Özel yaşama veda

                             

İktidar, MİT, Jandarma ve Emniyet, aracılığı ile “ Irk, etnik köken, siyasi düşünce, din, mezhep, dernek, sendika üyeliği, sağlık ve cinsel yaşamla ilgili veriler” dahil her türlü fişlemeyi yapabilecek. Bu da “Kişisel Verilerin Korunması Yasa Tasarısı” adı altında getiriliyor.

Bu konuyu basının önemli isimlerinden, gazeteci-hukukçu Fikret İlkiz’e sordum. İlkiz, kişisel verilerin korunmasının, gizliliğinin sağlanmasının temel insan hakkı olduğuna vurgu yaptı.

 

Kişisel verilerin “ancak ve ancak” belirli, açık amaçlar için toplanabileceğine de dikkat çeken İlkiz, “108 sayılı Kişisel Verilerin Otomatik İşlenmesine İlişkin Olarak Bireylerin Korunması Hakkındaki Avrupa Konseyi Sözleşmesinin 6. Maddesinde; “Özellikli veri kategorileri” başlığı altında sayılan hassas kişisel veriler için şöyle yazdıldığını anımsattı:

“İç hukukta uygun güvenceler sağlanmadıkça, ırk menşeini, politik düşünceleri, dini veya diğer inançları ortaya koyan kişisel nitelikteki verilerle sağlık veya cinsel yaşamla ilgili kişisel nitelikteki veriler ve ceza mahkûmiyetleri otomatik bilgi işlemine tabi tutulamazlar.”

 

İlkiz, kişisel verilerin üçüncü kişilere aktarılması konusunu açıklarken de şöyle konuştu:

 

“Hangi hallerde kişisel verilerin üçüncü kişilere aktarılabileceği ve özellikle hangi hallerde aktarılamayacağı demokrasi ve hukuk devleti olmanın göstergesidir. Örneğin milli güvenlik veya suçun işlenmesinin önlenmesi amacıyla yapılan ‘istihbarat’ faaliyetlerinin ‘sınırlarının’ ne olduğu veya ‘kanundan doğan bir görevin yerine getirilmesi’ gibi kavramlar tartışmalıdır. Bu kavramlar idarenin kanunu istediği gibi yorumlamasına neden olacağından bu tür mevzuat düzenlemeleri herkesin kişisel verilerini tehlikeye sokar.

 

Bu nedenle belirsiz ve takdire dayalı kavramlar yerine kişisel verilerin gizliliğini esas almak çok daha doğru olacaktır. Aksine düzenlemeler hukuka aykırı olur, demokratik toplum düzeninde sorunlar yaratır…

 

…Kişisel veriyi talepte bulunanın ve bu talebinin kanunilik esasına dayanmasının yanı sıra, kişisel veri bilgisinin istenmesinde mutlak zorunluluk aranmalıdır.

Aksi takdirde hassas bilgilerinin dolaşımı kişilerin mağduriyetine, kişisel verilerin amaç dışı kullanılmasına ve herkesin hem kişisel verilerinin ve hem de özel yaşamlarının ihlaline neden olur. Anayasanın 20. maddesinde güvenceye kavuşturulan kişisel verileri tehlikeye atmak demokrasi ve hukuk devleti için büyük bir risk yaratır.  “

Bu yasa geçerse, telefon dinlemeleri mumla aranacak, özel yaşamın gizliliğine veda edilecek gibi…


Önceki ve Sonraki Yazılar