Hitler'in dik duruşu

Hitler Almanya’sı Rusya’ya saldırmasaydı ne
olurdu? Bu soruyla ciddi ciddi iştigal eden tipinozlar
var. Sadece bizde değil, dünyada da ziyadesiyle
mevcuttur. Bizdekiler tahmin edeceğiniz
üzere ırkçıdan çok dinci faşistlerdir. Faşist olmayan
sağlıklı bir birey, böyle anlamsız bir soruyla ilgilenmez.
Tarihi kendi güdük kaçık hesaplarına
göre bir fantezi çiftliğine dönüştürmez. Hitler Almanya’sı
bütün Avrupa’yı kana buladığı halde
“acaba Rusya’ya saldırmasaydı Hitler kazanır
mıydı?” gibi akıl fikir ahırlarında gezinmez.
Faşistlik, insanlıktan nasibini almamak demektir.
Bir faşist, 2. emperyalist dünya savaşında 6
milyon Yahudi’nin sistematik olarak ortadan kaldırılması
ile ilgilenmez. Aklını deli eder o soru.
Hatta her biri bir Hitlercik ya kalbinden şöyle geçirir.
“Ben olsam Rusya’ya saldırmazdım.” Hem
dünyadaki hem de bizdeki faşistlerin kadim geçmiş
olsun dileğidir bu. Zamanında Hitler Almanya’sı,
sandıkları gibi Rusya’ya da değil, Sovyetler
Birliği’ne saldırmıştır ve 20 milyon Sovyet yurttaşının
ölümü pahasına Hitler tipi başkanlık rejimi
yerle bir edilmiştir. Kızıl Ordu Berlin’e bayrağını
asmıştır. Onları deli eden biraz da budur.
Bizdeki ırkçı ve özellikle dinci faşistlerin en karakteristik
özelliklerinden biri, hiç şüphesiz tedavisi
mümkün olmayan kapkara bir aşağılık kompleksi
cehenneminde yaşamalarıdır. Özellikle 20.
yüzyılın 2. yarısından itibaren güya demokrasiye
geçildiği ve o zamandan beri neredeyse devamlı
sağcı iktidarlar olduğu halde tarihe asla inanmazlar.
Onlara göre neredeyse 65 yıldır bir NATO
üyesi olan ve sürekli sağcı iktidarlar tarafından
idare edilen Türkiye’de öğretilen resmi tarih kesinlikle
doğru değildir. Elbette resmi tarihler hiçbir
yerde pek doğru değildir ama bu cehalet ehline
göre 2. dünya savaşı yıllarında kesinlikle 6 milyon
Yahudi öldürülmemiştir. “Kaç tane öldürüldü peki?”
diye anlamsız bir soru sorsanız bu soruya bile
engin tarih bilgileri ile akıllarına gelen ilk sayıyla
hemen yanıt verirler. Sanki pek azmış gibi kimisi
600 bin der, kimisi 1 milyon, hatta ben “1 tane
Yahudi öldürülmedi, hepsi faiz lobisi ve Yahudilerin
palavrası!” diyene bile rastladım bu familyadan.
Türkiye’nin siyasal İslamcı faşizm geleneğine
göre bugüne dek olaylar, olgular değil daima derin
komplolar olmuştur. O kadar komplo ile kafayı
bozmuşlardır ki, Türkiye’de 13 yıldır iktidarda
olmalarına rağmen hala komplolar devam etmektedir
bunlara göre. Hasbelkader yanlışlıkla cennete
gitseler orada bile komplo bulur bunlar.
Her ne kadar İsrail ile yeniden “Al gülüm ver
gülüm” olsalar bile aslında Müslüman olmadıkları
için, sadece bir faşist oldukları için Yahudilerden
nefret ederler. Filistinliler ve başka İslam toplulukları
da umurlarında değildir. Onlar bu gezegene
gelmiş en oportünist, en münafık topluluktur. Kuran’da
bizzat ayet ile haber verilmişlerdir. “Kendileri
oturup kaldıkları halde kardeşleri için, “Eğer
bize uysalardı öldürülmezlerdi” dediler. Onlara deki:
“Eğer doğru iseniz kendinizden ölümü uzaklaştırınız.”.
Tanıdık geldi mi bilmem bu ayet?
Yahudilere duydukları nefret yüzünden Hitler’i
pek severler. Aşkla severler. Ali’yi, Ömer’i,
Ebu Bekir’i hatta peygamberin bizzat kendisini
sevmezler ama Hitler’i pek sever bunlar. Onlar
için Hitler’in uyguladığı bir rejimi düşünmek veya
konuşmak pek doğaldır. Bunun ne kadar küresel
bir büyük cehalet olduğunun farkına dahi varamazlar.
Onların kalp gözleri mühürlenmiştir.
İslam’ın ilk emri olan “oku” emrinden zinhar
haberleri yoktur. Hayatlarında bir kitap okumazlar,
hatta bununla övünenleri bile mevcuttur ama
kütüphanelerde poz vermeye bayılırlar. Turgut
Özal’ı hatırlıyorum. “Red Kit “ okurdu o. Sonra
mezarında bile rahat yatamadı. En azından Red
Kit okurdu ama. Ucube bir siyasi gelenekten
bahsediyoruz. Bir ideolojisi yok. Her şeye yalan
ve komplo gözüyle bakıyorlar. O yüzden da bütün
eylemleri sadece yalan ve komplodan ibaret
kalıyor.
Aslında uygulamada yıllardır Nazi Almanyası’nın
bütün kirli yöntemlerini uygulayan, son olarak
Yahudiler yerine Kürtler’i, Aleviler’i koyan bir
siyasi geleneğin korkunç cehaleti elbette Hitler’in
başkanlık sistemini istemekten çekinmeyecektir.
Yeter ki adı konsun.
Hitler tipi başkanlık rejimi Türkiye’de fiilen uygulanıyor
zaten. Hitler tipi başkanlık rejiminin sonunu
da okuyan herkes çok iyi biliyor. Okumayanlar
“Hitler’e haksızlık edildi” demeye devam
etsinler. Çıkardığı savaşla 60 milyon insanın ölümüne
yol açan gezegene gelmiş en kanlı ve alçak
diktatöre özenmek için gerçekten o kaçınılmaz
mutlak sona yaklaşmış olmak gerekir.
Adolf Hitler, Sovyetler Birliği’ne saldırmasaydı
ne olurdu? Bu merakınızı ben gidereyim. Alman
halkı er geç bir devrimle indirirdi onu, yerine de
Karl Marx’ın tasavvur ettiği sağlam sosyalist bir
Almanya kurulurdu. Keşke saldırmasaymış. Haklıymışsınız
bre cahiller. Yanıldığını z şey şu ki bütün
faşistler er geç yenilmeye ve hesap vermeye
mahkûmdur. Faiz lobisi gibi palavralara inanacağınıza
gidin Nurenberg duruşmalarını okuyun bre
zındıklar.
Hem Yahudilerden nefret edip hem Hitler’e
hayran olmak, hem Mavi Marmara’da öldürülen
Türkiye vatandaşlarının, hem Gazze’de katledilen
Filistinlilerin cesetleri üzerine “Aslında İsrail de
Hitler gibi iyiymiş” demek için nasıl bir hap üretiliyor
da biz hala bulamadık bu dik duruşu. Siyanür
hapı mıdır nedir artık bu dik duruşu veren kudret!

Önceki ve Sonraki Yazılar