Siz siyasiler ülkede işlenen Cinayetlerden sorumlusunuz
ABD’nin Kuzey Carolina eyaleti Chapel Hill kasabasında üç Müslüman genç vahşice
katledildiğinde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ekranlarda şu çıkışı yapmıştı: “Sayın
Obama’ya sesleniyorum, ‘Neredesin Başkan’ diyorum. Biz siyasiler, ülkemizde işlenen
cinayetlerden sorumluyuz. Tavrımızı ortaya koymak zorundayız. Çünkü halk size oylarını
verirken ‘Benim can güvenliğimi, mal güvenliğimi sağlayacaksın’ diye veriyor. Eğer siz, bu tür
bir olay karşısında sessiz kalırsanız dünya da size her zaman sessiz kalacaktır...”
***
Erdoğan’ın “Biz siyasiler, ülkemizde işlenen cinayetlerden sorumluyuz. Tavrımızı ortaya koymak
zorundayız. Çünkü halk size oylarını verirken ‘Benim can güvenliğimi, mal güvenliğimi
sağlayacaksın’ diye veriyor” ” cümlesi altı kalınca çizilecek önemdeydi. Erdoğan yerinde ve
son derece haklı bir tepkiyi yüksek sesle dile getirmişti o günlerde.
Aynı Erdoğan “barış ve kardeşlik” istedikleri için sokağa çıkan on binlerden 100’ü aşkın canın
yaşamını yitirdiği, yüzlercesinin yaralandığı alçakça katliam karşısında yazılı bir açıklama
ile yetindi. Kahpece saldırının üzerinden üç gün geçti ve hala da kameralar karşısına geçip
bir açıklama yapmış, o bilinen üslubu ile sorumlulardan hesap sormuş değil!
13 yıllık AKP iktidarının son Başbakanı Davutoğlu ise “AKP iktidarda değil, bu seçim hükümeti
diyor”, partisini sorumluluktan sıyırmaya çalışıyor. “İstihbarat zaafı yok” ısrarını sürdürüp,
bakanlarına sahip çıkıyor. İçişleri Bakanı Altınok “Güvenlik açığı yok” derken, “gerekli
dersleri çıkarttıklarını” söyleyebiliyor. Adalet Bakanı hiçbir şey olmamış gibi tebessümlü
tepkiler verebiliyor. Bazı kabine üyeleri Türkiye tarihinin en büyük katliamını ‘olağan’ bir
durummuş, sıradan bir Ortadoğu günüymüş gibi kabul ediyor.
***
Üç Müslüman gencin öldürülmesinden ABD Başkanı ne kadar ‘sorumlu’ ise Türkiye’de vahşice
öldürülen yüzlerce candan; o masum çocukların, hayatının baharındaki gençlerin, masum
insanların yok edilmesinden bu ülkeyi yöneten siyasiler o derece ‘sorumlu’ değiller mi? Her
katliamın ardından sordum. Bugün acılı yüreğimin isyan eden sesiyle bir kez daha soruyorum.
Çok gerilere kanlı 1 Mayıslara, Maraşlara, Çorumlara, Sivas katliamlarına gitmeden, bu
iktidarın sorumluluk döneminden örneklerle soruyorum. Reyhanlı’da 54 Suruç’ta 34, Gezi
direnişinde 11, Roboski sınırında çoğu çocuk 34, Soma’da 301, Ermenek’te 18, Dağlıca’da 16;
İstanbul, Lice, Hatay, Eskişehir, Diyarbakır, Hakkâri, Ankara’da bombalanarak, vurularak,
dövülerek, iş cinayetlerinde, terör eylemlerinde öldürülenlerden hangi siyasetçiler sorumluluk
hissetti? İstifa eden bakan, bürokrat anımsıyor musunuz? Daha 15’inde polisin gaz kapsülü ile
vurulan, 16 kiloya düşerek hayatını kaybeden Berkin Elvan’dan hangi siyasetçi ‘sorumluluk’
duydu? Hrant Dink Şişli’de Agos’un önünde öldürüldü. 18 Nisan 2007’de, Malatya’daki Zirve
kitabevinde biri Alman ikisi Türk üç Hristiyan’ın boğazları kesilerek katledildi. Hangi
siyasetçi ‘sorumlu’ davranıp, tutum aldı?
