Suruç saldırıları sonrası CHP heyeti olarak Adıyaman yollarına düştük.

Adıyaman'da, Suruç bombacısının izini sürerken, Diyarbakır bombacısının izine rastladık.

Meğer tüm bu kişiler aynı köyde, aynı hücrede örgütlenmiş.

Bir dizi temas kurduk. Bu IŞİD'e katılan gençlerin aileleriyle biraraya geldik.

Olağanüstü şaşırtıcı şeyler duyduk. Duyduklarımızı raporlaştırdık.

Önümüzdeki günlerde bu raporu açıklayacağız ve kamuoyunu bilgilendireceğiz.

Ama özetleyecek olursak 'konu IŞİD olunca Devlet kayıp...'

Kiminle görüştüysek 'ihmallerden bahsediyor.' Gençler IŞİD'e katılmış, Suriye'ye gitmiş.

Sonra geri dönmüş evine. Bir süre çalışmış, para toplamış yine gitmiş.

5 Ay sonra yine gelmiş. Evini otel gibi kullanıyor.

Emniyete sorduk; 'Bunları sorguladınız mı?'

Cevap şaşırtıcı; 'Yetkimiz yok...'

X aileye gidiyoruz. Oğulları IŞİD'e katılmış.

'Falancanın oğlu bizimkini götürdü, 2 gün önce eve gelmiş, şu an evde' diyorlar.

Adam IŞİD'ci, Suriye'den gelmiş.

Ama kapısını çalıp tek soru soran bile yok.

Emniyet bu aileleri ziyaret bile etmemiş.

Öyleki, evlerinde ne kadar delil ve döküman varsa bize verdiler.

Bizden önce bu dökümanları emniyetin alıp incelemesi gerekmezmiydi?

Devlet IŞİD konusunda sessiz.

Niye eşelemiyor? Neden korkuyor?

IŞİD'e operasyon çekip, IŞİD'le alakası olmayanları tutuklayanlar, bu olaylara karşı niçin sessiz.

Çok yakında tüm nedenlerini belgeleriyle bu köşede yazacağım...