Marangoz hatasını düzeltecek

Siyasal anekdotları çok severim. Hele içerisinde bir zekâ parıltısı ve mizah varsa tadına doyum olmaz.
Bunların en çok bilinenlerinden biri, Fransız Jakoben hukukçu Jacques Danton’a ait olandır. Hatırlatıyorum:
Büyük Fransız Devrimi (1789) sonrası, devrim kendi çocuklarını yemeğe başladığında, Paris’teki mahkeme salonları yargılamalara yetmemeye başlamış. Bunun üzerine hızla yeni salonlar inşa edilmiş. Bu salonlardan birinde, marangoz bir hata sonucu, o zamana kadar sanık ve avukatı ile aynı seviyede olan savcı ve yargıç yerini daha yüksekte imal etmiş.
Büyük hukukçu, avukat Danton, bir oturumda kendisine büyüklük taslayan mahkeme heyetine, “Beyler, sizin orada olmanız bir marangoz hatasıdır” diye seslenmiş. O günden bu yana, hak etmediği halde yüksek makamlara ulaşanlara böyle seslenmek bir “had bildirme” retoriği olmuş.
Türkiye Cumhuriyeti Parlamentosunda, TİP Milletvekili, gazeteci-yazar merhum Çetin Altan’ın, TBMM’ne Başkanlık eden Adalet Partili Başkanvekiline bu şekilde hitap edip sonrasında ağır bir saldırıya uğraması da siyasi tarihimize geçmiştir.
Teşbihte hata olmaz. 2002 Genel Seçimlerinde, Türkiye seçmeni, aynı Fransız marangozlar gibi bir hata yaptı ve koca Türkiye’nin yönetimine, yani o yüksek yere, bırakın ülke yönetimini, bir kentin yönetimini bile yürütebilecek bilgi ve beceriye sahip olmayan bir ekibi, yani AKP kadrolarını oturttu.
Bu “bir kenti bile yönetememe “ nitelemesi bana ait değildir. Kısa bir süre önce, eski İstanbul Belediye Başkanı, günümüz AKP Genel Başkanı Tayyip Bey, İstanbul’daki bir konuşmasında “Biz bu kente ihanet ettik. Beton yığınına dönüştürdük. Bunda benim de suçum var” diyerek günah çıkardı. Belirleme ona aittir.
Bu, devlet yönetiminde hiç bir deneyimi olmayan;
Yıllardır eski yönetime hasetle diş bileyen ama hiç bir hazırlığı ve kadroları olmayan;
Haksız ve hukuksuzlarını dini söylemlerle saklamakta hiç bir beis görmeyen;
Çapsız, bilinçsiz, sorumsuz, vicdansız, rüşvetçi, hırsız bir güruhun gelip, polis müdürü, kaymakam, vali, general, müsteşar, bakan ve daha yüksek unvanlara sahip olarak yönetime yerleşmeleri ülkenin felaketi oldu…
Devlet “batma noktasına” geldi.
Seçmen adlı marangozun hatası, Türkiye’ye pahalıya patladı. Ülke hukuk, insan hakları, adalet, bilimsel düzey, yolsuzluk kriterleri açısından, milletler sıralamasının en kalitesiz kategorilerine yerleşti.
Şimdi önümüzdeki seçimlere giderken görülüyor ki, marangozumuz hatasını anladı. Haksız ve hukuksuz olarak o yüksek yerlere yerleşenlere artık yer vermemekte kararlı olduğu seziliyor. Marangoz hatasını düzeltecek. Herkes layık olduğu düzeye yerleşecek.
Alâmetler belirdi. Öyle gözüküyor.

Önceki ve Sonraki Yazılar