***
2003-2011 yılları arasında işlenen 121 faili meçhul cinayete dönük ‘sorumluluk’ alan bir
siyasetçi gördünüz mü? Yargısız infaz, dur ihtarına uymama sonucu öldürülen 388 kişi ile
gözaltında veya cezaevlerinde yaşanan 274 ölümden ‘sorumluluk’ duyan siyasilere rastladınız
mı? 2004 yılında evinin önünde öldürülen 12 yaşındaki Uğur Kaymaz, Gezi direnişinde dövülerek
katledilen Ali İsmail Korkmaz, koyun otlatırken vurulan 12 yaşındaki Ceylan Önkol, Muğla’da
öldürülen üniversite öğrencisi Şerzan Kurt, Diyarbakır’da kurşunlanan üniversite öğrencisi
Aydın Erdem cinayetlerinden ‘sorumluluk’ çıkaran bir siyasetçinin varlığından haberdar
mısınız? Ethem Sarısülük/Ankara, Abdullah Cömert/Hatay, Medeni Yıldırım/Lice, Mahir
Zorbey/Aydın, Yeşim Çelik/İstanbul, Ceylan Önkol/Lice, Aydın Erdem/Diyarbakır, Emrah
Gezer/Ankara, Osman Aslı/İstanbul, Enes Ata/Diyarbakır, Uğur Kaymaz/ Kızıltepe.
Öldürüldüler... Katledilmelerinden ‘sorumluluk’ duyan, istifa eden bir bakan, bir siyasetçi
var mıydı?
***
2007’de Orhan Güleç (14) Şanlıurfa, Yusuf Aydınalp (9) Siirt – Pervari, Süleyman Şengül (9)
Şırnak, 2008’de Yahya Menekşe (12), Şırnak, 2009’da Songül Karatogül (8) Diyarbakır, Maziye
Aslan (8) Van, Nevzat Akçam (15) Pervari, Şükrü Duman (12) Siirt, Hakan Uluç (10) Siirt,
Caziye Ölmez (16) Şırnak, Mahsum Teğin (13) Diyarbakır-Kulp, Mahsun Bayram (17) Diyarbakır,
Caziye Ölmez (16) Uludere...
Hepsi de çocuktu... Öldürüldüler... İş başındaki siyasetçilerden ‘sorumluyuz” diyerek
koltuğunu bırakan oldu mu? 7 Haziran’dan bu yana 694 insan canı gitti. Dağlıca’da 16 asker,
Dilucu’nda 13 polis şehit edildi. Tam 127 şehit terör kurbanı... Çocuk yaştaki Baran Çağlı,
Emin Yanaş çatışma ortasına vurularak öldürüldüler. Neredeydi ‘sorumlu’ siyasetçiler!
***
Doğrudur, Cumhurbaşkanı haklıdır. Çünkü halk size oylarını verirken ‘Benim can güvenliğimi,
mal güvenliğimi sağlayacaksın’ diye veriyor. Ama Başkent’in göbeğinde bunu yapamadınız. Yüzün
üzerinde insan bombalanarak vahşice katledildi! Yüzlercesi yaralı, onlarcası yaşam savaşı
veriyor.
Kara Cumartesi’nin ‘sorumluluğunu’ üstlenen bir tek siyasetçi var mı? Erdoğan ne diyordu
Obama’ya? “Biz siyasiler, ülkemizde işlenen cinayetlerden sorumluyuz.”
Doğrudur, Cumhurbaşkanı haklıdır. Siz siyasiler ülkede işlenen cinayetlerden sorumlusunuz!
Hesabını da bir gün mutlaka adalete ve halka vereceksiniz!