Mutluluğa ne kadar yakınsınız?

SEMA TOKATLI YURT OKURLARI İÇİN YAZDI:

Hepimiz mutlu olmak isteriz. Herkes, yaptığı eylemleri mutluluğa ulaşmak için yapar. Mutlu olmak bir hedeftir aslında. Ya da hedefin gerçekleştiği noktada ulaşılmak istenen duygudur. Kimimiz işe girince, kimimiz sınav kazanınca, kimimiz evlenince, kimimiz para kazanınca, kimimiz çocuk sahibi olunca, kimimiz sağlığına kavuştuğunda, kimimiz tuttuğu takım maç kazandığında, kimimiz birine yardım ettiğinde mutlu olur ya da mutlu olacağını düşünür.  Mutlu olacağımız düşüncesiyle harekete geçeriz, tüm hedeflerimiz ve isteklerimizin arkasında mutlu olacağımız beklentisi yatar.

Şu anda size yüzde kaç mutlusunuz diye sorsam büyük ihtimalle çoğunuz puan kırmak için gerekçe arayacaksınız zihninizde. Hepinizin kırdığınız puanlar için bahanesi vardır mutlaka. Çünkü hayatımızda hep eksik olan bir şeyler vardır. Bunlar, henüz tamamlanmamış hedeflerimizdir. O hedef tamamlandığında ancak mutluluk puanlarımız yükselecektir. Ama yine de yetmez. O hedef gerçekleşir ve yeni hedefler ya da istekler peydahlanır. Mutlu musunuz, daha tam değil, şu da gerçekleşsin, öyle deriz.
Peki, biz ne zaman ve nasıl yüzde 100 mutlu olacağız? İçinde bulunduğumuz dünyanın şartları gereği, yüzde 100’ü beklemek çok gerçekçi olmasa da, yüzde 80 ve 90 oranındaki mutluluk yeteri kadar gerçek olabilir.

Anın daha fazla farkında vararak. Anın değerini bilerek, aslında tüm yaşamımızın anların toplamından ibaret olduğunu kavrayarak. Bir an durup, şu anda neredeyim, ne yapıyorum deyip içinde bulunduğumuz anın detaylarını özümseyerek. O an her nerede, her ne yapıyorsak, hangi durum içindeysek, anın bize sunduklarını görüp, anlayarak…
Kötü bir durum içerisindeysek bu durumdan hangi dersi almamız gerektiğini, bize öğretilmek istenen şeyi sorgulayarak. İyi bir durum içindeysek de, şükrederek, teşekkür ederek, keyif alarak…

Yoldaki güzellikler


Mutluluk sadece hedefe ulaşınca gelmez, o hedefe giden yolda da mutlu olmayı bilmek gerekir. Gideceğimiz destinasyon ne kadar mükemmel olsa da, yoldaki güzellikleri görmeden geçmemeliyiz. Sadece son noktaya odaklanıp, rotanın bize sunduğu muhteşemliklere ve sürprizlere gözümüzü kapatırsak, o son nokta da bizi yeteri kadar tatmin etmez. Sadece yolun sonunda aranan mutluluk hayal kırıklığından başka bir şey yaratmaz.

Çünkü sadece belli bir hedefe yüklenen mutluluk, ulaşıldığı an tekrar kaybedilir. Sürekli yeni arayışlar içine girmek, zamanla kişide doldurulamaz bir boşluğun oluşmasına neden olur.
Hedeflerimizi hiçbir zaman küçümsemeden, gün içinde karşımıza çıkan ufak mutlulukların da farkında olarak, her gün bizi daha fazla mutlu eden şeyleri daha çok yaparak, hayatımızı daha kaliteli hale getirebiliriz. Daha fazla mutluluk daha kaliteli hayatı da beraberinde getirir. Mutlu enerjimizi çevreye yayarak, çevremizdeki insanların da mutluluklarına katkıda bulunabiliriz. Çünkü bütün duygular gibi mutluluk da bulaşıcıdır.

Önceki ve Sonraki Yazılar