Mustafa Ülkü Caner

Mustafa Ülkü Caner

İzmir' de matruşka ilişkiler

Memlekette at izi it izine karışırken, İzmir’de de rant izleri matruşka usulü birbirine girmeye başladı. Örneğin İzmir’in şu Basmane çukuru daha çok tartışılacak. Basmane’deki o kocaman arazi, çukur olmadan ESHOT’un otobüs deposu olarak İzmir Belediyesi’ne aitmiş…

 

Tıpkı, Bayraklı sahilde Altınyol üzerindeki, zamane ANAP’lı belediye başkanı Burhan Özfatura’nın görev bitimine yakın Belediye Meclisi’nin kararıyla giderayak ‘uygun’ bir rakama, bir oteller zinciri sahibi ve kimine göre bir “kumarhaneler kralına” satılmasını sağladığı 15 dönümlük arazi gibi.


Uzağa gitmeyelim, daha 2-3 yıl önce Üçkuyular Pazaryeri Meydanı’nın yanındaki benzinlik olarak
kullanılan araziyi kimler, kimlere ve niçin, hangi koşullarda sattığı, Piriştina döneminde planlanan ESHOT garajı, pazar yeri ve yarımada otogarı planlarından niçin ve kimler vazgeçerek bir AVM’yi tercih ettikleri incelenmeye değmez mi?


Herşey bir yana, İzmir’in meşhur Üçkuyular pazarı, yaşlılar için ulaşılması zor, viyadük altına, dar bir alana, yani uygun olmayan olmadık bir yere, niçin taşınır? Pazar alış-verişinden dönen, yaşlı yurttaşların üfleyip püfleyip Aziz Kocaoğlu başta olmak üzere Hakan Tartan ve başka karar verici beylere yaptıkları ‘ hayır dualarını’ duyar gibiyim! 

 

İstanbul ve Ankara’da parsel parsel verilen yerlerin hesabını da unutmayalım! Oralarda sorunlu konuların İzmir’e göre yüz kat fazla olduğu aşikâr. Ama bu, İzmir’in sorunlarını konuşmayacağımız anlamına gelmemeli!

 

Maalesef artık o hale geldik ki, tüm kamu ihalelerini ve hele doğrudan teminleri on kere inceleyip, kontrol etmek gerekli! Varsa, her yerde, senden, benden demeden, bütün yanlışlık, yolsuzluk ve usulsüzlüklerin üstüne, korkusuzca ve kararlı olarak, hep birlikte gitmemiz gerekmez mi?


Böyle kupon değerli yerleri hem devlet, hem de belediyeler, yani kamu, niçin satar, savurur?


İzmir Büyükşehir Belediyesi’ni Basmane Çukuru’nda yeni yol arkadaşlarının yapmaya başladıkları 2 gökdelenden birinin bir kaç katına sıkıştırmayı düşünenler varmış! Bu birilerinin aklına bile geldiyse, ayıptır, ayıp… İzmir gibi bir kentin Büyükşehir Belediyesini, mecazi anlamda da olsa, bir inşaat şirketinin kanatları altında ara katlara sıkıştırmak fikri, en azından çirkindir.


Başkalarını bilmem, ama İzmirliler bunu yemez! Şehrin göbeğindeki Basmane arazisi ESHOT otobüs garajıydı. Zamanının Belediye Başkanı Burhan Özfatura çok katlı otopark vs. gerekçelerle mülkiyetin yaklaşık dörtte birini belediyenin elinde tutarak İzmir’in zamane çok sayıdaki hızlı işadamlarının kurduğu meşhur Güç Birliği holding ile işbirliğine gitti.


1999 seçimlerini Ahmet Piriştina kazandıktan sonra Yüksel Çakmur’un açtığı davayı da dikkate alarak, hem emsali düşürdü, hem de görüşmelerle belediyenin pay oranını arttırdı.


Emsaller, kat sayıları, metrekaresi makul ölçülere pek fazla uygunsuz değildi. Hadi buraya kadar anladık, diyelim. Ama sonra olanlar? O çukur olayları önümüzdeki dönemlerde daha çok yazılıp çizilecek. Ama 2011’den sonra olanlar… İzmir Büyükşehir, bir kısım iktidar çevreleri ve meşhur inşaat gurupları işbirliği ve uyumu özellikle Bayraklı, Karşıyaka, Basmane ve Bornova‘da dillere destan gelişti. Hani, düşmanları çatlatan cinsinden.


Basmane Çukuru’nda İzmir Büyükşehir Belediyesi niçin itiraz etmedi? Hatta neden işbirliği yaptı? Bazı Belediye Başkanları ve siyasiler imar iznini Bakanlık verdi diyerek işin içinden sıyrılmaya çalışıyor. Aslında bir bölgede belediyenin uygulanmakta olan bir planı varsa, Çevre Bakanlığı orada mevzi plan uygulaması yapamamaktadır.


Ancak plansız bir bölgeyse ya da önceden planlanmış bölgede eski plan iptal edilerek yeni plan yaparsa, askı süresi ve itirazlar dönemi içerisinde, yeni plan kesinleşinceye kadar Çevre bakanlığı plansız bölgede mevzi plan uygulamasını rahatça yapabilmekte.


Bayraklı’da Piriştina’nın planı iptal edilince, plansız zaman dilimi yaratılınca Bakanlık üzerinden imar izinleri devşirilmedi mi? Yine Basmane’de Aziz Bey başkanlığındaki İzmir Büyükşehir Belediyesi itiraz etseydi Folkart ve ortaklarına satış olamazdı. İzmir Belediyesi neden itiraz etmedi? Kimlerin hakkı yendi bu kararla?

 

Sadece Basmane mi? Çeşme ‘ deki ‘güzellikleri’ de unutmayalım! Kat sayısı artışı… Emsal artışı…
Rant, rant, rant. Hem de, kaç misli rant artışı sağlandı! Yok ya, benim bildiğim büyük başkan Aziz Bey buna izin vermezdi! Rantı-mantı engellerdi!


Ama o da ne? İnşaat başladı bile! Özellikle İzmir’de hiç bir olayın arka planı, inanın kapalı kalmaz. İzmirli yurttaşlar ve özellikle CHP’li İzmirliler bu MATRUŞKA RANT HESABINI yutmazlar!


Ya İzmir’de şiddetli deprem olursa?


İşin püf noktası sadece rant ve çağdaş şehir planlaması sorunu değil. Özellikle, dolgu alanı ve pek sağlam zemin olmayan Bayraklı ince, uzun, sanki kırılıp bükülüverecek gökdelenlerle doluyor.


Dikey depremde bilmem, ama yatay gelişen büyük bir depremde, şahsen o ultra lüks 40-50 katlı
binaların bırakın içinde olmayı, 500 metre yakınında bile bulunmayı düşünmek bile istemem.
Umarım, o kötü senaryolar hiç bir zaman gerçekleşmez ve ilgili tüm sorumlular hesap vermek
zorunda kalmazlar.

Önceki ve Sonraki Yazılar