Çifte vatandaşlık ve Cumhurbaşkanlığı

Dün, 12 Eylül (1980) darbesini yapan dönemin Genelkurmay Başkanı (sonraki Cumhurbaşkanı) Orgeneral Kenan Evren ve dönemin Hava Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Tahsin Şahinkaya müebbet hapis cezası aldı.

“Gururlanma padişahım, senden büyük Allah var!”

Darbe yapıldığı tarihi çok iyi hatırlıyorum. Tüm Türkiye “bayram” yapmış, rahatlamıştı. Hatta milyonlarca insan bunu “darbe” olarak kabul etmemişti.

3 yıl sonra yapılan Cumhurbaşkanlığı referandumunda da, halkın yüzde 92,5’i Evren’i Çankaya’ya göndermişti.

İşte “kutsal sandık” ve demokrasi!

Bugün ilerlemiş yaşlarında mahkûm oldukları müebbet hapis cezasından sonra, “kutsal sandıkta” kendilerini destekleyen halkın yüzde 92,5’inden bir kişi bile arkalarından ağlar mı acaba?

Halk ve iktidar… Seçen ve seçilen ilişkisi…

Ve de Cuma selamlığında Padişahlara, “Gururlanma padişahım, senden büyük Allah var!” diye bağırmak ve onu tevazua çağırmakla “görevlendirilmiş” insanlar…

Bugün bunları da hatırladım.

MISIR VATANDAŞI MI?
Gelelim, Atatürk’ün partisi(!) CHP ve MHP’nin “ort-AK” Cumhurbaşkanı adayı Prof. Dr. Ekmeleddin İhsanoğlu konusuna.

İnsanları karalamayı ve hakareti asla sevmem. Ama, sorularıma yanıt almak en doğal hakkımız.

Sayın İhsanoğlu, AKP’nin adayı olsa durum farklıydı. Önceki gece, -istifa ettikten sonra ‘konuk’ olarak katıldığım- Halk TV’de de söyledim. İhsanoğlu efendi, kibar, sağlıklı görünen bir insan. Kendi alanında çalışmasına bir sözüm yok. Burada tartışıp eleştirdiğim nokta Atatürkçü bir partinin İslamcı-yönetici bir kişiyi aday göstermesi…

Kendisini tanıyan bir kişiyi bulmak istedim, buldum, konuştum. Prof. Dr. Ekmeleddin İhsanoğlu, 1943 yılında Mısır’da doğmuş. (Babasının kimliği vb. yazmıştım, sonra yine konuşuruz.) 31 yıl sonra Ankara’ya gelmiş.

Yani, 31 yaşında Türkiye’ye ayak basmış. Bu yaşına kadar Mısır’da yaşadığını söyledi kendisini tanıyan bir profesör.

Sordum, “Peki Mısır vatandaşı mı?”

“31 yaşına kadar bir ülkede kalan kişi, oranın vatandaşı olmaz mı, ne vatandaşı olacaktı?” yanıtını aldım.

Zaten, bütün ömrü Türkiye dışında geçen bir insan –doğal olarak- o ülkelerden bir ya da birkaçının da vatandaşlığını alır ki, sıkıntı çekmesin.

CHP’nin “ort-AK” CB adayı Prof. Dr. Ekmeleddin İhsanoğlu, belki de birkaç ülkenin vatandaşı. Bu konu, bireysel özgürlüğü ve özel yaşamı dışında bir anlam kazanmış oluyor:

“TC vatandaşlığı dışında da bir(kaç) vatandaşlığı olan kişiler Cumhurbaşkanı seçilme yeterliliğine sahip oluyor mu?”

Merve Kavakçı olayını hatırlayalım. TC’den “izinsiz” (ve bildirimsiz) ABD vatandaşı olduğu ortaya çıkınca kıyamet kopmuş, milletvekilliği düşmüştü.

Şimdi, son çıkan yasalara göre, CHP’nin adayı Prof. Dr. Ekmeleddin İhsanoğlu’nun bu özelliği, yani “seçilme yeterliliği” netleştirilmelidir… Cumhurbaşkanlığı Seçimi Kanunu, “2.tura bile çıksa, bu yeterliliği düşen kişinin 2. Tura giremeyeceğini, 3.sıradaki kişinin yarışa sokulacağını” emrediyor.

TÜRKİYE’NİN KARZAİ’Sİ Mİ?
Prof. Dr. Ekmeleddin İhsanoğlu’nu tanıyan bir “Toplumbilim” Profesörü –ki bu gece Ulusal Kanal’daki programıma da katılacak- şöyle dedi (Kendisi ulusalcı değil!):

“Böyle şeyler uluslararası cemiyetler tarafından birer proje olarak hazırlanıyor. İçinde yaşamadığı ve tanımadığı bir toplumun en tepesine çıkarak o toplumu yönetmek, bilime de aykırıdır. Karzai gibi!”

Afganistan’ın başına getirilen Karzai’yi duyunca, “Yani, Türkiye’nin Karzai’si mi diyorsunuz?” dedim.

“Evet, öyle oluyor, Türkiye’nin Karzai'si!” dedi.

*

Gelişmeleri hep birlikte göreceğiz.


İhsanoğlu –henüz resmi başvurusunu yapmadığı- adaylıktan vazgeçer mi, devam mı eder, 3. aday çıkar mı bilinmez.

Ama bilinen şey, “AKP’den oy çalacağız” derken, zaten bir avuç olan Atatürkçülerin (yazarlar, aydınlar, milletvekilleri ve toplum) şimdiden bölündüğüdür.

Bunu da, “Dimyat’a” (O da Mısır’da!) pirince giderken, evdeki bulgurdan olmamızı sağlayan Kılıçdaroğlu ve Bahçeli başarmıştır!

*

GÜNÜN SÖZÜ:

Başkasının abdestiyle namaz kılınmaz- Anonim.



Önceki ve Sonraki Yazılar