Hasta edilen Osmanlı’dan zehirlenen Türkiye’ye

Avrupa’nın hasta adamı, ekonomisi kötü olan Avrupa devletleri için kullanılan bir deyim olarak literatüre girerken ilk defa Rus Çarı I. Nikola tarafından art arda gelen savaşlar nedeni ile toprak kaybeden ve Avrupa’nın mali kontrolüne girmiş olan Osmanlı İmparatorluğu için 1853’de kullanılmıştı.

Çar Nikola, sarayında verilen bir baloda İngiliz elçisi Sir George Hamilton’u bir kenara çeker ve ‘’Kollarımızın arasında hasta bir adam var. Gerekli olan bütün tedbirleri almadan önce kaybetmemiz büyük bir felaket olacaktır. Bir daha dirilmemek üzere ansızın ölürse üzerimize kalacaktır. Ölüyü diriltemeyiz, işimize yaraması için bir şeyler yapmalıyız’’ der ve Avrupa’nın Osmanlı İmparatorluğu’nu paylaşması planını anlatır.

Osmanlı, o günlerde her bakımdan berbat haldedir.

Devletin başındakiler birbirleriyle didişirlerken ekonomisi çökmüş ve siyasi hayatı kilitlenmiştir ama bunlara neden olan yolsuzluklarda her girişim sonuçsuz kalmıştır.

Komaya giren ‘’Hasta Adam’’ Balkan ve Birinci Dünya Savaşlarından sonra vefat etti.

‘’Hasta adam’’ böyle öldü.

Türkiye Cumhuriyeti, Milli Eğitimi, Siyasi ahlak anlayışı, laiklik ilkelerinin ayaklar altına alınması, yargının bağımsızlığının ortadan kalkması ile “tek adam” hâkimiyeti için “Zehirleniyor”

Baskı ve adil olmayan seçimler, şapkadan çıkarılan referandum sonuçları ile elde edilen oyların milli irade olduğuna toplumun ne kadarı inanıyor?

Toplum dinamikleri binaların ana kolonları gibidir.

Yurttaşların kimliğini ve kültürel varlığını ayakta tutar.

Bu dinamikler ulusal bilinç, ahlaki, etnik ve kültürel aktarımlar ve sınıfsal etiketlerdir.

Toplumları dönüştürmek ve yozlaştırmanın yolu bu dinamikleri yıkmaktan geçer.

Yıkımların başladığı tarihsel süreç incelendiğinde nereden nereye gelindiği nelerin kaybedildiği ve yerine hangi değerlerin benimsendiğini görmemek için kara vicdanlı olmak gerekir.

Çocukların geleceğini karartmak için eğitimleri ile güvenliğimizi tehlikeye atmak için ordumuzla, adalet dayanağımız için hukuk sistemimizle, inançlar için dinlerle, yargılanmamak için, seçmenin iradesine baskılarla beka’mızı tartışmaya açtınız.

Gelecekte sığınacağınız sadece adalet olsun, bu yüce milletten şefaat dilemek zorunda kalırsanız, şansınız olmayabilir!

El insaf,

Siz de biliyorsunuz ki, bu durum sürdürülemez.

Cumhuriyetimizi zehirlemekten vazgeçin.

Önceki ve Sonraki Yazılar