Süleyman Karan

Süleyman Karan

İçimizdeki potansiyel teröristleri tanıyalım

Sultanahmet’te IŞİD canlı bombasının 10 yabancı
turisti havaya uçurduğu gün, bir anketin sonuçları
yayımlandı. Kadir Has Üniversitesi’nin her yıl gerçekleştirdiği
‘Türkiye Sosyal Siyasal Eğilimler Araştırması’...
Bin kişiyle yüz yüze yapılan bir anket bu; siyaset,
ekonomik gelişmeler, toplumsal ilişkiler, Türkiye ve
uluslararası gündem üzerine sorular soruluyor. Ankete
göre Türkiyeliler, 2015 yılında Türkiye’nin en büyük
sorunu olarak terörü görmüş. 2014 yılında terör
için “Türkiye’nin en büyük sorunu” diyenlerin oranı
yüzde 13.9’en, bu oran yüzde 39.3’e fırlamış. Oysa
geçen yıl yüzde 33 ile ilk sırada işsizlik varmış, şimdi
yüzde 16.3’e gerilemiş.. Her ne kadar geçen yıla göre
işsizlik daha da artmış olsa da... Zira 7 Haziran’dan
bu yana, Güneydoğu ve Doğu Anadolu’da akan kan,
ülkeyi korkuya boğmuş. Tabii ki bu demek değil ki,
Türkiye’nin ekonomik gidişatından memnuiyet var.
Ama tüm ülkeyi saran ölüm korkusu, her meseleyi
gölgede bırakıyor. Buna da şaşırmamak gerek... Ama
belki Saray ve AKP’nin içindeki ‘provakatörler’i biraz
şaşırtacak bir ara soruya verilen cevap var ankette...
Geçen yıl terör sorununun çözümü için en etkin yolun
yüzde 39.2 ile askeri yöntemler olduğu ortaya
konmuştu. Bu yıl bu çözümü destekleyenlerin oranı
yüzde 31.6’ya gerilemiş. Siyasi yöntemlerle sorunun
çözülmesini isteyenlerin oranı ise pek değişmemiş;
yüzde 30.9. Kültürel politikalar ve ekonomik önlemler
seçeneklerinin ise geçen yıllara göre öne çıkmaya
başladığı görülüyor. Bu da gösteriyor ki, ‘savaşçı’,
‘ölümcül’ ve ‘leşçi’ tüm demogojilere rağmen, tüm
‘vatan, millet, Sakarya’ propagandasına rağmen, iktidarın
oyunu tutmuyor. Küçük bir not; yandaş medya
pek bir işe yaramıyor anlaşılan... Kapatsınlar hepsini
bence!... Oraya döktükleri parayı da aralarında bölüşüp
cukkalasınlar... Hem ağaçlar kurtulur hem de bu
ülkenin namusu, tabii ki gazeteciliğin de meslek onuru!
Bu arada hemen belirtelim ki, bölünme korkusu
da tavan yapmış durumda, deneklerin yüzde 54.2’si
ülkenin bölünme tehlikesi altında olduğunu söylemiş.
Yani sabah akşam, ‘tek vatan, tek millet, tek bayrak’
tekerlemesine de pek prim veren yok!

Katile bir alkış lütfen!


Buraya kadar, böylesi riyakar, her türlü kanlı ve
kirli oyunu oynayabilecek, gerici, yolsuz, profaşist bir
iktidarın en azından oyunlarına Türkiyelilerin körü körüne
inanmadığı ortaya çıkıyor. Ama bu anketten aynı
zamanda biraz ürkütücü, biraz sinir bozucu bir sonuç
da çıkmış. Bunu bir o kadar sinir bozucu yapan
da, tabii ki bombanın patladığı güne denk düşmesi.
IŞİD, halk tarafından terör örgütü olarak algılanmasına
algılanıyor ve Türkiye için tehdit olarak görülmesine
görülüyor da, bu oranda tehlikeli bir düşüş var.
Yurttaşlar, 2014 yılında yüzde 93.2 oranında IŞİD’e
terör örgütü derken, bu yıl bu oran yüzde 86.4’e gerilemiş.
IŞİD’in Türkiye için tehdit oluşturduğu algısı ise
2014 yılındaki yüzde 82.3’lük orandan yüzde 78’e
gerilemiş. Burada tek yürek serinleten yanıt, yüzde
54.1 ile Diyarbakır, Suruç ve Ankara’da yaşanan patlamaların
tek başına IŞİD tarafından gerçekleştirildiğine
olan kanaat. Bu yöndeki soruya deneklerin yüzde
45.1’i “Tek başına IŞİD yaptı” derken, yüzde 50.2
ise “Bu olayların sorumlusu IŞİD’dir” demiş. Yani bu
rezil terör örgütünün kanlı eylemlerini maskelemeye
çalışan iktidar ve onun propaganda aygıtının tüm karartma
çalışmalarına rağmen, kör göze parmak “Katil
kim?” sorusuna verilen yanıt açık ve net!

