Kendi paramızla her gün zehir tüketiyoruz

Yaklaşık yediğiniz her dört sebze veya meyveden biri resmi kuruluşlarca bile kabul edilemeyen düzeylerde tarım ilacı içeriyor. Vatandaş harekete geçmezse bu durumu hiçbir şey değiştiremeyecek. Bir grup uzmanla birlikte hazırladığımız bir metin ile bir imza kampanyası başlattık.

Change.org’da “Zehirli sebze ve meyve istemiyoruz. Belediyeler hallerde laboratuvar kursun” diye arayın veya aşağıdaki web sayfasını tıklayın: https://www.change.org/p/zehirli-sebze-ve-meyve-istemiyoruz-belediyeler-hallerde-laboratuvarkursun.

Kısa bir video da burada bulunuyor. İmza sayısı 2 bin 500’e varmak üzere. Sosyal medyada arkadaşlarınızla da paylaşırsanız seviniriz. Bu alanda çalışan her gıda grubu, dernek vb. kuruluş bu kampanyayı kendi kampanyaları olarak görürse çok seviniriz. Kampanyada şunları yazdık:

Temel gıda fiyatlarının arttığı, artan fiyatların üreticiye yansımadığı ortamda Akdeniz Üniversitesi Gıda Güvenliği ve Tarımsal Araştırmalar Merkezi tarafından yapılan araştırma, tükettiğimiz gıdaların bedelini sadece paramızla değil sağlığımızla da ödediğimizi göstermiştir.

Araştırma sonuçlarına göre 2014 yılında semt pazarlarından tesadüfi olarak toplanan ve en çok tüketilen domates, kabak, portakal gibi değişik sebze ve meyvelerden alınan örnekler laboratuvarlarda pestisit (tarımsal ilaç) analizine tabi tutulmuş ve maksimum kalıntı limitlerini aşan gıdaların oranı yüzde 25 olarak bulunmuştur. Bu limitleri (pestisit düzeylerini) aşan gıdalar resmi kuruluşlarca da tüketilemez kabul edilmektedir. Ayrıca araştırmada analiz edilen örneklerin yüzde 85’inde birden çok pestisit kalıntısı tespit edilmiştir. Bazı ürünlerde on üçe kadar çıkan pestisit saptanabilmiştir. Tek başına bakıldığında kalıntı limitinin altında kalmakla birlikte toksik kimyasalların bir arada olduğu bir durumda ne tür sağlık riskleri yaratacağının belirsizliğini koruması nedeniyle ürünlerde kalıntı limitlerini aşmasa bile birden fazla sayıda pestisit çıkması ayrı bir tehdit oluşturmaktadır. Bu araştırma aslında malumun ilanı niteliğindedir. Zira kamuoyunda, tükettiğimiz gıdaların sağlığımız üzerinde olumsuz etkileri olduğuna dair uzun zamandır yaygın bir kanı bulunmaktadır.

Gıdalarımızın üzerindeki bu zehirlerin çok çeşitli sağlık etkileri vardır. Kanserler başta olmak üzere, hormon sistemimizi ve doğurganlığımızı, kalp-damar, sinir ve bağışıklık sistemlerimizi olumsuz etkilemektedir. Üstelik birçok sayıda kimyasalın birleşik etkisi bu sağlık sorunlarının şiddetini ve çeşitliliğini artırmaktadır. Bu konuda birçok önlem alınabilir.

Temel insan hakları kapsamında bulunan sağlıklı yaşam ve gıdaya ulaşma hakkı çerçevesinde bu metinde imzası bulunanlar olarak halk sağlığı adına merkezi ve yerel yönetimlerden aşağıda belirtilen temel uygulamaları öncelikle ve ivedilikle hayata geçirmelerini talep ediyoruz.

1) 2012 yılında çıkarılan Yeni Hâl Yasası ülkemizdeki meyve ve sebze hâllerinde kalıntı analizleri yapmaya muktedir laboratuvarlar kurulmasını ve hâle giren ürünlerde kalıntı kontrolü yapılmasını şart koşuyordu. Toptancı hâllerine kalıntı analiz laboratuvarlarının kurularak, maksimum kalıntı limitlerinin üzerinde kalıntı tespit edilen ürünlerin satışının engellenmesi ve yasal mevzuatta belirtilen cezai hükümlerin uygulanması,

2) Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı ile il ve ilçe belediyelerinin pestisit kullanmadığını bildiren köylülerin ürünlerinde periyodik analizler yaparak-yaptırarak sıfır kalıntı durumunda belge vermesi, bu üreticilere semt pazarlarında ayrı bir bölüm ayırması, kira almama vb. gibi uygun görülecek destekler verilerek ekolojik üretimin daha köklü bir şekilde desteklenmesi.

3) Pestisit analizlerinde laboratuvarların analiz ettiği etken madde sayısı açısından büyük farklılıklar bulunmaktadır. Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı’na ait laboratuvarlar ile özel yetki almış laboratuvarların aynı sayıda etken maddeyi kontrol etmesi ve elde edilen sonuçların kamuya açıklanması sağlanmalıdır.

4) Kamu adına yapılan kalıntı analizlerinde görev alan özel laboratuvarların kalıntı analizi işini doğru ve güvenilir bir şekilde yapıp yapmadıkları dikkatle denetlenmelidir. Bu amaçla yapılan denetimlerin sonuçları kamu ile paylaşılmalıdır.

5) Bakanlığın yürüttüğü kalıntı analizleri çalışmalarında bir üründe tespit edilen pestisit sayısının kaç tane olduğu da dikkate alınarak sonuçlar değerlendirmeye tabi tutulmalıdır. Gıda ürünleri içerdiği çoklu pestisit kalıntıları açısından da değerlendirilmeli ve en riskli ürünlerin hangileri olduğu belirlenerek pestisit kullanımını azaltacak önlemler alınmalıdır.

6) Pestisitler üretilirken çeşitli yardımcı kimyasal maddeler de kullanılmaktadır. Bu maddelerin kalıntı analizleri yapılmamaktadır. Dolayısıyla sadece pestisitlerin değil pestisitlerin bileşiminde yer alan ve hormonal sistem üzerinde etkisi olduğundan şüphelenilen alkilfenol etoksilatlar gibi yardımcı maddelerin de kalıntı izleme çalışmaları yapılmalıdır.

7) Kalıntı izleme çalışmalarından elde edilen sonuçlar sadece kalıntı limitlerini aşan gıdaların oranı biçiminde değil, daha detaylı örneğin hangi laboratuvarların, hangi pestisit kalıntısına, hangi ürünlerde ve hangi yöntemleri kullanarak çalışma yaptıklarına dair bilgileri içeren sonuçlar kamu ile paylaşılmalıdır.

Önceki ve Sonraki Yazılar