukların öldürülmesini engellemek, katledilen mazlumların hesabını sormak zorundasınız.

***

Takdir edersiniz ki önümüzde pek zaman yok. Türkiye, kısa süre içinde, üzerinde durduğu bıçak sırtından bir tarafa devrilecek. Bu sürede, gözüne far tutulmuş tavşanlar gibi apışıp boş gözlerle olan bitene bakınmak yerine, bir kurtuluş siyaseti geliştirmeliyiz.

Sorumluluk sahipleri o sorumluluğun gereklerini yerine getirmelidir...