IŞİD’i terörist görmeyen teröristtir


Ama yine de pek rahat etmeyin derim.... Zira bu
ülkede yaşayan insanların yüzde 13.6’sı bu insanlık
utancı, ne idiğü belirsiz, tüm ideolojik altyapısını Sünni
şovenizminden alan, çocukları öldüren, kadınlara
tecavüz eden, kadınları pazarlarda satan, masum insanları
havaya uçuran bu postmodern aşağılık haramileri
terörist olarak görmüyor! Peki ne olarak görüyor
bu mikropları?... İşte onun sorusu sorulmamış
ama bizim elimizde bazı ipuçları var öyle değil mi?
Hem de ele geçirilmiş devletin üst düzey yöneticilerinin
tasvirlerinden geliyor bu ipuçları. ‘Bir grup öfkeli
Sünni genç’ tanımı bugünün başbakanına ait... Yine
salı günü ‘terörü lanetleyen’ ama IŞİD adını kullanmaktan
imtina eden, yüzde 51 civarı oyla cumhurbaşkanı
olmuş kişi de bir ipucu veriyor olsa gerek...
Ki teröristin Suudi Arabistan doğumlu olduğunu bile
telaffuz edememek gibi bir rahatsızlığı da var.
AKP’nin kemikleşmiş ve militanlaşmış tabanına doğru
indikçe vaziyet daha da çirkin... “İyi ki varsın IŞİD” diye
tweet atan ilçe başkanı bu partinin bir üyesiydi.
Yandaş medyanın karanlık köşelerine çöreklenmiş,
ahlaksız sözde ‘kanaat önderleri’nin IŞİD güzellemesi
yapmakla kalmayıp, Suruç ve Ankara bombaları ardından
ölenlere iğrenç hakaretler yağdırdığını da biliyoruz.
Adlarını ezbere biliyoruz, zira günü gelince o
hakaretleri o rezil boğazlarından içeri itmek gibi bir
yurttaşlık görevimiz de var!

Sivrisineği bırakıp, bataklığı kurutalım

Peki bu verilerden çıkacak sonuç nedir? Şöyle diyelim;
AKP’nin en kemikleşmiş oy potansiyeli işte bu
yüzde 13.6’dır. Hadi buradan 1 ya da 0.5 puan diğer
mezhepçi şovenlere verelim, kalanı işte tam da budur.
Bunlar tedavi edilmesi güç fanatikler, halk düşmanları,
potansiyel terörist olmaya namzet, aynı ülkeyi
paylaştığımız varlıklar. Tehlikeliler ve aynı zamanda
korkaklar... Tüm terörizme eğilimi olan yarım insanlar
gibi... Tehlikeliler, çünkü sırtlarını iktidara yaslamış
hissediyorlar, korkaklar çünkü tek başlarına kaldıklarında
‘boş küme’ değerindeler. Kıssadan hisse, bunları
ikna etmeye çalışmakla zaman kaybetmeye gerek
yok. Bunların o kambur akbaba sırtlarını dayadıkları
iktidarla mücadele etmek ise insanlık sorumluluğu...
İçimizdeki potansiyel teröristleri ortadan kaldırmanın
tek yolu da bu... Sıtmayla mücadelede elinize terlik
alıp tek tek sivrisinek peşine mi düşersiniz, bataklığı
mı kurutursunuz? Cevap belli!

Önceki ve Sonraki Yazılar