Beşiktaş'ın makus talihini değiştiren Başkan: SEBA


Beşiktaş camiası ‘efsane başkan’ Süleyman Seba’nın ölümüyle sarsıldı.

Hepimizin başı sağolsun.

Beşiktaş maçlarını seyretmek için 19 Mayıs’ın ‘kale arkası’ nda son 15 dakika kapıların açılmasını beklediğimiz çocukluğumuzun Ankara’sında  şampiyonluk marşlarıyla dönerdik mahalleye.Köşe başında top peşinde koştururken  arabalara aldırmadan kaldırım taşlarından oluşan kaleye golleri yağdırırdık.

            Kaledeysek,mutlaka Necmi, Sabri olurduk.İlerdeysek,direkleri sarsan Macar Kuzman.İdolümüz Yusuf’tu.

             Futbolcu resimleri biriktirir,ezbere sayardık,Spayiç döneminde (1965_67) üst üste şampiyon olan BJK’nın  onbirini ezbere sayardık.

              Necmi(Sabri) Yavuz,Fehmi,Kaya,Süreyya,Coşkun,Cevdet,Yusuf,Suat,Ahmet,Fethi.

             Beşiktaş’ın 1970’_80’lerin başındaki ‘düşüş’ döneminde futboldan soğumaya başlamıştık.Hele o Romen Stagul Roşeu takımından son dakikalarda 3 gol yenerek elendiğimiz,Sanlı Kaptan’ın her golden sonra  kaleden topu alıp santraya koştuğu,spikerin ‘Vay anasına sayın seyirciler’ sözünün tarihe geçtiği günleri unutmak olası mı?!

           Milliyet Ankara Bürosu’nda ‘Mümtaz Soysal’ın izinde’’  yeniden maçlara gitmeye başladık.Gazeteci olduğumuz için yerimiz değişmiş,’kale arkası’ ndan ‘Basın Trübünü’ne terfi etmiştik.Ancak maçların eski tadı yoktu! Maraton ve  kale arkası Beşiktaş tezahüratlarıyla inlerken ‘kapalıda’ Kuğu Gölü Balesi  suskunluğuna gömülürdük.Maçtan sonra da ‘ağzımızı bıçak açmazdı’ Mümtaz Hoca’ya ‘Makus talihimiz yine değişmedi’ diye takılırdık.

             Makus talihimiz Süleyman Seba’yla değişti.

             Milne döneminde şampiyonluklar gelmeye başadı.

              Beşiktaş’taki ‘kolej  ruhu’ canlanmıştı,Metin,Ali Feyyaz üçlüsü harikalar yaratıyorlardı. Ardından Sergen doğdu.

                Artık maçlara keyifle gidiyorduk.

                Beşiktaş’lı olmak ayrıcalıktı.

                Üyelik için başvurdum.

                Mümtaz Sosyal ve Hikmet Çetin’in önermesiyle 10815 solu üyelik kartımı Başkan Seba imzaladı.İstanbul’a gelişimde İhsan Topaloğlu ile birlikte ziyaretine gittik.

                 Süleyman Bey herzamanki mutevazılığı ve dostluğuyla Beşiktaş’ın geleceği için daha fazla ne yapılacağını sorguluyordu. Her alanda olduğu gibi futbolda da ‘devir değişmiş’  işadamları kulüp başkanlıklarına soyunmuştu.Paralar su  gibi akıyor,tribünler ‘yerli’den çok ‘yabancı’ futbolcuları alkışlıyordu.’Futbol,sadece futbol olmaktan’ çoktan çıkmış,milyarların havada uçuştuğu, maç yayınlarının,stat gelirlerinin futbolu finanse ettiği dev bir endüstriye dönüşmüştü. 16 yılda Beşiktaş’a beş lig şampiyonluğu kazandıran ‘efsane başkan’  rekabetin yeni tarzıyla,piyasa futboluyla alım_satım işleriyle başetmekte zorlanmaya başlanmıştı.O Şeref Bey’leriin,Hakkı Yeten’lerin  devamıydı.Tribündeki ‘eski Beşiktaş’ seyircisi de değişmeye başlamıştı.’Ahmet Dursun,Seba gitsin’ diyenlere fazlasıyla kırılmıştı.

         Seba gibi ‘efsane’ bir başka spor adamı İslam Çupi,2000 yılında başkanlığa veda ederken son demecini Zeki Çol’a veren Süleyman Seba’nın kırgınlığını ifade ederken,’Başkanlığı bırakması hem Süleyman Seba için hem de Beşiktaş için doğacak bir özlemin başıdır.İnşallah Beşiktaş böyle bir özlemle başbaşa kalmaz’ diye yazacaktı.

       

          Başkan Seba,’temiz futbol’ü,tevazu ve dürüstülüğü,rakibe saygıyı kendi kişiliğinde Beşiktaş’la bütünleştirmiş bir isimdi.Ondan bayrağı teslim alanların ne yazıkki ,BJK antetli kağıtlarla mafia liderlerini yurtdışına kaçırma girişimlerine de tanık olacaktık!Oysa o ‘Beşiktaş’a hizmet etmek istiyorsanız,kimsenin adamı olmayın’ diyordu.

         Seba’yı özlem ve saygıyla anacağız.

          Beşiktaşlılar ve spor dünyasının,Gezi direnişinde Beşiktaş bayrağını Taksim’e diken Çarşı’nın başı sağolsun.


Önceki ve Sonraki Yazılar