İtiraf edeyim, senin futbolculuğunu pek hatırlamıyorum. 2008’de A Milli Takım'ın başına geçtin. Hani bizimkilere penaltı atışlarında elendiğin maç var ya… Sen o maçta Fatih Terim’e postanı koymuştun ya… O an ben sana hayran olmuştum komutan! “İşte Beşiktaş’ın ihtiyacı olan hoca bu” demiştim yanımdakilere.

Geldiğinde, lige fırtına gibi başladın komutan; Dört maçta fırtına gibi esen bu takımı durdurmak gerekiyordu komutan. Galatasaray maçında ‘derin futbolun efendileri’ çıktılar sahaya... Sonrası herkesçe malum. Bu gidişi durdurmanın yolu Beşiktaş’a ceza vermek ve seyircisinden koparmaktı. Bu arada seni de unutmadılar, sana da ceza verdiler.

Sen bu ülkede yeniydin komutan, olanı biteni anlayamadın. Bir de bilmeden büyük bir günah işledin komutan; daha ilk sezonunda, 'Takımda zenginler ve fakirler yok, sınıflar yok. Sınıfları ortadan kaldırarak, gücü halka vermeye çalışıyoruz. Sosyalist bir takım yaratıyorum' dedin. Bu ülkede siyasetin futbolu yönettiğinin farkında değildin. Büyük Patron bu sözlerine çok içerledi. Müslüman bir ülkede sosyalistleri şampiyon yaparlar mı komutan?
İkinci sezonunda bazı şeylerin sen de farkına varmıştın ama hakemlere hiç laf etmedin. Giderken bile hakemlerin kasıtlı hata yapmadığını söyleyerek efendiliğini gösterdin.

İkinci sezona planlanan İnönü Stadyumu bitmedi, dert etmedin, bunu hiç mazeret göstermedin. Oysa bu taraftarın kendi evinde neler yaptırabileceğini sen herkesten iyi biliyordun. Zor iştir göçebelik komutan.

Sezona Feyenoord galibiyetleri ile başladın. Sonra karşına Arsenal çıktı. Arsenal’e hem burada hem de kendi evinde kök söktürdün. Öyle ki; Arsen Wenger, maçı biran önce bitirmesi için hakeme saatini gösteriyordu. Tottenham’ı, Asteris’i, Partizan’ı geçip gurup birincisi oldun. Bir üst turda Liverpool’u eledin. O günlerde seni yere göğe sığdıramayanlar, bugün gitmeni istiyor komutan. Bizim adalet duygumuz da ülkenin adalet sisteminden farklı değil!

Komutan, sana hiç yayıncı kuruluşun gücünden bahsettiler mi? Hani şu ligimizdeki tüm kulüplerin ekmek kapısı olan kuruluştan. İşte o yayıncı kuruluş, ligin son haftalarına kadar heyecanın devam etmesini istiyormuş. Yoksa rayting yapamaz, decoder satışları düşermiş. Onun için hiçbir takımın alıp başını gitmemesi lazımmış. Şimdi niye sana müsaade etmiyorlar anladın mı komutan?

Giderken bile, kaçan şampiyonluğun tek sorumlusu benim, diyorsun. Bu kadar mütevazı olma komutan. Hangi takım aleyhine bu kadar fazla hata yapıldı? Bazı hakemler Avrupa’da hatasız maç yönetip, Türkiye’de bu hataları yapıyorlarsa ben art niyet ararım komutan!

Sana biraz TFF’den de bahsedeyim komutan. Federasyon Başkanı Demirören, Beşiktaş’ın da eski başkanı... Kulübü 580 milyon TL borca soktu ve kaçtı. Şimdi stadyum yapan, borç ödeyen Beşiktaş’ın bir de şampiyon olmasını istemiyor. Yani senin anlayacağın, yayıncı kuruluş ve federasyon el ele vermiş, Beşiktaş’ı bozuk para gibi harcıyorlar. Şimdi hakemlerin bu cesaretinin nerden geldiğini anladın mı komutan?

 'Gençlere galibiyeti sindirme yetisi, mağlubiyetle baş etme olgunluğu ve adalet duygusu kazandırmaya çalışıyorum, futbol oynamayı yardımcılarım da öğretebilir' demiştin ya komutan, Kayseri Erciyes maçında, yanağını uzatıp kendini Necip’e öptürdüğünde ne demek istediğini anladık.

Bak komutan anlatayım sana; Federasyon başkanımız ve futbolun ‘derin yönetimi’ Şampiyonlar Ligi'nden gelecek paranın Galatasaray ve Fenerbahçe arasında paylaşılmasını istiyor. Beşiktaş’ı mali olarak zayıflatıp, ‘üç büyükler’ sınıflamasından çıkarmak istiyorlar. Anladın mı şimdi neden hep senin takımın üzerine oynandığını?

En az 15-16 puanının çalındığını gazeteler bile yazdı. Bu puanların yarısını gasp etmeseler şimdi sen şampiyon olacak ve belki de Beşiktaş yönetimi seninle uzun süreli bir kontrat imzalayacaktı. Arkanda sağlam durmayan Beşiktaş yönetiminin de kaçan şampiyonlukta payı yok mu? Sen giderken onlara da toz kondurmadın komutan.

Veda ettiğin basın toplantısında da ne kadar vakur olduğunu gösterdin. Çalınan bunca puanına rağmen isyan etmedin. Şampiyon olamamanın tüm sorumluluğunu üstlendin.
Seni çok sevdik komutan. Hiç ama hiç unutmayacağız. Ve bir gün tekrar Beşiktaş’a dönmen için Tanrı’ya dua edeceğiz.
Yolun açık olsun Büyük Komutan!