Milli değil, sürücüsüz araca ihtiyacımız var

Memleketimizde bir yerli otomobil sevdası sürüp duruyor… Gerçi bugüne kadar var olan pratik, bu işin başarılı olamayacağını, olsa bile ticari anlamda bir katkısı olmayacağını ortaya koyuyor ama inat devam ediyor.

Dünya otomotiv endüstrisi uzunca bir süredir ‘yerli’den daha çok yeni teknolojiler üzerinde çalışıyor. Giderek yaygınlaşan, sayısı artan elektrikli otomobiller bunun bir örneği… Artık birçok marka tarafından üretilen elektrikli otomobillerin, orta vadede akaryakıtla çalışanların yerini alacağı sektörün ortak beklentisi.

Otomotiv endüstrisinin yanı sıra teknoloji devlerinin üzerinde çalıştığı bir diğer alan ise ‘sürücüsüz’ araçlar. Sürücüsüz araç ilk kez konuşulmaya başlandığında, gerçekleşmesinin çok uzun yıllar alacağı sanılıyordu ancak ilk sonuçlar beş yıl içinde bu araçları trafikte görmeye başlayacağımızın sinyallerini veriyor. Bu alanın en hızlı ismi ise Google…

Google’ın ürettiği sürücüsüz araçlar, artık trafikte test edilir duruma geldi. Şirketin bu bölümünün yöneticisi Chris Urmson, 2020 yılında bu işin ticari hale geleceğini ve araçların yaygın olarak trafiğe çıkacağını açıkladı. Google’ın bu atağının ardından özellikle ABD’de konu ile ilgili çok sayıda araştırma ve analiz de yayımlanmaya başlandı. Bunlardan en sonuncusu McKinsey tarafından kamuoyuyla paylaşıldı. McKinsey’in raporunda, sürücüsüz araçların trafik kazalarının önlenmesinde önemli bir rol oynayacağına vurgu yapılıyor. Raporda trafik kazası nedeniyle hayatını kaybeden bir kişi için sekiz hastane ve 100 acil servis noktasına ihtiyaç olduğu belirtilerek 2012 yılında ABD’de trafik kazaları nedeniyle 212 milyar dolar harcama yapıldığı vurgulanıyor. Sürücüsüz araçların yaygınlaşmasıyla birlikte trafik kazalarının yüzde 90 oranında azalacağını belirten McKinsey araştırmacıları, bunun da yılda 190 milyar dolarlık bir tasarruf sağlayacağını düşünüyor.

Sürücüsüz araçların sağlayacağı bir diğer katkı ise park yerleri. Çünkü bu araçlar, park alanlarını çok daha verimli kullanıyor, haliyle de park alanına olan ihtiyaç da azalıyor. Yine aynı araştırma, bu araçların sürücülere günde en az 50 dakika kazandıracağını bunun da hem ekonomi hem de bireysel mutluluğa katkı sağlayacağını ortaya koyuyor.

Türkiye, hasarlı ve ölümlü trafik kazaları sıralamasında ilkler arasında yer alıyor. Bu ülkede yaşayan herkesin ama mutlaka herkesin bir yakını trafik kazasında hayatını kaybetmiştir. Kendimden örnek vereyim dört yakın akrabam trafik kazası nedeniyle yaşamlarını yitirdi…

Emniyet Genel Müdürlüğü’nün rakamlarına göre, sadece Eylül 2015’de 36 bin 305 trafik kazası meydana geldi. Bu kazalarda 409 kişi hayatını kaybetti 30 bin 779 kişi de yaralandı. Yılın ilk dokuz ayında trafikte hayatını kaybeden kişi sayısı ise 2 bin 878 kişi oldu. Kazaların neden olduğu ekonomik kaybı yazmıyorum bile… Rakamlar ortadayken bence şu yerli otomobil işini sürücüsüz otomobillere yönlendirmekte fayda var. En azından kazalarda kaybettiğimiz insan sayısını azaltırız…

Önceki ve Sonraki Yazılar