Mustafa Ülkü Caner

Mustafa Ülkü Caner

“Kurşun  askerler”

Ne telaşla fırladılar ama ortaya!
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli ve Büyük Birlik Partisi Genel Başkanı Mustafa Destici’nin yardımcılarından Ahmet Gürhan ve onlara koşulsuz tabi en yakın yöneticilerinden söz ediyorum.
Birisi, düzenlemeyi eleştirenleri “kurşun asker” olmakla suçladı, diğeri  “terör destekçiliği” ve “PKK taşeronluğu” ile.
Tam bir kurşun asker fedakârlığı ve koşulsuz itaat ruhuyla…
İnsan kurşun askere dönüşmeye görsün.
Ayıptır, ayıp.
Bir de üstüne demokratik eleştirilerde bulunan muhalefete saldır!
Her ağzınızı açtığınızda aynaya bakmasanız bari!
AKP bile, ya o öyle değil falan filan yanlış anlaşıldı tarzda klasik geri adımını atarken bile BBP ve Devlet Bahçeli halen göze girmeye çalışan talebe aceleciliği ile KHK’nın o tepki gören maddesine daha çok sahip çıkıyor.
İnsan gerçekten merak ediyor. Bu ikili niçin böyle davranıyor.
Akılla falan açıklanacak durumu yok bu işin.
Neyse, nasıl olsa bir gün açığa çıkar bu garip kraldan fazla kralcı davranışların sebepleri...
Özellikle Anayasa referandumu ve sonrası bunların yaptıkları kurşun askerleri bile terhis(!) ettirirdi herhalde!
Peki, “Kurşun Asker” nedir?
Önce masal kahramanıdır.
Topaldır, güçlü arzuları vardır, ama hep sürüklenir durur.
Hep edilgendir, sonuçta elinde bulunduğu kişinin merhameti ve iradesine bağlıdır.
Oyuncak işte.
Masal bu ya, birçok arbede yaşar.
Kendi iradesi olmadığından hep hazır kuvvettir.
Masalın sonunda ne olur biliyor musunuz?
Masaldan bir parça:
“...Sahibi olan çocuk bizim kurşun askerden sıkılmış ve artık onunla oynamaz olmuş.
Bununla da kalmamış, bizim kurşun askeri alıp alev alev yanan şöminenin içine atmış.
Kurşun askerin alevlerden canı çok yanmış ve bir süre sonra erimeye başlamış. Yine sevgilisi prensesten ayrılıyormuş işte, en çok da buna üzülüyormuş. Tam o sırada açık pencereden giren güçlü bir esinti, prensesi uçurup ateşin içine düşürüvermiş. Bizim kurşun asker, sevinçle kollarını açıp prensesi kucaklamış.”
Yazık olmuş kurşun oyuncaklara…
Birlikte sarılıp yanmış, erimişler.
Peki, neydi masal kahramanı “kurşun askeri” yoğun siyasi gündemimize sokan?
Hafta sonu rehaveti içinde sindirim sistemimizi karıştıran bir düzenleme daha gördük:
37. Madde: …“darbe teşebbüsü ve terör eylemleri ile bunların devamı niteliğindeki eylemlerin bastırılması kapsamında”…
OHAL gerekçesi ile alakası olmayan konuların yanında böyle bir cümle vardı ki, AKP bile sözcüsü Mahir Ünal eliyle jet bir açıklama yapmak zorunda hissetti kendini:
“... Bu düzenlemenin sadece 15 Temmuz gecesi ve 16 Temmuz sabahını kapsıyor ...” dedi Mahir Ünal.
Daha sonra Hükümet Sözcüsü Bekir Bozdağ da benzer açıklama da bulundu.
Madem toplumun yarısı tarafından yanlış anlaşılıyor, o zaman neyin kavgasını yaşıyoruz?
Toplumun yarısının sizin niyetinizi okumaktan başka işi yok mu?
Bir cümlelik yeni KHK yayınlayın, kargaşayı düzeltin, bitirin tartışmayı.
Çünkü aksi hal, resmen iç savaş kışkırtıcılığı ve toplumu şiddete davet olarak değerlendirilir toplumun yarısı tarafından…

Önceki ve Sonraki Yazılar