'Kutudaki paranın' görüntüsü yok mu edildi?

İstanbul Emniyeti’nin eski Mali Şube Müdürü Yakup Saygılı,17 Aralık operasyonun yıldönümünde önemli iddialarda bulundu.
Saygılı’nın savları önemli çünkü 17 Aralık ve 25 Aralık operasyonunu gerçekleştiren, soruşturmaları yürüten isimlerin başındaydı. Sonradan görevden alındı, meslekten ihraç edildi, cezaevine konuldu.
Silivri Cezaevi’nden TBMM Yolsuzlukları Soruşturma Komisyonu’na başvuru yaparak, bildiklerini anlatmak istedi. Ancak AKP’li Komisyon Başkanı Hakkı Köylü bu talebi kabul etmedi.
Bunun üzerine CHP’li Soruşturma Komisyonu Üyeleri Erdal Aksünger, Rıza Türmen, Osman Korutürk, Emre Köprülü cezaevine giderek, Saygılı’yı 9 saat boyunca dinlediler. İddialarını not ettiler, muhalefet şehrinde kullanmak üzere rapor haline getirdiler.
Saygılı’nın öne sürdüğü konuların bazılarını kamuoyu yakından biliyor. Ama bazı iddiaları var ki, dudak uçuklatan cinsten...
Operasyonun göbeğinde yer alan Saygılı’nın bugüne kadar gün yüzüne çıkmamış şaşırtan iddialarının başında ayakkabı kutularının görüntülerine ilişkin olanı geliyor...
Eski Polis Müdürü, “ayakkabı kutularına para konulurken görüntü olduğunu” ileri sürüp, ardından “karatıldığını” ima ediyor. Saygılı’nın iddialarına birlikte bakalım...

 “Abdullah Habbani’nin ofisindeki (Nuruosmaniye) kamera kayıtları vardı ve el konuldu. Ekrem Aydıner, bu kayıtları iade etti, deliller karartıldı. Ayakkabı kutularına ve valizlere burada para konuluyordu.”

 “Muammer Güler’in referans mektubu, Rıza Sarraf’ın telefonundan fotoğraf olarak çıktı. Müdür beni arayıp “Rıza Sarraf, hayırsever bir işadamı, birileri takip ediyor mu diye soruyor sayın bakan (Muammer Güler)” dedi.”

Etiler Polis Okulu. Türkiye’nin en nadide arazisi. Yasin El Kadı bir şirket kuruyor. Kupon arazileri incelemeye başlıyorlar. Etiler arazisi de bu kupon arazilerinden birisi. Bakanlar Kurulu’nun El Kadı ile yasak kararı vardı. Ama özel uçakla getiriliyordu ve biz fotoğrafladık.”

“17 Aralık’la ilgili takipsizlik kararında MASAK’tan gelen raporun CD’sinin kırık olduğu yazıyor. Ama bu rapor, Ankara KOM Dairesi’ndeydi. Rusya’daki bankaların likit sıkıntısı vardı. Dubai’den Türkiye’ye oradan da Rusya’ya para götürüyorlar yüzde 4 komisyonla. Temmuz 2013’ten itibaren ABD altın işini öğrenince yasakladı. Altın işi bitince hayali ihracat başladı. Dubai-Türkiye-İran üçlemesi tezgahı kuruldu.”

 “Abdullah Habbani’nin avukatı, Habbani’nin ifadesi alınırken, “Önüne yatarım, asarım, keserim” laflarına “Bu nasıl bakan yahu utanıyorum” dedi.

 “Savcı (Ekrem Aydıner), takipsizlik kararında “Zafer’e para gitmiş, ama bu altın işi Çağlayan’a bağlı bir görev değil” diyor. Transit ticaretle ilgili yetki belgesi verilmesi gerekiyor. Bu belgeyi Hazine ve Dış Ticaret Müsteşarlığı veriyor. Bu müsteşarlık da Zafer Çağlayan’a bağlıydı.”

 “Rıza Sarraf, babası, annesi, kendisi ile ilgili nüfustan gelen belgede “referans sayın bakan” yazıyor. Dijital belgelerde referans mektubunun altında İçişleri bakanı olarak imzası var. Orhan İnce’nin tayini konusunda Güler’in imzası var.”

 “Barış Güler ve Süleyman Aslan, Rıza Sarraf’a önce WhatsApp’tan yazarken daha sonra Viber ile konuşalım diyor. Viber görüşmeleri takip edilemiyor. Sarraf ve Barış’ın ajandalarına el konuldu. Bu defterin fotokopileri çektirildi, Meclis’e gönderildi.”
“Savcı Celal Kara, Barış Güler’i 17 Aralık’tan sonra çağırıp el yazısı örneği istedi. Güler, sol eli ile yazmaya çalıştı. Tüm ilişkilerini ajandaya geçirip, yazmış. Arama yapılırken kamera kayıtta olabilir. Burada imza attırılıyor. O tutanağı hangi eli ile imzaladığı belli”

 “Gözaltındayken yeni gelen Emniyet Müdürü, sadece Barış Güler’i soruyordu. Salih Kaan’ı soran yok. Mali Şube’nin yeni müdürü sorgudan önce ‘Barış beş, biz sizin suçsuz olduğunuzu biliyoruz’ diyerek iki büklüm oluyorlardı “Hiç bakan çocuğu rüşvet alır mı, çıkarın bu soruları sormayın” diyorlardı. Salih Kaan ile ise ilgilenen hiçbir kimse olmamıştı.”
Meclis Soruşturma Komisyonu’nun bugün toplanması bekleniyor. Komisyon Yüce Divan oylamasına geçmeden önce bu iddiaları dikkate alacak mı? Kafalardaki soru işaretlerini giderecek mi?
TBMM Soruşturma Komisyonu böylesine önemli iddiaları yok sayabilir mi?
Bekleyip göreceğiz...

Önceki ve Sonraki Yazılar